Saldırılar bir işaret fişeğidir!
Eklenme: 3/21/2013 12:00:00 AM

Hakikatten;

Pür dikkat kesilmeliyiz!

Süreç.

Ve ülke komplike yapısıyla kritik adımlar atıyor.

Tabiri caizse;

Bıçak sırtında yol alıyor.

Hedef;

Ya çözümle birlikte bin yıllık kardeşliği şaha kaldırmak.

Ya da; Allah korusun.

Ortadoğuda,

Ülkemiz dışındaki diğer ülkelerin akıbeti kaçınılmaz!

***

Hiç tartışmasız;

Ülke ve toplum olarak,

Demokrasi alanında,

İnsan Hakları,

Özgürlük,

Eşitlik ve kimliksel halklar ölçeğinde.

Yani;

Yeni bir Türkiyenin inşa maratonunu koşuyoruz!

Dolu-dizgin.

***

İşte;

Bu tarihsel sürecin özelliğiyle!

Ne yazık ki;

Kandan,

Gözyaşından, şiddet ve ölümden.

Kaos.

Ve sosyal bunalımdan, beslenen taşeron örgütler var ya...

Barışı,

Huzuru ve güveni kendine düşman edinenler.

Bugün, Ahtapot misali o örgütler, provokatif saldırılara geçti.

***

AK Parti Genel Merkezi.

Adalet bakanlığı.

İstanbul.

Ve İzmirde de saldırı girişimleri.

Hepsi eş zamanlı.

Şükürler olsun ki;

Can kaybı yaşanmadı.

Saldırılar ucuz atlatıldı.

***

Peki.

Saldırıların ihalesini alan; taşeron örgüt kim?

DHKP-C.

Yani, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi!

Sol bir örgüt.

Daha açık bir ifadeyle; Türk solu.

Bu saldırı.

Daha doğrusu, zamanlama, kullanılan silah ve hedef noktası manidardır.

Kapsamlı; mesajlar içeriyor.

***

Bu nedenle;

Bu saldırıyı bir işaret fişeği gibi görmek lazım!

Şöyle ki;

28 Şubatı güçlü kıldıran.

Vesayetçi,

Zihniyette ihtiyaç duyduran.

Ergenekona,

Balyoza.

Muhtıralara yol haritası kazandıran bu taşeron örgüt değil miydi?

***

Gazi mahallesinden,

K. Maraş olaylarına kadar,

Sivastan çoruma.

Danıştay saldırısı.

Daha taze olay;

Paristeki Üç Kürt siyasetçi kadının öldürülmesi.

Tam da;

İmralı sürecine ilişkin, fikr-i beyanın ortaya konulduğu an.

Ve tabi ki;

En gevreği de, BDPlilerin Karadeniz turunda, Sinop ve Samsunda linç girişimine uğraması.

***

Tüm bunlara baktığımızda.

Olaylar seyir itibariyle; Tek elden, organizeli.

Yani diyeceğim derin hikmetiyle icra edilen saldırılar bunlar.

Örgüt aklı veya sıradan, değil.

Ağır mesaj sahibi.

***

İşaret;

Fişeği olarak görülmesi gereken olayın manidarlığına bakın.

Zamanlama.

Ve kullanılan silah.

Pek tabi ki;

Taşeron yapının Ağabeylerini bertaraf edecek çözüm sürecinin akıbeti.

***

Öncelikle;

18 Martta Ergenekon Davasında savcı mütalaasını verdi.

Hani;

Lav silahına boru diyen.

Topraktan fışkıran silahlara; kullanılmaz diyen.

Darbe planına kağıt parçası diyen.

Camilere.

Medreselere bomba yağdırmayı planlayan.

Toplu katliamları icra edip, Müslümanlara yüklemeyi hedefleyen paşalar var ya.

İşte;

Onların bundan sonraki akıbetlerinin ne olacağının netleşmesi.

***

İkinci önemli vaka da.

Ki bu;

Mesele ülkenin ulusal dokusuna özgü!

Kürt meselesi.

Tam da,

21 Mart Newroz Bayramında Öcalan niha-i mesajını verecek.

Silahlar susacak.

Kan akmayacak.

Eylemsizlik sürecine girilecek.

***

Yani;

Barış, kardeşlik ve bin yıllık bağlılık yeniden filizlenecek.

Böylelikle;

Türkiye bu eksende üreyen tüm karanlık yapılardan kurtulmuş olacak.

Ne çeteler.

Ne örgütler,

Ne taşeron yapıya sahip çapulcular.

Silah ve uyuşturucu tüccarları.

Artık;

Türkiye coğrafyasında esamileri okunmayacak.

***

İşte;

Bu hal-i huzura seyir içerisindeyken.

Ahtapot yapıya sahip;

Ergenekonun taşeronu, DHKP-C görev aldı olup-biteni yıkmak için...

Sonuç itibariyle;

Bu ve benzer saldırılar her daim derin planlar ve derin organizasyonlara matuftur.

Örgütlerin,

Hatta kullanılan silahların menşesi bile önemli değil.

Önemli olan;

Arkasındaki gücü ve Ahtapot yapıyı görmektir.

***

Zaten,

Ülke ve toplum olarak en büyük açmazımız bu.

Hadiselerde;

Odak noktamız, kim yaptı, silahı kim çekti oluyor.

Bu da; hakikati görmemize ve ulaşmamıza engel oluyor.

Derler ya; körü körüne.

Aynen de öyle;

Berisini-gerisine emir-komuta zincirine bakmıyoruz.

Sonuç;

Bu saldırılar Ergenekonun yeraltındaki hücrelerinin hareketlenmesidir.

çünkü hala da;

Ergenekon ahtapotunun birçok koluna, dokunulmamış!

Sadece askeri kanat!

***

Nerde; Finansmanı,

Nerde; Yargı elemanı,

Nerde; Sivil silahlı gücü,

Nerde; Medyadaki uzantısı.

En önemlisi de; JİTEM gibi bir yapıya inilmemesi.

Ki JİTEM kurucusu Arif Doğan.

Kendi itirafıyla;

Bugün benim emrimde 10 bin silahlı kişi var.

Nerde bunlar?

Yeraltında, saklı tutulan silahlarla birlikte mi?

Zamanı gelince kullanılıyor!

***

Tıpkı önceki gece gibi ülkeye gözdağı verilmesi!

Pek tabi ki,

Bu saldırı, provokatif anlayış ne ilk ne de son olacaktır

Önemli olan;

Bir işaret fişeği gibi hadiseyi görüp; ona göre kalkan oluşturmak gerekir.

Aksi takdirde;

Ülke ve toplum şahlanma yerine, Allah korusun!

***

Diyeceğim.

Her şeye rağmen; barışa yönelik maratona devam.

Geri dönmeyelim.

Bilakis her geçen gün daha bir kenetlenerek, sahip çıkalım.

***

Velhasıl;

Bugün 21 Mart Nevruz bayramı.

Yani;

İro Yeke Gülanı...

Newroz Cejna Meye.

Newroza me Proz be.

Nevruz Bayramınız kutlu olsun