Rawest Araştırma, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Van şehirlerini kapsayan seçim anketini yayınladı. 1565 kişiyle yüz yüze yapılan ve -/+ 2,5 hata payına sahip olan anket sonuçları, 2018 Seçim sonuçları ile karşılaştırılarak paylaşıldı.
***
HDPDE DÜŞÜŞ; Ankete göre dört ilde HDP yüzde 51.3 ile yine birinci parti. Ancak 2018deki yüzde 52,4 oy oranı göz önüne alındığında HDP oylarında da düşüş görünüyor.
***
AK PARTİ KAYBI; En büyük düşüş Partide dikkat çekiyor.. 2018de yüzde 34,7 olan bandında bir oy potansiyeline sahip iken, ankete göre yaşanan kayıpla, oy yüzdesi 23.8 olarak hesaplandı.
***
MHPDE DÜŞÜŞ; HDP ve AK Parti gibi MHPnin de bölgede oy kaybı var.. 2018deki yüzde 4.3 olan MHP oyları ankete göre yüzde 1.9a düştü.
***
CHPDE KIPIRDAMA; Bölgede yıllardır tabela partisi konumunda olan CHPde bir kıpırdama görünüyor. Dört yıl önce sadece yüzde 2.7 oy alabilen CHP, son ankete göre oy oranını yüzde 9.8e yükseltmiş.
***
DİĞER PARTİLER; İYİ Partide de benzer bir kıpırdama var.. 2018de yüzde 1.8 olan oy oranı, yüzde 2.1e çıktı. Dört yıl önce yüzde 1.2 olan Saadet Partisi oyları, son ankette yüzde 1 olarak hesaplandı.
***
YENİ PARTİLER; Yeni kurulan Gelecek ve DEVA partileri de araştırmaya göre, bölgede hatırı sayılır bir potansiyele sahip oldukları gözleniyor. Ankette DEVA Partisi oyları yüzde 4.7 görülürken, Gelecek Partisi oyları da yüzde 2.6 olarak hesaplandı. AK Partideki kayıpların, DEVA ve Gelecek Partisine gittiği de dikkat çekiyor.
***
DEREYİ GÖRMEDEN!
CHP cephesinde ne bu hal ya?! Adamlar dereyi görmeden, paçaları sıvadığı gibi, karşıya geçmiş, üstbaş düzelmiş şeklinde, jet hesaplar yapılıyor Sanırsınız ki, Kemal Kılıçdaroğlu muhalefetin çatı adayı olmuş.. Hatta, Cumhurbaşkanlığı ipini göğüsleyerek, koltuğa oturmuş.. Şimdiden, CHPliler topyekün alarma geçmiş, Kemal bey sonrası için
***
Bir taraftan genel merkez, diğer taraftan üst akıl, beri yanda sızma harekatı içerisinde olanlar; CHPnin başına kim gelecek, Genel Başkan kim olacak telaşına düşmüş şekilde, siyasi kulis yapılıyor Geceli-gündüzlü toplantılar tertipleniyor.. Tabi bir dizi isimler de kulislerde zikrediliyor.. Öyle ki, CHPnin mahalle sözcüsü yayın organlarında, söyleşiyor, yorumlar dahi, organize ediliyor. Tartışma programlarında, konu başlığı olarak; CHPnin yeni lideri kim olacak sorusu yazılıyor..?
***
Özgür Özel mi dersiniz, Fakir Öztrak mı dersiniz, ya da Oğuz Kaan Salıcı mı? Bu arada Ekremciler de boş durmuyor.. Alttan alta servis ediliyor; Ekrem İmamoğlu olsun diye.. Tabi CHPnin eski duayenleri de, arada bir başını kaldırıyor biz de olabilir miyiz diye Neyse!.. CHPye liderlik noktasında taze kanın gerekliliğine herkes hemfikir..
***
Ama önce, Kemal Kılıçdaroğlunun o koltuktan kalkmasının kesinlik kazanması lazım.. Bir daha dönemeyecek noktasında; bir kazanım elde etmesi gerekir! Yani demem o ki!.. Hele bir dereyi görün, derinlik ölçüsü nedir.. Karşıya geçme imkanı var mı yok mu?.. Ondan sonra; oturup hesap yapın CHPnin başına kim gelecek diye.. Neme lazım, başka haller başa gelebilir yani İpin ucu kaçabilir!..
***
NE İŞ DENİLMEZ Mİ?..
Sizce!.. Ama önce, mevzuya mutali olalım.. Sonra, Ne iş denilmez mi sorusu, sorar sizde yanıtını verirseniz!?.. Malum, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bir kaç gündür Türkiyede..
***
Ki vakıf oldunuz, çavuşoğlu ile kameralar karşısındaki, atışmaları neyse!.. Ben ona girmeyeceğim, ben Baerbockun, otel görüşmesine odaklanmak istiyorum!
