SAYAR YOK, YEŞİL VAR?
Eklenme: 9/7/2017 12:00:00 AM

Seçim heyecanı yüksek

Öyle ya

İki odanın, seçim takvim yaprağı işliyor

Bir taraftan

Ticaret ve Sanayi Odası

Diğer yandan,

Ticaret Borsası Başkanlığı

Kulisler yoğun

Öncelikle

Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil

Dün itibariyle

Ekim ayında yapılacak olan; kongrede!

Bir kez daha; göreve talibim dedi

Yani aday

Rakip var mı?

Var

Fahrettin Akyıl

Ki uzun yıllar, oda başkanlığı yaptı

Haydi hayırlısı

***

Ticaret ve Sanayi Odası!

Ahmet Sayar

Artık yokum diyor

Aday değil

Görülen lüzum üzerine

Ki İşlerime odaklanmak istiyorum diyor

Peki, aday yoğunluğu

Doğrusu

Ticaret Borsasının aksine; aday bolluğu var

Hal-i hazırda

On binlerce üyesi olan, oda için 5-6 isimden söz ediliyor

Öyle görünüyor ki

Önümüzdeki günlerde, bu minvalde kulis performansı hayli yükselecek

***

Tabi

Bir önceki yazımda uyarı yapmıştım

Lütfen

Seçim aktiviteleriniz

Kişiye

Karalamaya

Algı üretmeye yönelik olmasın

Hizmete

Yapabileceklerinize odaklanıp, Diyarbakırı düşünün

Doğrusu

Şu ana kadar, seyir pek arıza içermiyor

İnşallah, sandık günü de arızasız geçer

***

SEZGİNİN KAYINBİRADERİ!

CHPli Sezgin Tanrıkulu

İstanbul Vekili

Kayınbiraderi

Prof. Dr. Kadri Gül

Dicle Üniversitesinde yönetici olmuş..

Yani, Merkez Laboratuarının Başkanlığına getirilmiş

Diyeceksiniz ki

Ne olmuş yani, olamaz mı?

Elbette olur

İtirazım yok

Sadece siz bilesiniz diye buradan aktardım

***

Tabi ki, merakım

Tanrıkulu

Dicle Üniversitesi yönetimiyle ilgili

AK Partili

Ya da şu cemaatten, bu görüşten

Şu ihale

Bu işlem, diyerek karşı bir refleks geliştirir mi?

Malum

Daha önce, çok konuşuyordu!

Peşin ifade edeyim

İşin içinde; torpil olup olmadığını da bilmiyorum

Sezginin hatırına binaen mi?

Yoksa sus payı adına mı?

Vaziyete ırağım!?

***

Bakalım

Okurları bilgilendirmeye dair bu yazıma!

Rektör

Nasıl bir refleks geliştirecek

Ketum kalmaya devam mı edecek?

Yoksa

Yine bir sosyal paylaşımın altına; klavye işletecek?

Göreceğiz

***

SİHAYA KARŞI

Bu arada, bay Sezgin Tanrıkulu..

Önceki gün, basın açıklaması yapmış..

Demiş ki

Silahsız Hava Araçları

SİHA

İnsanların yaşam hakkını gözetmeliymiş

Operasyonlarda, gözetilmemiş

Kullanılmasın

Bu beyana karşı kendisine sorulmuş

Siz

Hangi taraftan yanasınız?

Gelen cevap yok

Ama bir hatırlatma var, kendisine

Özellikle sosyal medyada!

CIAnin

TR 705 kodu hatırlatıyor

Yani kimin nam-ı hesabına çalışıldığına dair

Neyse

Kendi cevap versin

***

AZICIK DÜRÜST OLUN!

Yeter ya!

Ülkenin de

Milletin de

Devlet-i liyenin de, enerjisini!

Hayat ikmalini

Yarına dair, fikri mülahazasını boşa harcamayın

Havanda su dövmek

Boş mevzulara kafa yormak

Yeter artık

Gına getirdiniz

30 Ağustos Zafer Bayramı bitti

Günler geçti

Ki bir haftayı dahi geride bıraktık

Üzerinden, Kurban Bayramı dahi geçti

Ama hala

Zihin fukaraları, iki kare üzerine odaklı, salya akıtıyor

***

Neymiş

Törende nasıl oluyor da; Kuran-ı Kerim okunur

Nasıl oluyor da, Genelkurmay Başkanın eşi, başını örtermiş?

