Roboski şalı kalkacak mı?
Eklenme: 2/17/2012 12:00:00 AM

Uludere.

Gülyazı...

Roboski.

Her ne isimle ifade ederseniz edin sonuç itibariyle; "sınırda" yaşatılan bir katliam!

çünkü;

34 insan savaş uçaklarının attığı "bombalarla" katledildi.

Daha doğrusu öldürüldüler.

Yani toplu bir Cinayet.

Yargısız infaz da diyebiliriz.

Vaka, "vahşet'ten de" öte!

Üzerinden,

Aylar geçti, hafızalarda ter-ü taze!

Böyle hain-nane bir katliamın acısı ve bilnçosu hiç kuşkusuz ki hafızalarda tez be tez silinmez.

Ne mümkün.

Hiç de silinecek gibi değil.

Lakin;

Türkiye'nin, tarihine "kanlı bir kara leke olarak" not düşmüş bir olay.

***

Diyeceksiniz ki;

"Benzerleri" yok mu tarih sayfalarında, elbette ki var?

Ama,

Yakın tarihimizin son döneminde, "böylesi" kıyam yaşanmadı.

Peki,

Neden, niçin ve nasıl noktasında olayın "sırlar lemi" ne oldu?

"Sır" çözüldü mü?

Yok.

Bir arpa boyu kadar da yol alındığı görünmüyor.

Söyleyen de yok gibi.

Tabi,

Hadisenin "kime hizmet ettiği" ve hangi değirmene su taşıttığı, malum.

Onu az çok, ülke ahalisi idrak etmekte.

Ancak,

Olayın oluş şekli ve "açmazları" pek, belirsiz.

Her ne kadar;

Belge var deniliyorsa da.

Görüntü elde diyorlarsa da.

İddialar silsile misali orta yerde bulunuyorsa da; ortada; "hiç bir şey yok".

Meçhul.

***

Ancak,

Failler, emir-komuta zinciri, malum.

Belli ise de; onlar da "sır" gibi, üzerleri şalla örtülü şuan.

Öyle görünüyor ki;

Örtülen "şal" pek çabuk üzerinden ve üzerlerinden kalkmayacak.

Baksanıza;

Sırrı çözecek.

Katliamın, "maskesini" düşürecek.

Öldürülen 34 kişinin kanı yerde bırakılmayacak.

Pisipisine "öldükleriyle" kalmayacakları "ümit" edilen, "HERON" görüntüleri "bile" sulandırıldı...

Güvensizlik kaosu üretilerek.

Buarada bilindiği gibi;

Önceki gün Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleri bu görüntüleri izledi.

3.5 saatlik görüntüler, "ful" izlendi.

Tabi,

3.5 saatlik bölüm, "bombalama anıyla" alakalı.

***

Roboskinin "cehenneme" döndürüldüğü, an.

Önceki ve sonrası "yok".

Alınan istihbarat.

Ve katliam sonrasındaki, feryat-figan, göz göre "işlenen" cinayetin, kanlı yüzü.

Bunların görüntüleri yok.

Neden yok, o da ayrı bir muamma ve beyin kemirici durum.

Bilinmiyor.

Görüntüleri izleyen meclis üyelerinin fikriyatına gelince.

Dün,

Firesiz kameraların karşısına geçtiler.

Hem soruları yanıtladılar.

Hem de, gördüklerinin "içeriğinden" söz ettiler.

Ancak;

Ülkenin her meselesinde olduğu gibi.

Bu vahim,

Ve kan donduran hadisede bile; siyasi "tarafgirlik" suni "fikirle" buluşunca kafa bulandırdılar.

Görüntüleri,

Yorumlama ve tespitte, "bölünmüşlük" düşünceleri, hsıl oldu.

Topyekn bir fikir yok.

Ama bazı üyeler, "kesin kanaat" belittiler.

Bazıları da, muğlak.

Kimi her şey görünüyordu, kimi de anlaşılmıyor dedi.

***

Komisyon Başkanı Ayhan Üstün'ün dediğine göre;

Roboski,

Uludere ve Şırnak'taki temaslar ile birlikte.

İzlediği;

Heron görüntülerini "analiz edecek" raporunu, 1,52 ay içerisinde tamamlayacak.

Malum,

Rapor hazırlandıktan sonra bilahare meclise sunulacak.

Tabi, sunulursa.

Sunulmasına, izin ve rıza gösterilirse.

çünkü

Meclis böylesi "devletin içindeki kirli yapının müsebbip olduğu" hadiseleri geçmişte "hep" devlet sırrı olarak, raflarda tuttu.

Susurluk.

Şemdinli.

Ve daha birçok örnek teşkil edebilecek, "derin kirliliklerin", suçüstü hali "saklı" tutuldu.

Deşifre edilmedi.

Temiz eller noktasına "dhil" edilmeye zemin yaratılmadı.

