SENE-İ DEVRİYE!…
Eklenme: 12/30/2016 12:00:00 AM

Bir yılı deviriyoruz!

Peki…

Yılın devr-i âleminde; yaşadıklarımız!

Onları…

Evet, onları geride bırakabiliyor muyuz?

Öyle ya…

Yarattığı tahribatlar…

Yakıp-yıktığı, hayatlar…

Virane ettiği, ocaklar…

Kor ateşi gibi; "tarumar" ettiği yürekler..

Ya teslim aldığı umutlar…

Yok ettiği, hiçe saydığı hayaller…

Acının…

Öfkenin…

Ve kinin, yarattığı toplumsal travmayı!

***

Terörün…

Şiddetin…

Kaotik sürecin, zemin oluşturduğu terörizmin tahribatı…

Bombalarla…

Canlı bombalarla…

Bomba yüklü araçlarla…

İntihar saldırılarıyla…

Suikastlarla…

Çatışmalarla…

Pusularla; "kaybedilen canlar" geride bıraktılar; dramları…

***

FETÖ'nün…

PKK'nın…

DAEŞ'in…

DHKP-C'nin…

Ve onların, üst akıllarının "ülke ve millet" üzerinde yarattığı "küresel tahribatı"

Ekonominin…

Sosyal hayatın…

Günlük hayatın, "prangalanmasını"

***

Hendeğin, barikatın…

Eksenindeki; "evinden-barkından" edilmişliği…

Esnafın…

Çalışanın, "ekmek" kapısından oluşunu…

Ya siyasi kavgaların; oluşturduğu "hizip" hali…

Seçilenin yerine atanmışın zorunluluk kazanması…

Kamplaşma…

Ötekileştirme…

Sınıfsal ayrıştırma…

Gözaltı…

Tutuklanma…

Cezaevlerinin tıka basa dolu olması…

***

Velhasıl…

Fakru zarureti…

Yoksulluğu…

İşsizliği…

Bölgesel gelişmişlikteki farklılıkları…

Bulunduğumuz coğrafyadaki, "iç savaşları"

Evinden edilen milyonlarca göçmeni…

Soğuk kış gününde dışarıda olanı…

Ayazda bir lokma ekmeğin peşinde koşanları…

Çöplükleri karıştıranları…

***

Yani anlayacağınız!

Hayatın zorluklarını…

Yaşamın kahredici merdivenlerini…

Yorulmuş bedeni…

Bıkkınlık veren dertler silsilesini…

Ortalığın; "toz duman olduğu" gerçekler karşısında!

Sahi…

Tüm bunları; "uğurladığımızı" söylediğimiz, 2016'yla!

Geride bırakabilecek miyiz?

Ya da, "güle güle" deyip el sallayabilecek miyiz?

***

Sanmıyorum!

Eğer olsaydı…

Her yeni yılın başında şunu demezdik…

Oh be yıl bitti…

Bir daha gelmez inşallah…

Yeni yıl, umut ediyorum ki "iyi olacak?"

Ya da, "umutlar" silsilesini, pelesenk yapmazdık…

Anlayacağınız…

Dertler aynı dert…

Hayat aynı hayat…

Değişen, yalnızca takvim yaprağı…

Ve ömürden giden zaman dilimi..

Sizce…

***

GÜNDEM YİNE ANAYASA!

Hatırlarsanız!

2016'nın ilk günlerinde…

Hatta 2015'in Aralık ayının ekseriyetinde…

Ana gündem;

Anayasa değişikliği idi…

Ki, 2012'nin son ayında da, mevzu aynıydı…

***

Çünkü…

Sözde;

Demokratik Sivil Anayasa için, 2012'de Mecliste "Uzlaşma Komisyonu" kurulmuştu…

Dört parti; 3'er Milletvekili…

Ki eşit, "temsiliyetle", maddeler belirlenmişti…

60-70 madde deniliyordu…

Ancak, 31 Aralık 2012'de, komisyon süresi bitti…

Ve "uzlaşılan" maddeler de; "rafa kalktı"

***

O gün de!

Hükümet…

Yani AK Parti iktidarı şunu önermişti…

Türk modeli; "Başkanlık Sistemi"

Muhalefet…

CHP ve HDP ekseriyetiyle, MHP'nin de kulvar duruşuyla…

"Parlamenter sistemden" taviz verilmez denildi…

Böylece; "hal-i vaziyet" ikmale kaldı…

***

Ki, 3 yıl "Anayasa" değişikliği konuşuldu…

Seçimlerde…

Yerel ve Genel seçimlerde; "malzeme" edildi…

Ki, 2015'in Aralık ayının son gününde…

Başbakan, CHP Lideriyle görüştü..

O gün de;

Sıkıntı ve ana mesele; 'rejimdi, sistem değişikliğiydi?"

Ya Başkanlı?

Parlamenter sistem?

***

Uzlaşma; yine olmadı.

Ama!

Bu evrede, yani 4 yılda; neler yaşanmadı ki?

Gezi olayları…

17-25 Aralık…

22 Temmuz operasyonu…

Çözüm sürecinin, askıya alınması…

Hendek-barikat terörü…

Kobani olayları…

PKK ve DAEŞ patentli; "bombalı katliamlar"

***

Ve son olarak!

15 Temmuz'daki hain darbe girişimi…

Hal-i hazırda…

FETÖ terör örgütüne yönelik yürütülen operasyonlar…

Dikkat edin!

Yıllar içerisindeki; "kırılmalara" dengesizleşmeye…

Yıl…

Yıllar hep böyle geçti…

***

Bugün…

Takvim yaprağı, 2016'nın 48 saatini gösteriyor…

2017'ye de, rakam var…

Neyi konuşuyoruz…

Anayasa değişikliği…

Başkanlık sistemi mi?

Parlamenter sistem mi?

Kavga aynı…

Oyalama, karşılıklı dövüş, söylem, fikriyat aynı…

***

Anlayacağınız!

Beş yıldır, her senenin sene-i devriyesinde…

Son gününde ve bir gün sonrasında…

Değişmeyen…

Siyasi kulvarda konuşulan tek şey var…

O da; "Anayasa değişikliği görüşmeleri"

Bakalım!

Dün itibariyle, 21 maddelik değişiklik teklifi…

Ki, 2 maddesi çıkarıldı…

19 madde'den 13'ü Meclis Anayasa Komisyonundan; geçti…

Geriye, 6 madde kaldı…

Bunlarda geçer mi, geçmez mi göreceğiz?

***

Velhasıl!

2012'de olduğu gibi…

2013'te…

2014'te…

2015'te…

2016'da, "iç ve dış" destekli tahribatların kırılmalarıyla bugüne geldiysek…

Görüşmelerin yerini; "komisyonda oylama" almışsa…

Bu büyük bir başarıdır…

***

Neyse!

Komisyondan, Meclis'e gelme perdesi var…

O perde nasıl açılır?

Referandum için; ne elde edilir?

Halkın önüne sandık konulunca; "evet" denilecek mi?

Onu da…

Eee… 5 yıl bekledik ya…

Onu da sene-i devriyede göreceğiz!

Ne acelemiz var?

HAYIRLI CUMALAR….