Öncelikle; şöyle bir resme, pür dikkat odaklanalım!
Görselliğinde; ne var, ne yok tabi ki; ne çok?
Doğrusu ne derseniz var?
Bir bayan öğretmen
Ders verdiği sınıfta bozkurt işareti yaparak resim çekmiş.
Ekranda, Türk bayrağı Belli ki, bir yerlere mesaj veriyor
Evet, bayan öğretmen
Kadrolu öğretmen değil Sözleşmeli.
Halk deyimiyle, ücretli öğretmen!
İsmi, bende saklı Deşifre etmek istemiyorum.
Zaten Kamuoyu onu ismiyle değil, bozkurt işaretiyle tanıyor...
Bozkurtçu öğretmen.
***
Resim sosyal medyaya düşünce, gazetelere haber olunca
Vaka gündem oldu
Önceki gün, operasyonel faaliyet gelişti.
Önce denildi ki; Öğretmen görevden alındı?
Soruşturma açıldı... Müfettiş görevlendirildi.
Sonra, tekzip edildi.
Bu kez denildi ki; görevden alınma yok.
Öğretmen kendisi istifasını sunarak, ayrılmış!
İstifa mı etti, görevden mi alındı?
Her ne ise; vaziyetin gerisi derler ya; perde arkasında ne var?
İşte orası; gaflet, delalet ve ihanet dolu
Nitekim.
Eğitim-Bir Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş
Bir dizi sormuş Bozkurtçu öğretmen hakkında cevap bekleyen; Sorular diye!
***
Dört soru sıralamış
BİR...
Öğretmen Adanada ikamet ediyor. Diyarbakırın Bismil ilçesine ücretli öğretmen olarak gelmiş
İstihdam şartları, aldığı ücret ve barınma!
Kişisel harcama.
Bu unsunlar göz önüne alındığında, tercih midir, tesadüf müdür?
***
İKİ...
Ücretli öğretmen Bismilde görev yaptığı sürece; nerde ve kimler ile bağlantı kurmuştur.
Nerde ikamet etmiştir?
Olaydan 15 gün önce, Bismil İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne can güvenliğim yok diyerek, başvurmuş mudur?
Bu yönde bir işlem yapılmış mı?
Aldığı tehdit içeriği nedir?
Üç...
Gündelik hayatında başörtüsü takmayan ücretli öğretmen
Sınıfta Bozkurt işareti yaparken, o an başörtülü olmasındaki etken nedir?
Provokatif bir eylem mi, değil mi?
DÖRT...
Olayla ilgili araştırma ve inceleme daha yapılmamışken, hangi bürokrat incelemeye gerek yok diyerek, öğretmenin işine son verilmesi gerektiği talimatını verdi?
Kim baskı kurdu?
***
Sorular bu yönde.
Memiş beşinci soruda, analiz ve soru yağmuru yağdırıyor
Diyor ki.
Son günlerde yaşanan yeni siyasi oluşumların olduğu bir dönemde
Bu olayın Diyarbakır/Bismil gibi hassas bir bölgede
Adanada ikamet eden bir öğretmenin, gelip ücretli öğretmen olarak Diyarbakırda görev yapması
Koruma istemesi.
Normalde başörtülü olmamasına rağmen, sınıfta başörtü takması
Türk bayrağı önünde bozkurt işareti yaparak, resim çekmesi
Sosyal medyada bu resimleri paylaşması
Vakıanın, hızla basına yansıması
Tüm bunların hepsi, tesadüf müdür?
Yoksa.
Başörtüsü, eğitim ve siyasi semboller üzerinden bir provokasyon amacı mı güdülmektedir?
Acilen aydınlatılmalı!
***
Gelelim işin bizdeki sır perdesine
Ki gayri resmi iddialara göre.
Aile fertleri.
Öğretmenin ilişki içerisinde olduğu söylenen kişi!
FETÖ bağlantılı Ki FETÖden ihraç edilmiş!
Vaziyetin ikmali, tek sözcükle ifade edilirse
Durum.
Türkiyenin siyasi tarihine, olaylar silsilesine, damgasını vuran Fadime Şahin vakasının tekerrürüdür.
Yani, 2. Fadime Şahin!
Bakalım, gerisinde daha neler çıkacak?
***
DİYARBAKIRA KİM İHANET ETTİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Önceki gün çevre ve Şehircilik zirvesinde, dobra dobra konuştu.
İstanbula dair
Dedi ki.
Biz bu şehrin kıymetini bilmedik. Bu şehre ihanet ettik. Hala da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum
Bu ifadelerine ek getirdi.
Betonlaşmaya yönelik.
Şöyle dedi
100 kat bina yapmak bizi medeni yapmıyor.
Ama biz de bu tuzağın içine düştük.
***
Evet, Cumhurbaşkanı itiraf ediyor
Peki, Bizim Diyarbekirimize dair olup-bitenlere! kim ne der?
Seçilmişler Atanmışlar Kentin yaşayanları olarak bizler
Bugün değil, dünü de kast ederek!
Diyebilir miyiz ki!
Biz bu kente ihanet etmedik.
Birilerinin, tuzağına düşmedik.
Birilerinin değirmenine su taşımadık!
Medeniyet adına bir şeyleri heba etmedik...
