Yazıklar olsun.
Hem de binlerce kez.
Kime mi?
Hepimize
Bu şehrin yönetiminde yer alan herkese!
Tepkim,
Seçilmişi de,
Atanmışı da,
Örgütlü oluşumu da.
Yazanı da, çizeni de.
Velhasıl, Ahali'nin bir adım önündeki her zevat içindir, bu ifadem!
***
Sebeb mi?
İşte, 48 saat içerisinde yaşadıklarımız!
Neler mi yaşadık?
Neler yaşamadık ki?
Sıralamaya gerek yok.
Zaten, dünkü yazımda "değinmiştim" neler olup-bittiğine.
Derler ya; "çarşamba'nın gelişi Perşembe'den bellidir" diye.
***
Dün de.
Bugün de
Öyle görünüyor ki, hafta başına kadar da devam edecek!
"Kar yağışına" karşı yaşadığımız-yaşayacağımız rezaletler silsilesi.
Yani, şehir aynı "mağduriyetleri" seri bir şekilde yaşayacak.
Kaçışı yok!
Kbusa dönen bir kent, Diyarbakır şuan!
***
Hele bir de don gelirse!
Ki Meteoroloji "don" geliyor diyor
Ve buzlanma başlar ise.
Yollar, kaldırımlar, caddeler-sokaklar.
Üst ve alt geçitler.
Yaya geçitleri.
Hiç ama hiç, geçit vermez.
Vay şehirde yaşayanın haline "vahim sonuçlar kaçınılmaz!"
***
Tedbir şart.
Ama kime dersin tedbir şart diye!
Aslında kış ayları, "kurumlar" açısından bir sınavdır.
Ki en büyük sınav da; "Belediyeler" içindir Kış mevsimi.
Ortaya çıkan bir performans cetvelidir bu mevsim.
Zaman içerisinde neler yapıldığı, neler yapılmadığı" noktasında.
***
Marifet sahibi mi,
Yoksa zafiyet içerisinde mi?
Tüm bunları gözler önüne serer?
Ne var ki.
Bilaistisna herkes "sınavda" çaktı.
Hem de, "öyle böyle" değil "iyot" gibi yüzeye çıktı.
Dip misali.
***
Mazeret mi?
Kimse sıralayamaz, gerekçe de sunamaz.
çünkü günler öncesi.
Hatta haftalar öncesi, Meteoroloji bas bas bağırdı; "kar geliyor" diye.
Sağır sultan bile durumdan, olacaklardan haberdar.
Ama biz değil.
Yağan sadece kar!
Ya yağmur, ya fırtına da beraberinde gelseydi.
Maazallah!
***
Kar'la mücadele belli.
Amerikayı keşfetmeye gerek yok.
Yapılan;
Tuzlama.
Temizleme.
Atığı şehir dışına çıkarma, yapılan bu.
Önceye dayalı tedbir mi?
O da, bakım, onarım, ulaşım, dağıtım hatta iletişim.
***
Bunlar "vaki" ise!
Görev yerine getirmişse.
Her şey, gözden geçirilip, hazırlık tamamlanmışsa sorun yok.
Yaşam normal seyrinde "devam" eder.
İstediği kadar kar yağsın, yollar buz tutsun.
Ama yoksa "yaşam" kötekleşir.
Dayak misali.
Her kar damlası, "bir tokat" misali iner!
***
Ofis mi, İstasyon caddesi mi?
Fiskaya mı?
Seyrantepe mi?
Yeni viyadükler mi?
Ya da, Bağlar ilçesi mi?
Merkez ilçelerin dışındaki, ilçelerin hal-i vaziyeti mi?
Hepsi, 48 saattir "mevta" gibi.
Ahali, "olup-bitene" içten içe gözyaşı döküyor.
***
Tabi ki.
Karakış aylar sürmez.
Hele ki, Diyarbakır'da.
Bir kaç gün, bilemedin olsun bir hafta.
Sonra, "hayat" normale döner.
