Sandığın mesajı nettir.
Fulü değil.
Arıtılmış su gibi berrak.
Seçmen'de.
Mesaj şu; bilaistisna.
Hey!
Siz Parti liderleri.
Bırakın gevezeliği; laf üretmeyi.
Şımarık olmayın.
Hizipleşmeyin.
Kavga ve gürültüyü "terk-i diyar" edin.
***
Size!
Nasihatimiz.
Uzlaşın.
Barışın.
Kardeşlik ruhiyatıyla; masanın etrafında toplanın.
Hırçınlaşmayın.
Hey AK Parti.
Tek başına; üç dönem iktidarı verdik.
İyi-güzel işler yaptın.
Ama "hizip" politikaya sarılıp, masayı devirdin.
Kutuplaşma yarattın.
Gerilimin tarafı oldun.
Ben bilirim.
Benim dediğim olur.
Beğenmişlik.
O'nun için görüldü ki; "tek başına" iktidar olma "diktatöryal" hevesi körüklüyor.
***
Hele ki, Başkanlık sistemi dayatması.
Ters tepti.
Seçmen.
"Baskıyı.
Tepeden inme, tahakkümü kabul etmiyoruz!" dedi.
Zaten bu tahribatın neticesinde; "arayış" içerisine girmedik mi?
Şu üç dönemlik iktidarlık; "arayıştı."
***
Velhasıl!
Bırakın kutuplaşmayı; gelin uzlaşın.
Koalisyon.
Peki, nasıl bir koalisyon şekli olabilir?
AK Parti-MHP olabilir mi?
Olabilir.
Ama Bahçeli'nin konuşmasına göre; "koalisyon" yok.
AK Parti'ye kapı kapalı.
***
HDP.
İlk günde bu noktada "duvar" ördüğünü biliyoruz.
AK Parti ile ittifak yok.
Koalisyon hiç yok.
Ancak, Öcalan bir rol üstlenirse.
Çözüm sürecinin "yüzü suyu" hürmetine denilirse.
***
Başkanlık sistemi dışında.
Yeni Anayasa.
Yeni Türkiye inşasında her türlü "demokratik" gelişime; "uzlaşın" derse.
Ki muhtemeldir, bu nokta hayat bulur.
O zaman!
Demirtaş'ın inadı da,
Erdoğan'ın sevdası da; "ülkenin sahil-i selameti" açısından; "koalisyon" uzlaşmasını sağlar.
Zaten!
Erken seçim dışında en güçlü; senaryo bu…
***
Bu formül vücut bulmaz ise.
Geriye;
AK Parti-CHP kalıyor.
Böyle bir ittifak koalisyonu olabilir mi?
Doğrusu çok güç bir durum gözükse de.
Almanya örneği var.
Neden; AK Parti ile CHP koalisyonu olmasın.
***
Zaten!
Meclisteki yapı çözümü de; bunda ısrar ediyor.
CHP eski CHP değil.
Kemalist.
Vesayetçi.
Seküler yapıdan artık; kendini izale ediyor.
Siyasi söylemlerde; "militarist" ruhlar arınmış, durumda.
Ortaklık olabilirliği "makul" hale geldi diyebiliriz.
***
Sonuç itibariyle!
Erdoğan'ı bilmem.
Zaten bu saat itibariyle; "sorgulanan" makam konumunda.
Artık kendini; fazla da" tartışma konusu etmeyeceğini düşünmeli.
Çünkü görüldü ki; "seçim döneminde" ortaya koyduğu tez; tepki oluşturdu.
Yani yarar yerine zarar verdi; AK Partiye!
***
Ancak.
Davutoğlu balkon konuşmasındaki ifadesi.
Şöyle bir yolun "iktidar" açısından, benimseyeceğini söyleyebiliriz.
Ya azınlık bir hükümet kuracak.
Ya da çok partili bir koalisyon hükümeti kuracak.
Sanmıyorum!
Ülkeyi "siyasi bir krize" sürükleme eğilimi içerisinde olsun.
Her ne kadar; erken seçim söyleniyorsa da.
Bence!
İktidara gitme yolunda; "en son" düşünülen yol olacaktır.
***
Dedik ya!
Sandığın ve seçmenin mesajı nettir.
Dediği şu.
"Uzlaşın, kutuplaşmayın"
İşte bu hakikat ölçeğinde…
Mesele; hükümetin kurulması değil.
Mesele; birlikte "sorunların" nasıl çözülmesi gerektiği noktasında; "uzlaşıya" varabilmektir.
***
90'lı yılları az da olsa hatırlarsak.
O dönemde.
Partiler; "birbirini" yemenin.
Hileler inşa etmenin.
Kumpaslar kurmanın.
İç ve dış "şer yapılara" oyuncak olabilmenin; gayreti içerisindeydiler.
Vesayetten; seküler yapıdan "güç" alıyorlardı.
***
Ama!
Nihayetinde sonları ne oldu.
Bugün esamileri okunmuyor.
Onun için!
Meclisteki dört parti de; "tarihten" ders almalı.
Almadıkları takdirde.
90'lardaki gibi.
Önce kendileri, partileri "mum gibi" eriyip tükenir.
Pek tabi ki, onlarla birlikte ülke de "vahim düzeyde" kan kaybeder.
***
İşte bu kâbusu; "yaşamamak" için!
Uzlaşıyı.
Birlikteliği "iyi koruyup kollamalıyız."
Ki badireli yollara, ülke ve millet olarak sapmayalım.
Tehlikeli bir çılgınlık; telafisi olmayan sonuçlar doğurur ki, maazallah.
Sağduyu.
Haklı bir duruş; seyrin projektörüdür.
Elden bırakmayalım.