ŞEHRİMİZE YAKIŞAN(!) TABLO!…
Eklenme: 12/3/2018 8:34:00 AM

Yağmur.. Ve yine; bildik "o korkunç" manzaralar… Yaşanmaz mı?..

Çok şeritli yollar yapılır.. Kaldırımlar döşenir..

Devasa binalar dikilir..  10'lu, 20'li katlar..

Plazalar… Devasa alış-veriş merkezleri…

Üst geçitler.. Alt geçitler… Çok geçitli büyük kavşaklar yapılır..

Parklar, bahçeler, yeşilliklerle donatılır… Çiçekler dikilir.. Orta refüjler..

Sağlı-sollu albeni renkleriyle döşenir…

Elektrik hatları.. Doğalgaz hatları.. Telekom hatları..

Ki biri yapar, öbürü yıkar yapar..

Ama velakin…

İş "altyapıya" gelince; "boş ver gitsin" denir..

Kim görür ki; "Yerin altına yatırım mı" yapılır..

Ne gerek var; "görünüş" önemli...

Herkes "dış görünüşe" bakıyor.. Kim iç görünüşe bakar…

Zihniyet bu olunca, hal-i vaziyet hafta sonu gibi olur..

İki damla yağmur yağdı.. Şehrin dört bir tarafı; "seller sular" gibi oldu.

***

 

Evler.. İşyerleri..  Alış-veriş merkezleri..

Hastaneler… Caddeler.. Sokaklar..  Yollar..

Bila istisna hepsi; yağan yağmurun oluşturduğu "gölette" yüzdü…

Kavşaklar.. Altlı, üstlü geçitler ise geçit vermez…

Geleni de; gideni de "mahsur" bıraktı..

Bağlar… Şehitlik… Yenişehir'in bir kısmı.. Ya Kayapınar'daki; "Kent Meydanı Parkı..!"…

Tabiri caizse; "benden pas.."

Hasar büyük…. Milyonlarca lira harcanan; makyaj!…

Kaldırımlar.. Yollar.. Parklar.. Bahçeler.. Güzelim çiçekler "sular altında" kalıp, gitti!…

Dört bir taraf; "şimdi köstebek" yuvası gibi..

Ha, çöken yollar da ayrı!…

Anlayacağınız…

Metropol kent Diyarbakır'ın makyajı "iki damla" suyla, aktı..

Çirkinlik ve çökmüşlük "gün yüzüne" çıktı…

Yine alt yapı, yine üst yapıdaki keyfiyet; "eziyetleşti..!"

Ne yazık ki..

Yerel yönetimde; "gelen gideni aratır" misali…

17 yıl, "belediyeyi" ellerinde tutanlar..

Altyapı yönünden, Diyarbakır’a nefes aldırıcı bir "çivi çakmadı?.."

Ki belediyecilik yapılmadı..

Lakin; yerlerine gelen de altyapıya yönelmedi..

Makyaja yöneldi…

Ki onun içindir ki; iki damla yağmur "şehri esir" aldı..

 

***

 

Bakınız daha 1.5 ay önce kaleme almıştım..

Ki kent benzer vakıayı yaşamıştı..

"İki damla yağmur", Diyarbakır'ın gerçek yüzünü ortaya koydu….

Yetti de, arttı..

Kent ayağa kalktı.. Kendi yönetenler, gördü, yaşadı, şahit oldu..

Ama; çözüm  yok…

Bu "gerçek yüze karşı" kimse kılını kıpırdatmadı.. Ve tekerrür etti..

Neyse; "söylediklerimiz" havanda su misali..

Dinleyen yok, herkes kendi meşrebinde...

Ama bu şehre, bu hayatı reva gören her kim ise!…

Öncekiler de.. Şimdikiler de..

Ayırımsız; yaşanan bu vehametin "sorumlularıdır.."

Ağır vebal altındadırlar..

Bakalım..

Seçim sath-i mailinde, kimler.. Hangi adaylar?

Kentin bu gerçek yüzüne dair; "çözüm ve proje" ortaya koyacak?…

Ve şunu diyebilecek mi; "makyaja gelmedik, kalıcılığa geldik?"..

Göreceğiz..

 

***

 

DEDAŞ'IN BETON DİREKLERİ…

Hani bir söz var.. "Mal bozuksa…!"

Ne yazık ki?

Anlamadığım nokta şu..