Peki, bana bir hafta hizmet veremeyen zihniyet ve kurum, "neye yarar?"
İşte "ahilinin" zihni ve fikri neye yararda sorgu yapmalı.
Belediyecilik notu için.
***
Dememiz gerekmez mi?
"El insaf.
365 günü bir tarafa bırakalım.
Yahu bir iki gün kar yağdı.
Yaşadıklarımıza bakın.
Bari bu zaman dilimi içerisinde hizmet alabileydik.
Ama "hiç bir hizmet alamadık"
***
Der miyiz?
Ben derim, sizi bilmem.
Resim ortada, tercih sizde.
Tabi ki, 30 Mart'ta kapıda.
***
Sınavda çakan, sadece belediye değil.
Devlet kurumları da.
Karayolları da,
Özel İdare'de,
Eğitim ve Araştırma Hastanesi de,
Köye Hizmet Götürme Birlikleri de.
Milli Eğitim bile.
***
YİBO'ların hali içler acısı.
İsyan içeriyor.
Baksanıza.
Şehrin göbeğindeki,
Rekabet Kurumu Cumhuriyet Fen Lisesi Öğrenci Yurdu.
Üç gündür öğrenciler perişan.
Dün sabah beni aradılar, "isyan ederek".
***
çığlık çığlığa.
"Bizi buradan kurtarın" diye!
Sebeb.
çevre ilçe ve köylerden gelen öğrenciler.
Yollar kapalı, "ailelerine" gidemiyorlar.
Yurtta ise.
Elektrikler kesik.
Kaloriferler yanmıyor.
***
Gündüz; "sınıfta",
Gece yatakhanede "donuyoruz" diyorlar.
Jeneratör var, "çat pat".
O da aydınlatma.
Yakıtı da tez bitiyor.
Sınıfta, yatakhanede battaniye sarılıyız.
Vali amca gelip görsün.
***
Evet.
Buradan İl Valisi Cahit Kıraç'a mesajımız olsun.
Vali Amca!
Öğrenciler yolunu gözlediği gibi.
Sorunlarının çözümünü de sizden bekliyor.
Hassasiyetine.
Ve sorunlara karşı duyarlılığınıza inanıyoruz.
Yardım eli uzatın.
***
Gel gelelim.
Şu TOKİ'deki 4 bin vatandaşın çilesine.
500 evler mevkii.
Ahali isyanlarda.
Evlerine bir umutla yerleştiler.
Aylar geçti.
Ama hala, "yakıt ve ısınma" sorunu çözülmüş değil.
***
Belediye.
Müteahhit Firma.
Doğalgaz.
Üçlü bir anlaşmazlık, uzlaşmazlık yaşanıyor.
Bu nedenle.
Ne kaloriferler yanıyor,
Ne de ısınmak için doğalgaz.
"UFOlarla" ısınmaya çalışıyorlar.
Ki onun için de, "elektrik olursa" ısınıyoruz diyorlar.
Yoksa donuyoruz!
***
Velhasıl.
Sorun, üstüne sorun.
Baksanıza.
Uçak seferleri iptal.
Okullar tatil.
Üniversite bile, iki güne karar verdi.
Valilik ayrıca;
Hamile ve engelli kamu personelini de "idari izin" sayıyor.
Ki bugün de izinliler.
***
Köyler.
Şehre yakın köyler haricinde hepsi!
"Kar'dan" yolları kapalı.
Haberleşme de yapılamıyor.
Anlayacağınız!
48 saatlik kar yağışı, 'Diyarbakır'ın "ipini" pazara çıkardı.
Ne kadar "zafiyetlerin" sahibi olduğunu.
***
Aman.
Elektrikler kesildi.
Ne zaman gelir belli değil.
Lap-top'un da enerjisi bitmek üzere.
İzninizle
Yazıya bugün için burada nokta koyalım.
Asında, yazılacak çok şey var.
Şimdilik diyelim
Hayırlı Cumalar.