'REŞİT' OLMAYAN ÇOCUKLAR?
Eklenme: 5/27/2014 12:00:00 AM

Bu çocuklar kaçırıldı mı, yoksa kendi istekleriyle mi gittiler?

Her nasıl olmuşsa, fark etmez!

Gidişlerinin şekli çok mu önemli!

Bence hayır. çünkü çocuklar. Daha yaşı reşit olmamış

14 ila 17 yaşlarında!

Hiç bir koşul, hiç bir gerekçe kabul etmez onların ailelerinde kopmasını!

***

Hele ki, yaşadığımız şu evrede! Hele ki, çözüm için herkes uğraş verirken.

Ülke. Millet. Barışa, çözüme bu kadar hasretli sarılmışken.

Olmamalı. Bu çocuklar ailelerinden koparılmamalı.

Pek tabi ki, elinde silah dağda, gerilla diye kabul de görülmemeli.

Gurur duyun, çocuklarınız daha çıktı da denilemez.

Olmamalı.

***

Kimse de, rıza göstermez. Göstereceğine de inanmıyorum!

çünkü onların yeri şuan için annelerinin şefkat kucağıdır.

Aile ocağıdır.

Evidir, Okuludur. Parktır, oyun alanlarıdır.

***

Yaş kemale ererse! 18ini bitirmişse.

Kendi iradesiyle hareket etme, yetkisini almışsa.

Yine de kaçırma değil. Ama kendi fikri ve düşüncesidir nereye gittiği.

Ki bu da ayrı bir tartışma konusu. Derler ya; dağa mı, bayıra mı, tatile mi gider o onun bileceği iş.

çünkü yaşı itibariyle sorumluluk kendinde!

***

Ama hal-i hazırda konuştuğumuz; reşit olmayanlar.

Onun için PKKya düşen görev. İvedi bir şekilde çocukları ailelerine teslim etmesidir.

İade etmektir.

Ne yazık ki, şuana kadar PKKdan bir tepki yok.

BDP. DTK. İHD ve diğer STKlardan da; girişim yok.

Varsa da, haberdar değiliz.

***

Şu anki, atmosfer. Özellikle çocuklar üzerindeki gelişmeler.

Sürece alenice zarar vermektedir.

Kürt harektını. çok ciddi bir şekilde terörizm kulvarına taşımaktadır.

Onun için çocukların iadeleri noktasında bir köprü-diyalog geliştirilmeli.

***

Ailelerin feryadı son bulması gerekir. Oturma eylemi sürüyor.

Anneler, babalar, bacılar, kardeşler diyorlar ki;

Ne pahasına olursa olsun. çocuklarımızı geri istiyoruz!

Dün itibariyle oturma eylemi, bir haftayı geride bıraktı.

***

Tabi, eyleme katılan ailelerin de sayısı artı.

Şuan; 11 aile oldu. Her geçen gün de dikkat edilirse, sayı artıyor.

Annelerin çığlığı bu. Direnişimiz sürecek. Eğer bırakılmazsa.

Her hangi bir güvence verilmez ise oturma eylemini açlık grevine dönüştüreceğiz!

***

Buarada; bu akşam aksilik olmaz ise.

Büyüktimurla Gündem programına aileler konuk olacak.

Yaşananları anlatacaklar. Bakalım ne diyecekler?

Bakarsınız belki de bu program mutlu sona ulaştırır.

çocukların ailelerine iadesine vesile olur...

***

Licede olup biten ne?

Gerilim. Düşük profilli çatışma. Yol kapatma.

Araç kundaklama. Kontaklara el koyma.

Molotof. Tazyikli su. Polis-Asker ve bölgede bulunan sivil halk.

Bir de, silahlı PKKlılar deniliyor.

***

Velhasıl; Lice ve bölgesi hal-i hazırda diken üstündü.

Hiçte hayra alamet değil. Her geçen gün ve saatte tansiyon daha bir agresifleşiyor.

Bu da haliyle; kaygılar üretiyor.

çözüm süreci iki yönlü sekteye mi, uğratılıyor?

Eee. Düşünmemek, kaygıya düşmemek elde mi?

***

Sahte Sağlık Raporu!

Oldu olası şu sağlık sektörü bir türlü sağlıklı olmadı.

Hep sağlıksız, hep sağlıksız. İşleyişte. Yönetimde. Görev alışta.

Her daim arıza-i durum vaki. İşte son, rezalet Sahte Sağlık Raporu.

16 kişi gözaltında.

***

Aralarında eski başhekim olmak üzere 7 doktor var.

İkide simsar. 7 infaz koruma memurunun yanın da bir de 2 sağlık memuru var şuan gözaltında.

Bu sayının artma ihtimali var. çünkü soruşturma kapsamlı devam ediyor.

Listede 60 isimden söz ediliyor.

***

Mesele neymiş. Deniliyor ki;

3 ila 5 bin lira ücret karşılığında hasta yatışı yapılıyor.

Yani rapor düzenleniyor. Ekseriyetiyle de; tutuklu ve hükümlülere.

Diyarbakır E ve D Tipi cezaevi.

Pek tabi ki, Diyarbakır dışından gelen misafir tutuklu ve hükümlüler de var.

***

Kurgulama şöyle.

Rapor karşılığı hiç bir hastalığı olmayanlar tedaviye alınıyor.

Cezaevi yerine, hastanede tutuluyor.

Yani özel otelde kal misali. Tabi bu tedavi süresi öyle, bir iki hafta değil.

Hatta Ay bile değil. Öyleleri var ki, 6 ila bir yıl arasında hastanede tutulmuş!

***

Eee boşuna söylemiyoruz.

Altı ayda bir Genel Sekreter ve Başhekim değişirse.

Haliyle Diyarbakırdaki sağlığın hali rezaleti böyle olur.

Köşenin müdavimleri bilirler. Geçtiğimiz yıldı burada yazmıştım!

Bir tutuklu hastanede aşk-ı memnunu nasıl yaşar diye?

Hatta kavga gürültüye karışırken güvenlik kameralarına yansımıştı.

***

Bir dostun ifadesiyle; Gündüz hastanede, gece pavyonlarda gezen nice hükümlü ve tutuklu var.

Hatta aynı masada; Mahkm, simsar ve raporu veren doktor birlikte!

Yani anlayacağınız hastalık bahanedir. Var olan rapor şahane, hastane keyf-ü sefa!

Bakalım; bu operasyonun muhtevası neye delalet olur.

***

Ancak üzüntüm şudur ki.

Adam Profesör olmuş. Hatta başhekimlik görevinde bulunmuş birinin.

Ki aylığı döner sermayeyle birlikte telaffuz edilemeyecek rakamda.

Gel gör ki; 35 bin liraya tenezzül ediyor iddiası var.

Yazık. Hem de çok yazık!