SEÇİM ŞİDDETİ NİYE?
Eklenme: 3/9/2009 12:00:00 AM

Öncelikle; hepinizin mübarek Mevlit Kandili'ni tebrik ediyor, bu mukaddes günün; ülkemize, bölgemize ve ulusumuza barış ve kardeşlik getirmesini temenni ediyorum.

Evet... Konumuza geçelim.

Öyle ya; seçime sayılı günler kaldı.

Bir ayın altına indi. 29 Mart sabahına; 21 gün var.

Ülke sathinde "seçim havası" fırtına misali.

Liderler il il, ilçe ilçe "seçim" mitinglerine koşuşturuyor.

Atmosfere "egemen" olabilmek.

Ve 29 Mart sabahı "en güçlü" parti olarak sandıktan çıkabilmek için.

Elde, avuçta, beride-geride ne varsa "orta" yere döküyor.

Tabi liderler birbirlerine "laf yetiştirme" ustalığından da taviz vermeksiniz yürütüyorlar.

***

Mesela;

"Magandadan tutun da, Recep İvedik'e. Çamaşır Makinesi Rüşveti".

Yolsuzluk, usulsüzlük, dokunulmazlık. Ergenekon avukatlığı.

Daha sayabileceğimiz yüzlerce "dolma sözler".

Şu ana kadar; "seçimlere", muhalif söylemlerin dışında; "gölge düşüren" bir mevzu gelişmiş değil.

Yani; "seçimi" sekteye uğratacak. Birilerinin "canını" yakacak.

Ya da "seçimden" alı koyacak; durum hasıl değil.

Bu da geçmiş dönemdeki seçimlerden daha "huzurlu" bir seçim geçirdiğimizi gösteriyor.

Evet.

Her ne kadar "Sosyal Devlet" olma yolundaki "hamlelere" seçim rüşveti polemiği ağırlıkta söz konusu ise de; "Valimi yedirmem" sözüyle seçim "Demokrasi'nin çizgisinde" yol alıyor.

Güzel bir gelişme.

***

Peki, Diyarbakır'da "atmosfer" nasıl?

Son bir hafta gelişen bazı nahoş olayları "saymaz" isek; güzel gelişmeler vaki.

Ülke sathına yayılan "atmosferi" yakalamak üzere.

Seçim propagandaları "renklenmeye" başlamış durumda.

Parti adayları "atmosfere" ısınmaya çalışırken, "vaatlerini" de bir bir sıralıyor.

Kentin cadde ve sokakları "şenlenmiş".

Parti flamaları, aday posterleri.

Ve bildboardlar renk renk.

"İcraatın içinde"  misali yapılan ve vaat edilenler ifşa ediliyor.

***

Kesintisiz seçim çalışmaları icra ediliyor.

Halen de ediliyor.

Bir süre daha edilmeye devam edecek gibi görünüyor.

Çünkü;  yeni yeni Seçim bürolarının açılışları yapılmakta.

Muhtelif semtlerde "mini mitingler" yapılıyor.

Taziyeler, düğünler, mevlitler "davetli-davetsiz" tüm parti adayları ziyaret müdavimi.

Kısacası; Demokrasinin nimeti olan "seçimin" tüm argümanları icra ediliyor.

Güzel ve hoş bir seda içerisinde.

Biz de pür dikkat "takipteyiz", olup biteni izliyoruz.

İzlemeye de devam edeceğiz. Ve izlediklerimizi de sizlere aktarmayı sürdüreceğiz.

***

Evet.

Ne var ki; hiç te hoş olmayan olaylar cereyan etmeye başladı.

"Seçim" bürolarına yönelik taşlı, sopalı saldırılar.

Şu parti veya bu parti sempatizanları demeyeceğim.

Ya da şu görüş. Veya karşıt görüş. Kim ve kimler?

Bu "isimlendirmenin" üzerinde durmayacağım.

Ne AK Parti'nin üstü kapalı rakip gördüğü partiyi göstermesi.

Ne de Osman Baydemir'in "kendi kendilerini" taşlıyorlar iddiası?

Bunlar üzerinde durmak istemiyorum.

Durmak ta "abesle" iştigal olur.

Çünkü ifşası "ateşi" körükler.

Ancak yapılan iş "bumerang" gibidir.

Hem hedefteki zarar görüyor, hem de hedefe "hamle" yapan.

Suriçinde, Koşu yolunda, Ofis'te yaşanan saldırılar tamamen;

Seçime "gölge" düşürdüğü gibi, Demokrasiye de; "yara" vermektedir.

Aynı zaman da Ahalide de "gerginlik" ve kırılganlık yaratmaktadır.

***

Bilinmelidir ki;

Siyasal mücadelede inatlaşma, zorlama, kavga ve baskı geliştirmek demokrasiyi rayından çıkarır.

Takdir edersiniz ki; "rayından" çıkan her mevzunun "tahribatı" herkese sirayet eder.

Onun için de; son bir hafta içerisinde olup-biten saldırıların getirisi yoktur.

Zararı vardır, kârı yoktur.

Tabi bu konuda; Emniyet'in çok hassas ve dikkatli olması gerekir.

Bu tür "provokasyona" dayalı girişimler, büyük yangınları oluşturan "kıvılcımlar" gibidir.

En küçük bir ihmal ve gözardılık "telafisi" mümkün olmayan vakaları geliştirir.

Bu münasebetle; herkes "hassas" olmalı.

Özellikle de, Siyasi partiler. Olası "provakatif" girişimlere dikkat etmeli.

Yem olunmamalı.

Bir de; elinde, taş ve sopa bulunanlar.

Düşünmelidirler ki; "korku siyasi" taraftar kazandırmaz.

Bilakis taraftar kaybettirir. Atılan bir taş, vurulan bir sopa.

Kırılan bir cam, "etki-tepki" misali, kayıptır.

***

Sonuç itibariyle benim bir çağrım olacaktır.

Diyarbakır'da seçime girecek olan siyasi partilere.

Ve özellikle de, AK Parti ve DTP Kurmaylarına.

Tabi ki Hak-Par, CHP, MHP, DP ve SP yi de göz ardı etmeden.

Kısacası tüm siyasi partilerin, Diyarbakır'daki kurmayları.

Belediye Başkan Adayları.

Son günlerde "tansiyonu" geren, korku ve endişe rüzgârı oluşturan "saldırılara" karşı, ortak bir payda geliştirmeli.

***

Bu tür; girişimlerin "tasvip" edilmediği.

Demokrasiyi ve Seçime, seçilme özgürlüğüne 'halel" getirdiğini ve "zedelediğini" ifade etmesi gerekir.

Yoksa her saldırıya tepki göstermek.

Her tepkiye yeni bir saldırı gerçekleştirmek.

Sorunları çözmeyeceği gibi.

Seçim atmosferini "bozar".

Huzuru, güveni ve istikrarı "zedeler".

İnanıyorum ki; "ortak" bir dayanışma sergilenirse Diyarbakır için "önemli" bir kazanım gelişir.

Çünkü Demokrasinin nimeti olan "seçim", ancak demokrasinin icrasıyla sonuç verir.

Yoksa 29 Mart "demokratik bir seçim" olmaz.

Demokratik yolları benimsemeli.

Saygıyı, sevgiyi ve birlikteliği elden bırakmamalı.

Onun için diyorum ki bunlar var iken; "şiddet" niye?

Güzel bir hafta dileğiyle.