Zatı muhterem, diyor ki

Benden seçmene, büyük güvence..?

Aha da söz veriyorum; diye de teminatta bulunuyor!..

Güldürme bizi ya demeyeceğim!!..

Sadece sormak istiyorum

Malum, pek meşrebi güvence vermiyor beyefendinin de ondan!!..

Malum, sicil defteri kabarık ya!..

Neyse!

De hele bi bakalım, büyük güvencen nasıl ve nelere kadirdir?

Kamil olanın nedir bilelim?!

***

Şimdi;

Sen, yalanı dolanı, hileyi ve desiseyi terk-i diyar edeceksin?

Artık, aklına ve ağzına dahi, getirmeyeceksin!..

Kimseye, iftira atmayacaksın..

Algı oluşturmayacaksın..

çamur at, tutmazsa izi kalır siyasetin mantalitesinden kendini arındıracaksın!

Kinle, nefretle ve haset ile husumetle, hareket etmeyeceksin!

***

Kimseye; kem gözle bakmayacaksın

Hizipleştiren..

Ötekileştiren..

Kutuplaştıran..

Siyasal, sosyal ideolojik yönde kamplaştıran olmayacaksın!..

Siyasetin çatallı diline sarılmayacaksın

Şeffaf olacaksın..

Samimi ve ihlaslı bir, karakterle milli ve yerli siyaseti önemsemeyeceksin?!..

Kesinlikle; teröre prim vermeyeceksin..

Teröristlere..

Hainlere..

Vatan ve millet düşmanlarına; sayın ve dostum diye hitap edip, yaklaşmayacaksın!..

***

Dıştaki ihanet erbablarıyla ilişkini keseceksin?!..

Ne AB..

Ne ABD..

Ve ne de tabansızlara arka bahçe olma adına; kalkan olmayacaksın!?..

Tarihsel putçu anlayışlara, meyil vermeyeceksin!

Laiklik..

Kemalizm..

Sekülarizm

Ve daha bilmem ne adına; insanların ibadetine, giyimine, kuşamına dokunmayacaksın!

***

Demokrasiden..

İnsan haklarından..

Eşitlikten..

Özgürlükten..

Hak, hukuk ve adalet anlayışından zerre-i miskal sağ gösterip sol vurmayacaksın

Ki ttaviz vermeyeceksin?!

Vesayete..

Darbeci anlayışa..

Tekçi fikriyata öncülük edip, onların nam-ı hesabına tetikçi olmayacaksın!..

***

Yani tüm bunların yaşanılıp, uygulanmaması noktasında güvence veriyorsun..

Yahu sen ne güzel insansın be!

Ağzından bal akıyor şu seçmene verdiğin güvence teminatlarında!..

Ama velakin, insan tereddüt içerisinde..

Ağzın bunları söylüyor da, kalbin söylemiyor gibi?!..

çünkü, yaptıkların, tarihsel geçmişin, kurumsal kimliğin, tüzüğün dahil

Genel ifadeyle..;

Söylediklerinin zerresine, meyil verici bir güven teşkil etmiyorsun hali hazırda!

Kaldı ki; söz ve güvence derken, iki ayağın da yere basmıyor..

***

Dahası kendi mahallende dahi; güven tesis etmiş değilsin!..

Ne yerin belli, ne de odaklandığın hedefin!

Kavga, gürültü, gerilim, iç çekişme bitmiyor?!..

Ben liderim diyorsun; karşına düne kadar hele bi gel dediklerin, dikleşiyor..

Sen bu işi beceremezsin, kimse sana güvenmiyor gibisinden; laf edip, burun kıvırıyorlar?*..

Unutmadan!

Başında bulunduğun masa bile; ne sana, ne de ahaliye teşekküllü bir güven, arz etmiyor..

Malum ha bire masa kurulup, toplanılıyor ama her seferinde, yüzleri asık..

***

Düşünmüyor değilim!..

Hal bu iken; istiklal, istikrar ve istikbal noktasında; bir güvencenin kamil olması mümkün mü?!..

Sizce

***

FETİHE LAF ETMEK!..

Bir halk deyimidir..

Denir ya; dinime küfreden bari müslüman olsa..!

Seninkisi de bu mesele..

Dinden, inançtan zerre-i miskal anladığın yok..

Başın secdeye gitmiş değil..

İslam ve Müslümanlığa ıraksın..!

Aba ecdadını dahi bilen değilsin..