***
Şöyle ki.. Baerbock, önceki gün kaldığı otelde sırasıyla, tek tek CHP, İyi Parti ve HDP heyetleriyle bir araya gelip, görüştü.. Türkiyenin siyasi tarihinde bu minvaldeki görüşmelerin çok şeylere gebe olduğu bilinen bir gerçek..
***
Onun için; görüşmenin muhtevasına girmeden sormak istiyorumTam da seçim sath-ı mailine girmişken, Ankara çıkarmasında bu görüşmeye; ne iş denilmez mi? Sizce
***
HADDİNİ BİLECEKSİN!..
Öyle ya hadsize haddini bildirmek, ulvi bir görev değil mi?! Hele ki, bu hadsizlik diplomasi trafiğinde yapılmışsa, çifte had bildirmek gerekmez mi?.. çavuşoğlu da, mevkidaşına had ihlali yaptığı için; hadsizlik yapıyorsun deyip, sağa çekti Ama diyeceksin ki, bunlar hadsizliği liyakat ve ehil ölçeğinde gördükleri için, yol bizim diye hız yapıyorlar.. O eskidendi, dönemleri kapandı.. Ki artık, adam da yetişmiyor onlarda. Neyse; biz gerekeni yapıyoruz artık!.. Biz de el pençe durma dönemlerini aştık. Eee, dövüle dövüle!..
***
DİKTATÖR HA!?..
Eğer ki, Erdoğan diktatör idiyse, sahi onunla birlikte neden yirmi yıl yol yürüdünüz.. Niye sustunuz, ketum kaldınız.. Ve onunla kılıç sallayıp, her türlü narayı attınız?. Sizin ifadenizle onun diktatörlüğü, onun zulümleri(!) öyle ya sizin vasıtanızla, ikmal edilmedi mi?!.. Bu millete yansıtmadınız mı?!
***
İnancımız ne diyor?! Zulme rıza zulümdür.. Ki sizler, bırakın göz yummak, rıza göstermek bilakis bizatihi zulmü işleyenler oldunuz! Ama bugün çıkmış; sureti haktan kendinizi gösteriyorsunuz.. Kim inanır, kim kanar size!.. Sizin, bu milletin huzuruna çıkma yüzünüz sahi var mı?!
***
CİĞER HEPİMİZİN CİĞERİ!..
Diyarbakır Ciğer kebabının coğrafik tescilini aldı.. On Gözlü köprüde, parti de verildi.. Ama ne var ki, ciğer bizimdir minvalinde iller düzeyindeki tartışmalar, devam ediyor.. Her il; bizim diyor Şanlıurfa da Ciğerim diyor, Edirne ahalisi de, ciğerim diyor.. Kimi, kebap, kimi de ciğer tava..
***
Doğrusu, geçmişte ben de radikal bir duruşla gurmede patent noktasında, ısrarcıydım Dönerden tutun da- Baklavaya, Kadayıfa, Meftuneden, kaburga dolmasına, içli köfteden, mumbarına kadar şu buranın, bu buranın, bu bizimdir diye.. Sahip çıkma polemiklerinde, tartışırdım!.. Hayır sizin değil, bizim ya da çalamazsınız, bak yine dadandılar gibisinden, laf ederdim
***
Ama, etmiyorum artık!.. Ki, Ciğer kebabı tesciliyle alakalı patente gösterilen tepkilere de hal-i hazırda tebessüm gösterip, geçiyorumNiye derseniz, çünkü bilumum hepsi damak tadımızın ortak kültürünü taşıyorsa; demek ki o hepimizindir.. Sadece; değişen sosudur?.. Denir ya; her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
***
Biz ciğeri 24 saat kebap yaparak yeriz, Edirnesi tavada öğlen ve akşam, Egedeki zeytinyağı meze.. Ki bugün, Türkiyenin her şehrinde bizim buram buram kültürümüzü ve medeniyetimizi yansıtan Ciğer kebabı yapılıyor ve yeniliyor.. Hem de bol isotlu ve soğanlıVe artık, tüketimde lüks yemeklerin başında geliyor..
***
Hayat pahalılığı ekonomik kriz, ciğerin kilosunu, et fiyatının da üstüne çıkardı.. Hasılı kelam; Diyarbakırlıların deyimiyle adam ol, ciğerimi ye be kardeşim.. Biz de oluşturulan polemiklere eyvallah deyip, o ciğer hem bizim, hem sizin, hem de onların, yeter ki kültürümüzü zenginliğimiz olarak, kabul edelim!!!.. Ama bir ciğer kebabıyla bir kentin uçacağını söylemekte bir o kadar uçuktuk..
***
GÜNÜN SÖZÜ
Zulme rıza zulümdür; üstelik sizler, rızadan da öte, bizzat zulmü işleyenler değil misiniz?
Failed to load the video