***

Nitekim;

Ustaların ve duayen siyasiler ile akıl adamlar hep der.

Ki doğru bir düşünce.

Biz de;

30 yıldan buyana aynı fikrin savunucusu olarak.

Deriz;

Bu hadiseler "kamuoyuyla" paylaşılsaydı.

Ülke gerçeklerine;

Vatandaş da vakıf olabilseydi, "karanlıktan beslenenler" hiçbir zaman hayat şartı bulamazdı.

Ne var ki;

Hep devlet sırrı denilerek, üstü örtüldüğü için, "benzer vakalar" tekerrür etti.

Karanlıktan, beslenenler de daha bir palazlandı.

Şuan ülkenin;

İşkembesinden dökülen "kirlenmeler" bunun, kanıtı olsa gerek.

Bakalım;

AK Parti iktidarı, derin yapılara ve karanlık oluşumlara yönelik şuan ki "cesareti" Roboski'de ikmal edebilecek mi?

Zaman gösterecek.

Göreceğiz.

Zaten;

Doğru olanı icra ederse, "bu hem kendisini" zan altından kurtaracaktır...

Hem de; "kendisine" kurulabilecek kumpasları da, öğrenmiş olacaktır.

Elbette ki; "cesaret" ister.

***

Gelelim;

Görüntüler üzerindeki kesin kanaat belirtme noktasına.

Komisyon Başkanı Üstün diyor ki;

"İnsanla hayvanı zor ayırırken bunun köylü mü kaçakçı mı başka bir şey olduğunu söylemek hakikaten yanlış bir değerlendirme olur."

Bakın Üstün, "İhmal var mı" sorusuna ise şu yanıtı veriyor.

"İhmal, kasıt var mı değerlendirmesi yapmak yanlış olur"

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ise net konuşuyor.

Köylülerin anlattıklarıyla, görüntüler birbiriyle örtüşüyor.

Şöyle diyor:

"Görüntülerden biz bunun kesinlikle bir örgüt grubu olmadığını anladık"

Ama;

"Bu görüntüleri izleyenler neden anlayamadı, devam etti" diye de sordu.

Aktarıyor gördüklerini.

Görüntülerde Türkiyeden bir grubun gelip kamyonlardan hayvanlara yükleme yapıldığının net olarak anlaşıldığını, grubun Türkiyeye doğru yürüyüşlerinin belli olduğuna dikkat çeken Aygün şöyle diyor.

"Sadece bundan bile bunların sivil oldukları anlaşılabilirdi kanımca" dedi.

AK Parti Milletvekili Hamza Dağ'da Başkan Üstün gibi fikir ortaya koydu.

Görüntülerde "kaçakçı mı terörist mi oldukları anlaşılıyor um" sorusuna,

"Tabi ki belli değil. 5 bin metreden bir görüntü var. Burada bir takım erken hükümlere varmak zarar verir" cevabını veriyor.

CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir'de, bir dehşet tablosu izlediklerini söylüyor.

"Kelimenin tam anlamı ile bir vahşet vardı"

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu o da, CHP'lilerin görüşüyle örtüşün fikir ortaya koydu.

"İlginç olan bu bombalar atılırken niye insanlar dağılmıyor, başka yerlere kaçmıyor, aynı yerlerde bekliyorlar. Bu bilinmesi araştırılması gereken en önemli konulardan biri."

***

Dikkat ederseniz;

Hükümet kanadı, "muğlkta" ama Muhalefet ise, "kesin kanaat" icra ediyor.

Peki, bu hal-i mevzuuyla, "biz ne diyebiliriz", kanaat üretme noktasında.

Galiba.

İçimizdeki kuşku ve kaygılar bizi bir süre daha içten kemirmeye devam edecek.

Ta ki, "resmiyet" zühul olana kadar.

Ki genel düşünce ve endişe, "acabayla" ikmal olarak.

Deniliyor ki;

Roboski katliamının, "iç yüzü".

Susurluk,

Şemdinli, Dağlıca ve Aktütün gibi, "on yıl sonra mı", ortaya çıkacak?

Ama herkes şunu net olarak biliyor.

Ölümler.

Ve öldürülmeler üzerine, "kurgulu" oluşum ve siyasi yapı ile vesayetlerin sonu; "hep" imha olmuştur.

Coğrafyamızda.

Ülkemizin tarihi geçmişinde; "benzerleri" var olduğu gibi halen de yaşanmaktadır.

Onun için;

"Ölümler ve öldürülmeler" meçhul ve sırlar leminde, tutulduğu müddetçe, "vicdanlar", körleşir.

Körleşen vicdanların da; "imanı, hikmeti ve hukuku" olmaz.

Birileri;

Roboski'yi "sırlara" gömse de, "vicdanlarda" nettir.

Hayırlı Cumalar.