Soyuna, sopuna, atana, kuşaklarına vakıf olmadığın gibi yollarında yürümüyorsun!..

Kültürüne, medeniyetine, tarihine de ha keza; uzaksın!..

Giymişsin kendine özgü sosyalist libası..

Ki, dini mefhumu diye, bir anlam ve kavram da sende söz konusu değil..

Elin gavuruyla; hemhalsın..

Ancak çıkmışsın Fetihle alakalı ahkam kesiyorsun..

Ne bu kutlama, sahiplenme gibi çakma cümleler kurarak içteki zehrini kusuyorsun..

Kimin namı hesabına bu zehri kusman, şahsi olmadığı için kapsamı değişken!

Üstüne üstlük de siyaset devşiriyorsun?..

Sahi nerde kaldı sizin kutsal laiklik kitabeniz?!..

Neyse..

Ya Müslüman olsaydınız?..

İşte o zaman işimiz hayli zor olurdu?

***

AK PARTİ KULİSİ!..

Diyarbakırın özeline ilişkin kulis hareketli..

Konuşulan çok..

Pazarlanan da çok..

Yani, 2023e ilişkin; hesabı olanlar kendilerini deşifre etmeye başladı

Neyse; zamanla konuşacağız kim neyi hesaplıyor noktasında!..

Ancak, benim en çok işittiğim ve muhattap olduğum bir soru var?!..

O da şu..

AK Parti 2023 seçimlerine; mevcut teşkilat yapısıyla mı girecek?..

Yoksa; bir değişikliğin gerekli olduğu noktasında, tavır ve düşünce hasıl olacak mı?..

Yanıt mercii ben olmadığım için; bir şey diyemem!

Onu Parti Merkezi bilir..

Değişir mi, değişmez mi bilmem..

Elde bir anket verisi de yok istiyormuşsunuz, istemiyormuşsunuz? diye...

Ama şunu söyleyebilirim..

Eğer ki, teşkilat değişikliğiyle alakalı bir kulis aksiyonu vücuda gelmişse!..

Demek ki, gidişat ve işleyişte bir arıza-i durum var!..

O zaman da arızanın tez elden giderilmesi lazım..

Öyle ya, onarılmayan arıza başka arızaları da beraberinde getirir..

Ki 2023 seçimleri hayat memat meselesi olmuş iken..

Kritik süreçte, verilmesi gereken kritik kararlar ötelenmez

İvedilik ister..

***

MAKIN ARAŞTIRMASI

MAK Araştırmanın Mayıs ayı araştırmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.

Araştırma 63 ilde 5 bin 750 kişiyle yapıldı. Sorular kendisine özgü farklılıklar içerse de, özünde iki soru yanıt merakı uyandırır..

Birincisi, ülkenin temel sorunu?.. İkincisi seçmenin parti tercihi..

Ankete göre, temel sorunlar ve halk nezdindeki hassasiyet ölçüsü, şöyle..

Ülkemizin en önemli sorunu nedir?

* Hayat pahalılığı: Yüzde 61

* İşsizlik: Yüzde 10

* Adaletsizlik: Yüzde 10

* Ahlaki ve sosyal sorunlar: Yüzde 9

* Diğerleri: Yüzde 6

* Kararsız / cevap yok: Yüzde 4

Sorunu kim çözebilir?

* Muhalefet ve kadroları: Yüzde 41

* Erdoğan ve ekibi: Yüzde 33

* İkisi de çözemez: Yüzde 10

* Kararsız / cevap yok: Yüzde 16

***

Yarın seçim olsa oyunuzu hangi siyasi partiye verirsiniz?

AK PARTİ: Yüzde 28.3

CHP: Yüzde 27.1

İYİ Parti: Yüzde 16.1

HDP: Yüzde 7.8

MHP: Yüzde 6.6

DEVA: Yüzde 3.1

Gelecek Partisi: Yüzde 2.8

Zafer Partisi: Yüzde 1.8

Saadet Partisi: Yüzde 1.1

BTP: Yüzde 1.4

Yeniden Refah Partisi: Yüzde 0.9

HÜDAPAR: Yüzde 0.9

Demokrat Parti: Yüzde 0.4

BBP: Yüzde 0.4

Memleket Partisi: Yüzde 0.4

Türkiye Değişim Partisi: Yüzde 0.2

Diğerleri: Yüzde 0.7

***

GÜNÜN SÖZÜ

Cevapları olan değil, soruları olan insanı dinleyin.