DEDAŞ'ın "Beton" elektrik iletim direği nasıl ikiye bölünür....

Ki yere gömülmüş, betonlaşmış direk…

İki damla yağmurla; "nasıl yerinden" çıktı?..

Direk ikiye bölündü, peş peşe direkleri, yere serdi..

Domino gibi!

Mühendislik eseri!!!..

Neyse, şans eseri "hasar kesintiyle" kaldı..

Yol üzeri; "ya karayoluna düşseydi.?"

Maazallah..

İş, bir kaç saatlik "elektrik kesintiyle.."

Direklerin yenilenmesiyle; bitti..

 

***

 

KÜMEEVLER'İN HALİ?…

Söz!… Altyapı.. Yağmur..  Kentin gerçek yüzünden açılmışken; devam edelim..

Diyarbakır Söz'ün, önceki günkü manşet haberi..

Dikkatinizi çekmiştir.. "Yok.. yok.. yok.." diye..

İlginç bir başlık..

Yaşadığımız çağ açısından; "yok'un da yok'u olur mu?" diye sorgulatıyor..

Maalesef, Diyarbakır olunca oluyor?

Dile kolay..

Şehrin dibinde bir mahalle.. Ki Merkez ilçe Yenişehir'e bağlı.. Yeni bir yerleşim alanı..

Ama velakin.. Su yok.. Yol yok.. Elektrik yok.. Kanalizasyon deseniz hiç yok..

Tıpkı, Afrika ülkesi gibi!.. Çöl hayatı...

 

***

 

Peki kim var.. 5 bin insan var..  Çoluk, çocuk, kadın…

Koca koca binalar var.. Siteler inşa edilmiş..

Villalı evler bile var.. Koca bir şehir..

Cami var.. Okul var.. Yani; "yaşar yaşamaz" misali bir hal var…

Bir de muhtarlıkları var..

Ama; "hizmet" derseniz..

Altyapı, üst yapı deseniz!…

Hiçbiri yok...

Varoşların varoşundan beter bir yaşam mahkumiyeti!…. Vatandaşların dediği gibi..

 

***

 

Devlet…

İşine gelince "bunlar burada yaşıyor" diyor..

İşine gelmeyince; "bunlar burada kaçak" diyor?..

İyi de; kesin bir karar verilsin..

Biz de bilelim; ona göre yaşayalım..

Resmi miyiz, kaçak mıyız?…

Neyse.. İlgililere duyurulur…

Bu arada 31 Mart'ta seçim var..  Partilere Kümeevler'den "açık çek" var?..

Her kim; "bizi sahiplenirse.."

Suyumuzu.. Yolumuzu.. Elektriğimizi… Kanalizasyonumuzu yaparsa..

Vaat ederse!.. Firesiz "tulum" oyumuz onlara!…

Daha ne bekliyorsunuz?…

 

***

İMDAT ÇIĞLIĞI..

Dün whatssptan aldığım; görüntülü mesaj..

İmdat..

Yardıma gelen yok mu?..

İşte resim…

Kamyon sürücüsü..

İki gündür, merkez Güzelköy yolunda mahsur..

Nedeni yağan yağmur?..

Menfezin patlaması..

Yolun tamamen çamurlaşıp, geçit vermez hale gelmesi..

En önemlisi de..

Köylünün birinin "tarlasında" su göleti oluşmaması için; yolu bozması!..

Menfezi kepçeyle kırması..

Suyun tahliyesinin buradan yapılması…

Şimdi..

Ne köy yolu kullanılabiliyor..

Ne de, gelip-giden var?..

Ve kamyon sürücüsu şöyle anlatıyor..

Diyor ki..

Mardin'den Diyarbakır'a "kum için" geldim..

Dicle nehrinden, "kumu" aldım?..

Yola çıktım..

Ancak, yola çakılı kaldım..

Belediyeyi arıyorum..

Jandarmayı arıyorum..

Kimi aradıysam; "cevap" almadım, imdadıma da kimse gelmedi..

Aç-perişan kaldım..

Şimdi gelin de; deyin bakalım..

Vaziyet neyin "ihmaller zinciri?"..

Şehrin burnunun dibinde; iki gün mahsur kalmak!…

Yazıklar olsun..

Belki bu yazıyı okuduğunuzda, "rahmetli birileri" yardıma koşmuş..

El atmış ve kurtarmıştır..

Söyleyin; hangi çağdayız..