Hakikatten;
Pür dikkat kesilmeliyiz!
Süreç.
Ve ülke komplike yapısıyla kritik adımlar atıyor.
Tabiri caizse;
Bıçak sırtında yol alıyor.
Hedef;
Ya çözümle birlikte bin yıllık kardeşliği şaha kaldırmak.
Ya da; Allah korusun.
Ortadoğuda,
Ülkemiz dışındaki diğer ülkelerin akıbeti kaçınılmaz!
***
Hiç tartışmasız;
Ülke ve toplum olarak,
Demokrasi alanında,
İnsan Hakları,
Özgürlük,
Eşitlik ve kimliksel halklar ölçeğinde.
Yani;
Yeni bir Türkiyenin inşa maratonunu koşuyoruz!
Dolu-dizgin.
***
İşte;
Bu tarihsel sürecin özelliğiyle!
Ne yazık ki;
Kandan,
Gözyaşından, şiddet ve ölümden.
Kaos.
Ve sosyal bunalımdan, beslenen taşeron örgütler var ya...
Barışı,
Huzuru ve güveni kendine düşman edinenler.
Bugün, Ahtapot misali o örgütler, provokatif saldırılara geçti.
***
AK Parti Genel Merkezi.
Adalet bakanlığı.
İstanbul.
Ve İzmirde de saldırı girişimleri.
Hepsi eş zamanlı.
Şükürler olsun ki;
Can kaybı yaşanmadı.
Saldırılar ucuz atlatıldı.
***
Peki.
Saldırıların ihalesini alan; taşeron örgüt kim?
DHKP-C.
Yani, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi!
Sol bir örgüt.
Daha açık bir ifadeyle; Türk solu.
Bu saldırı.
Daha doğrusu, zamanlama, kullanılan silah ve hedef noktası manidardır.
Kapsamlı; mesajlar içeriyor.
***
Bu nedenle;
Bu saldırıyı bir işaret fişeği gibi görmek lazım!
Şöyle ki;
28 Şubatı güçlü kıldıran.
Vesayetçi,
Zihniyette ihtiyaç duyduran.
Ergenekona,
Balyoza.
Muhtıralara yol haritası kazandıran bu taşeron örgüt değil miydi?
***
Gazi mahallesinden,
K. Maraş olaylarına kadar,
Sivastan çoruma.
Danıştay saldırısı.
Daha taze olay;
Paristeki Üç Kürt siyasetçi kadının öldürülmesi.
Tam da;
İmralı sürecine ilişkin, fikr-i beyanın ortaya konulduğu an.
Ve tabi ki;
En gevreği de, BDPlilerin Karadeniz turunda, Sinop ve Samsunda linç girişimine uğraması.
***
Tüm bunlara baktığımızda.
Olaylar seyir itibariyle; Tek elden, organizeli.
Yani diyeceğim derin hikmetiyle icra edilen saldırılar bunlar.
Örgüt aklı veya sıradan, değil.
Ağır mesaj sahibi.
***
İşaret;
Fişeği olarak görülmesi gereken olayın manidarlığına bakın.
Zamanlama.
Ve kullanılan silah.
Pek tabi ki;
Taşeron yapının Ağabeylerini bertaraf edecek çözüm sürecinin akıbeti.
***
Öncelikle;
18 Martta Ergenekon Davasında savcı mütalaasını verdi.
Hani;
Lav silahına boru diyen.
Topraktan fışkıran silahlara; kullanılmaz diyen.
Darbe planına kağıt parçası diyen.
Camilere.
Medreselere bomba yağdırmayı planlayan.
Toplu katliamları icra edip, Müslümanlara yüklemeyi hedefleyen paşalar var ya.
İşte;
Onların bundan sonraki akıbetlerinin ne olacağının netleşmesi.
***
İkinci önemli vaka da.
Ki bu;
Mesele ülkenin ulusal dokusuna özgü!
Kürt meselesi.
Tam da,
21 Mart Newroz Bayramında Öcalan niha-i mesajını verecek.
Silahlar susacak.
Kan akmayacak.
Eylemsizlik sürecine girilecek.
***
Yani;
Barış, kardeşlik ve bin yıllık bağlılık yeniden filizlenecek.
Böylelikle;
Türkiye bu eksende üreyen tüm karanlık yapılardan kurtulmuş olacak.
Ne çeteler.
Ne örgütler,
Ne taşeron yapıya sahip çapulcular.
Silah ve uyuşturucu tüccarları.
Artık;
Türkiye coğrafyasında esamileri okunmayacak.
***
İşte;
Bu hal-i huzura seyir içerisindeyken.
Ahtapot yapıya sahip;
Ergenekonun taşeronu, DHKP-C görev aldı olup-biteni yıkmak için...
Sonuç itibariyle;
Bu ve benzer saldırılar her daim derin planlar ve derin organizasyonlara matuftur.
Örgütlerin,
Hatta kullanılan silahların menşesi bile önemli değil.
Önemli olan;
Arkasındaki gücü ve Ahtapot yapıyı görmektir.
***
Zaten,
Ülke ve toplum olarak en büyük açmazımız bu.
Hadiselerde;
Odak noktamız, kim yaptı, silahı kim çekti oluyor.
Bu da; hakikati görmemize ve ulaşmamıza engel oluyor.
Derler ya; körü körüne.
Aynen de öyle;
Berisini-gerisine emir-komuta zincirine bakmıyoruz.
Sonuç;
Bu saldırılar Ergenekonun yeraltındaki hücrelerinin hareketlenmesidir.
çünkü hala da;
Ergenekon ahtapotunun birçok koluna, dokunulmamış!
Sadece askeri kanat!
***
Nerde; Finansmanı,
Nerde; Yargı elemanı,
Nerde; Sivil silahlı gücü,
Nerde; Medyadaki uzantısı.
En önemlisi de; JİTEM gibi bir yapıya inilmemesi.
Ki JİTEM kurucusu Arif Doğan.
Kendi itirafıyla;
Bugün benim emrimde 10 bin silahlı kişi var.
Nerde bunlar?
Yeraltında, saklı tutulan silahlarla birlikte mi?
Zamanı gelince kullanılıyor!
***
Tıpkı önceki gece gibi ülkeye gözdağı verilmesi!
Pek tabi ki,
Bu saldırı, provokatif anlayış ne ilk ne de son olacaktır
Önemli olan;
Bir işaret fişeği gibi hadiseyi görüp; ona göre kalkan oluşturmak gerekir.
Aksi takdirde;
Ülke ve toplum şahlanma yerine, Allah korusun!
***
Diyeceğim.
Her şeye rağmen; barışa yönelik maratona devam.
Geri dönmeyelim.
Bilakis her geçen gün daha bir kenetlenerek, sahip çıkalım.
***
Velhasıl;
Bugün 21 Mart Nevruz bayramı.
Yani;
İro Yeke Gülanı...
Newroz Cejna Meye.
Newroza me Proz be.
Nevruz Bayramınız kutlu olsun