Yeter beyler

Azıcık dürüst olun

Bu ülke bir İslam ülkesi

Yüzde 99ü Müslüman

Yıllar yılı laiklik adı altında, dinsizliği dayattınız!

Salya akıtıcılar

30 Ağustosu zaferle sonuçlandıran, Ecdat!

Cepheye

Kurşunlara

Yedi düvele meydan okurken, ne diyordu?

Ya Allah, Bismillah, Allah Ekber

***

Dün

Seküler, jakoben anlayışınızla!

Ecdadın kemikleri sızlıyordu

Ama bugün, Ecdat yd ediliyor ruhu şad olsun, duası yapılıyor

İşte o Kuran-ı Kerim de

O ecdadın ruhunun şad olması için okunuyor

Azıcık dürüst olun be!

Adama bakın ya.

Yine Hürriyetin mahallesinden çıkan ses

Mehmet Yakup Yılmaz

Kuran okumak laikliğe aykırıymış diyor?

***

Kendince

Laik

Kemalist

Ve bilmem hangi sınıfsal noktada gösteren Yılmaz!

Azıcık tarih okusan

Alsana tarihten bir not

Ki, Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğluda sana cevap veriyor

Laiklik

Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır

O zamanlar

Yani 1918 yılında

TBMM Perşembe günü açılacaktı..

Ama Atatürk

Cuma günü açılsın diye talimat verdi

Heyeti-Temsiliyeye

Yani Bakanlar Kuruluna

Ki Cuma günü meclis toplandı

Meclis

Tekbirlerle, hatim dualarıyla açıldı

Kurbanlar kesildi

***

Velhasıl!

Gaye.

İslamı yok etmek

Türkiyeyi İslami kimlikten uzaklaştırmak

Düşünebiliyor musunuz?

Bu ülke için, kanını döken şehit olan ecdada

Dua etmek

Kuran-ı Kerim okumak bile, çok görülür hale gelindi

Yazıklar olsun

Elbette ki Kuran-ı Kerim okunurken, başı açık bayanların başlarını örtmesi de gerekir

Açması değil

Ki o da, imanın ve inancın gereğidir

Ama bunlarda ne gezer?

Bunların laiklikten anladığı, dinsizleştirmektir

***

Gel Gelelim!

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslanın, karesine

Cumhurbaşkanı Erdoğana başı ile selamlama yapmış

Vay sen misin; başını eğen

Yargı bağımsızlığını yitirdi

Yargı iflas etti

Yargının itibarı yerle-bir oldu

Ve bu iğrenç tanımlamalara

Yargıdaki yürütülen davalara kadar, indirilerek yargısız infaz operasyonu çekiliyor

Yazıklar olsun

Arslan

O baş selamını yaparken, kim için, hangi amaçla yaptı?

Erdoğan için mi?

Erdoğanın şahsına münhasır mı?

Hayır

Ya ne için yaptı?

Azıcık dürüst olun beyler

***

Arslan

O baş selamını

30 Ağustos zaferi için yaptı

Türkiye Milleti için yaptı

Hepsinden öte, insan bir selamlamadır!

Onun için

Kimse demagoji yapmasın...

Kafa ve mide bulandırmasın

Baş selamı devlete gösterilen saygıdır

Ki o devleti koruyan-kollayan da, Yargı olduğuna göre

Aslında, o saygı, yargıya gösterilen saygıdır!

Neyse!

Ne diyor Arslan?

çok saçma ve anlamsız bir konu.

O fotoğraf gerçeği yansıtmıyor.

Kadraj oyunu ile manipülasyon yapılmış.

Gerçek görüntüleri 31 Ağustosta Anayasa Mahkemesi sitesine koyduk.

Bu fotoğraf şahsıma hakaret Sayın Cumhurbaşkanına da haksızlık.

Ben Allahtan başka kimsenin önünde eğilmedim.

Cumhurbaşkanına saygı ile yargı bağımsızlığı arasında bir bağ yoktur.

Yeknuyla cevabınızı aldınız!

Onun için diyorum ki

Size burada ekmek yok

Başka kapıların saygısızlığına bakın!

***

ADİL OLUN

Düşünür ne diyor?

Diyor ki

Adaletsizliklerin en büyüğü

Adil olmayıp, adil gibi görünmektir

İşte bu hakikate azıcık dürüst olunmalı

çünkü Adalet

Hiçbir süreçte

Hiçbir iktidarda

Hiçbir siyasi değişimde; değişemez, değişmemeli