Diyemeyiz.
çünkü görünen köy kılavuz istemez!
Daha bir kaç yıl öncesi bu kent nasıldı, şimdi nelere gözyaşı döküyor?
Özetle şunu diyebiliriz!
Evet
İtiraf ediyoruz.
Biz; yekvücut olarak Diyarbakıra ihanet ettik?
Peki, diyebilecek miyiz?
Nerdeeee?
Diyebilme cesaret ve erdemliğini göstermiş olsaydık; zaten yapılanlar olmazdı.
Bizde; için için halimize gözyaşı dökmezdik
Şehir de, Ahalisi de, Kurumlar da ve makamlar da; vekil acentelerinin aranası olmazdı!
İhanet çarkı; rant odaklı dönmezdi?
***
EVDEKİ BULGURDAN OLMA!
Hani bir söz var.
Dimyata pirince giderken; evdeki bulgurdan olmak!
İşte bu veciz ne yazık ki, Barzaninin düştüğü durumun tarifi
Biliyorum duygusallık körüğüyle
İtiraz eden.. Söylenen.. Tepki koyan.
Bu mu senin Kürtlüğün diyecek, olan olacak?
Yine biliyorum ki; hak veren de olacak?
Ama!
Hakikati görme adına; gerçekçi olmak lazım!
***
İlk gün ifade etmiştim!
Bağımsızlık referandumu.
Zaman, zemin, süreç ve Ortadoğudaki dağınık atmosferde; ölüm getirir!
İran, Irak, Türkiye ve tabi ki Suriye; cevaz vermez!
Bilakis; en büyük hasım kesilir.
Birilerinin gazına gelmek, işi oldubittiye getirmek kaybettirir.
ABD, İngiltere, İsrail ve Almanyanın nam-ı hesabına; Ortadoğuyu daha kaotik ortama sürükler!
Kendi sonunu getirtir.
İşte, şuan ki Barzaninin konumu bu minvalde, işliyor!
***
Kuzey Iraktaki Kürtler zarar gördü.
Ölüm var Şiddet var Kaos var Sosyal, ekonomik tahribat ve yıkımlar var!
Ha bire toprak kaybediyor.
Dün itibariyle; eldeki mevcudiyetin yüzde 40ı elinden alındı.
Referandumu donduruyorum.
Diyaloga hazırım Yeniden eski seviyeye gelelim, diye uzatılan el var.
Ama tutan yok.
***
Bağdat ne diyor?
Değil, 201315 veya ötesini, 2003 sınırlarına dön, diyor.
Yani, 36 paralele!
Türkiye, biz size demiştik diyor
Uzak kalıyor.
Ki bu tutum, yarın açısından, Türkiyeye sıkıntı verir
İran, kendi yayılmacı politikasını, özgürce artık, işletiyor.
Peki, gaza getirenler, yolun yarısında, biz yokuz, diz çevirdiler.
Yani sattılar.
***
Gelinen nokta itibariyle!
Şimdi, konuşulan ne?
Evdeki bulgur elde tutulacak mı?
İşte o; Ortadoğunun tozlu ortamı açısından, ciddi bir risk altında!
Suriyenin, Rakka bölgesi de.
YPGnin, yapılanması
Zaman tüneli içerisinde, tarih tekerrürden ibarettir gerçeğiyle.
Söylenecek tek söz var.
Hesabı-kitabı yapılmayan bir adımın, neticesi; evdeki bulgurdan olmaktır..
***
ŞİMDİ OLDU MU?
Ebee Meral
Şimdi bu halinle iyi oldu mu?
Anıtkabire başı açık gittin.
Hacı Bayrama başı örtülü gittin
Neyedir; bu ikirciklik tavrın.
Her ikisi de; mezar
Anıtkabire türbe tanımlaması yapılmasa da!
Kabristan
Eğer ki, manevi duygu ve hareket vaki ise.
Hiçbir fark yok.
Hal böyle iken; ikirciklik niye?
Resme bir bak, partin ismi gibi iyi oldu mu?
Sakın, başın aç, ya da başını kapat, diye bir beyanım yok.
Sadece; tutarlılık!
Ama diyeceksiniz ki, hangi siyaside ikirciklik yok?
Haklısınız.
Maalesef.
Ama siz, İyi parti diyerek, iyi Türkiye sloganı atarak
Biz; yeniyiz diyorsunuz.
Sahi nerde kaldı farkınız
Neyse!
Hiç de iyi bir parti görüntüsü oluşmadı?
***
BU NASIL İŞ YA!
Muhalefetin ağzında sakız.
çiğniyor
Ki, her mevzuu da çiğniyor.
Sıkılmadan, uzanmadan, ha bire; Yargı yok! diyor.
Tutuklamalar yapılıyor, itiraz ediyorlar.
Hak, hukuk, adalet yok diyerek!
Salıveriliyor.
Bu kez, böyle adalet mi olur? diyorlar.
Yazık ya.
Farkında mıyız bilemiyorum.
Yargımızı da, Hkimlerimizi de, Savcılarımızı da, Mahkemelerimizi de; hep yeriyoruz!
Tu kaka ediyoruz.
Bu nasıl iş ya
Bu adalet mekanizması değil mi ülkeye işlerlik kazandıran?