Sene-i devriyesindeyiz.
Ama hala da,
Roboskinin ne olduğunu anlamış değiliz.
34 İnsanın katledilişi,
Ah-u enini,
Nasıl ve kemin emir komutasıyla, işlendiği meçhul.
Her ne kadar,
Kısm-i bazda bilinen hakikat var ise de; dehlizlerde
***
Aslında;
Şu sorular ve çevresinde inşa edilen beyanlar zihni kilitliyor.
Şöyle ki;
Roboski katliamı bir operasyonel sonuç mu?
Yoksa stratejik öneme binaen mi icra edildi.
çünkü;
Sır dünyası ve üzerindeki şal henüz kaldırılmış değil.
***
Bakınız;
Meclis Roboskiyi Araştırma Komisyonu.
Söz de, araştırma yaptı, görüşmelerde bulundu.
Kozmik odalardan doküman, Ailelerden, bilgi aldı mı, almadı mı belli değil.
Peki sonuç?
Hadisenin,
Üzerinden koca bir yıl geçti, ne olduğunu açıklamış değil.
Rapor, çıkmazında, zorlanıyor.
Komisyon üyeleri.
Hatta Başkan bile; durum ikileminde.
***
Gelelim, Yargısal tahkikata!
Bildiğimiz, bazı kişilerin ifadelerine başvurulduğu.
Ötesi yok.
Gizlilik kararı olduğu için de, detay imknsız.
Hazırlanmış,
Bir iddianame, ya da karar da yok.
Peki, ne olacak?
***
Evet,
Uluderedeki 34 Kürt gencinin ölümü.
Yani; Roboski katliamı.
Herkes biliyor ki,
Şuan ki, aldığı kimlik, Kürt meselesinin kırılma noktası.
Özellikle;
Hükümet için tahribat ve yıpranma, sorumlu görülme, hesap vermesi gereken makam.
Ki bu da; Demokratik Hukuk Devletinde olması gerekendir.
***
Hafta sonu,
Başbakan Erdoğan katıldığı canlı yayında şunu söyledi.
Gerekirse, Özür dileriz.
Ve şunu da ima etti,
Uluderedeki saldırının stratejik bir operasyon olduğunu.
Ve tabi ki,
İlk gün şu açıklama gelmişti, Başbakandan.
Uludere, derin dehlizlerde kaybolmayacak. Arkasında ve sorumlular kim varsa, ortaya çıkacak. Türkiye eski Türkiye değil.
***
Sonuç dersek!
Hükümette biliyor ki;
Roboski kendisine yönelik bir operasyon.
Kürtler de biliyor ki;
Roboski Kürt sorunun çözümünü sekteye uğratmaya yönelik bir operasyon.
O zaman, Roboski katliamı her yönüyle açığa çıkarılması gerekir.
İstihbaratı veren de,
Emri veren de,
Bombaları yağdıran da, her kim sorumlu ise?
Yargı önünde hesap vermeli!
***
Şayet,
Siyasal iktidarın hadisede kastı yoksa.
Ki Başbakan, öyle diyor.
O zaman;
Kürtlerden ve tabi ki Roboski katliamında hayatını kaybedenlerin ailelerinden.
Devlet ikmaliyle özür dilenmeli.
Tabi bu çıkış;
Şuan ki hal-i vaziyetten Kürt sorunun çözümüne yönelik yeni bir hamle geliştirme açısından ivedi ve elzemdir.
***
Evet,
28 Aralık 2011 gecesi.
Türkiye için;
Acı ama karanlık ve utanç dolu bir takvim günü.
Ekseriyeti,
çoluk-çocuk 34 Kürt insan.
Yıllardır,
Yoksulluğa, açlığa ve işsizliğe mahkm olmanın çaresizliğini yaşıyorlardı.
Sınır ticareti yapmak için yola çıkmışlardı.
***
Ki o bölgede;
Devletin tüm temsilcileri biliyor ki, bir lokma ekmek uğruna, sınır ticareti daimdir.
Ama bilinmesine rağmen;
Buz kesen gece üzerlerine yakıcı bombalar yağdırıldı.
Hava bombardımanı yapıldı.
Yetmedi ikinci kez hava bombardımanına girişildi.
Saatlerce F-16lar bomba yağdırdı.
***
Ancak;
Gün ağardığında, hakikat ortaya çıktı.
34 cansız beden.
Cenazeler, katırlar ve insan sırtından taşındı.
Şimdi, üzerinden bir yıl geçiyor.
4 gün sonra, sene-i devriyesi!
Ama hala, Vicdanlar mahkm!
Bir kez daha,
Roboski acısıyla ölenlere Allahtan rahmet,
Ailelerine ve Kürt halkına başsağlığı diliyorum.
Ve diyorum ki;
Roboski derin dehlizlerde kaybolmasın.