Serok Erdoğan
Şehr-i Azam'a,
Amed'e,
Diyar-ı Bekir'e,
Kadim Şehrimize,
Diyarbakırımıza,
Peygamberler, sahabeler diyarına "hoş geldiniz?"
***
Seroke Kürda,
Keke Mesud Barzani "Tu bı xr hat'".
Halk-ı gürbeti,
Piya-i Kürda
Bırake Şiwan Perwer "tu ji bı xr hati..
Ser seran ser çavan.
Diyarbakırın jargonuyla "başım, gözüm üstüne" geldiniz diyorum!
***
Mvan, mvanı Xwede.
Diyeceğim odur ki.
Ez dibejim ki;
Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Serok, Erdoğan!
Öyle inanıyor ve umut ediyorum ki;
Tarihi zamanda,
Tarihi bir gayeyle, Diyarbakırdasınız!
Tarihi ve sembol bir isimle beraber gelerek.
Molla Mustafa Barzani'nin oğlu, Mesud Barzani.
***
İkinizde;
Muhafazakr Demokratsınız.
Hayat felsefeniz de bir biriyle örtüşüyor.
Hem, "aile" hem de dünya görüşü noktasında.
Sizler de, bir dönem "vesayetçi" iktidarlar tarafından, dışlandınız.
Baskılar, işkenceler ve yasalar yaşayarak!
***
Kısacası.
Seroku olduğunuz, partilerinizde.
Varlıklarınız da.
DNA'larınız birbirine uygun, eş noktadasınız!
Türkiye ahalisi için,
Tüm kimlikleri ifade ederek,
Sınırın diğer tarafındaki Kürtler için de,
Bu "uyum ve uzlaşı" yapı büyük bir kazanımdır.
Yol seyrinde; "önemli" bir sırdaş ve yoldaşlık.
***
Onun için.
Bu uzlaşı ve tarihi buluşma.
Ne siyasi bir kazanç,
Ne de mahalli seçimlere "bir menfaat" sağlama değil.
Böyle de görülmemeli.
Resmi, büyük görmeliyiz!
Ucuz, "siyasi" hesapları bir tarafa bırakmalıyız.
Bugün konuşulanın "yarına" yansıması önemlidir.
***
Evet.
Sayın Erdoğan,
Sayın Barzani,
Bu yazı size ulaşır mı,
Lütfedip, okur musunuz, bilmem.
Mesajlarına, "katkı" olarak alır mı?
Bilmem.
Ama ben yine de, "buradan" sizlere "gönül sesiyle" seslenmek istiyorum.
***
Seroklar.
Liderler.
çığlığım.
Seslenişim şu.
Türkiye.
Kuzey Irak dhil olmak üzere!
Zor bir coğrafyada bulunuyor.
Sancılı.
Stratejik "önemi" ise tartışılmaz.
Yer üstü ve yeraltı zenginliklerle birlikte "herkesin gözü" üstünde.
***
Kimi iyi niyetli,
Kimi kötü niyetli?
Lakin
Asırlara "dayanan" bir tahribatlar, alanı olduğu da malumunuz.
Tartışılmaz bir hakikat.
Bünyesinde yaşanan ve yaşatılanlarla.
Tarih içerisinde!
Gelişen ve dayatılanlar hadiseler yüzünden "derin fay hatları" oluştu.
Zorlukları barındıran bir coğrafya olduk
***
Dil,
Din,
Örf adet,
Kültür,
Ekonomi,
Sosyal yaşam dhil olmak üzere!
Tabiri caizse; "tar-ü mar" edildik, ettiler.
***
Hele ki,
Osmanlı'nın yıkılışından sonra,
Cumhuriyetle, daha vahim bir "ayrışma" yaratıldı.
Kimlikler üzerine "inkrlar" inşa edildi.
Ayrıştırıcı.
Öyle ki, "aileler" bölündü, sınırlar küçüldü.
Mayınlı alanlar,
Tel örgüler ve örülen duvarlar.
***
Kürtler.
Bugün, üç ülkede sınırdaş.
Sıkışmış.
Ama, "ayrı" ve baskı altında.
Irak, İran ve Suriye.
***
Bölgemizde;
30 yıldan buyana "akan kan dökülen gözyaşı".
Acıdan "pay" almayan yok.
81 İl'de, 76 milyon insan.
Maddi ve manevi; "acısını" yaşadı, hissetti.
Artık yeter diyoruz; "d bese" çığlığını atarak.
***
Hal-i hazırda; "oluşan" bir barış atmosferi var.
çözüm süreci,
Demokratikleşme,
Coğrafik "uzlaşı" kaynaşması.
Ciddi bir evre aşılarak, düz yola girilmiştir.
Üç bölgede bulunan "Kürtler."
Ve tabi ki, Türkiye bütünlük noktasında "tarihi" bir kavşakta bulunuyor.
***
Serok Erdoğan.
Kader önünüze "büyük fırsat ve imknlar" koydu.
Üç dönemdir.
Üst üste artan bir trentle "halkın" teveccühünü alıyorsunuz.
Öyle görünüyor ki bir dönem daha önünüzde var.
Ortaya koyduğunuz "plan ve politikayla" bu daha bir ivme kazanacak.
Asrın "lideri" vasfını alarak.
***
Serok Barzani.
Sizde,
Kuzey Irak'taki yapıda "alternatifsiz" bir siyasi güce sahipsiniz.
İktidarınız da, "üçüncü" dönemdir.
Ki bu destek, bir önceki döneme göre arttı.
Hem de, "sayısal" bazda muhalifler çoğalmasına rağmen.
Kısacası;
İkinizde "halkın" gönül dostu ve liderlersiniz.
***
Dedim ya!
DNA'nız, "her yönüyle" bir biriyle örtüşüyor.
O zaman, "ne duruyorsunuz?"
Siyasal,
Sosyal,
Ekonomik ve Kültürel "işbirliğiyle" oluşan barışın baharını bütünleştirin.
***
Hem ulusal,
Hem uluslararası,
Hem de bölgesel düzeyde.
Yaraları sarmak,
Küskünlükleri barıştırmak,
Hakları ve halkları "geniş ve daha geniş toplumsal" mutabakatla birleştirmek!
***
Ancak.
Bu temennileri dile getirirken.
"Tarihi buluşma".
Ve buradan, "çıkacak" mesaj farklı bir mülahaza da üretmiyor değil.
Kaygılar "inşa" ederek.
Şöyle ki.
Öcalan'la "yürütülen" bir mesai var.
BDP ve Kandil diyaloguyla.
***
Belli bir kıvama da geldi.
11 aydır, kan akmıyor.
Gözyaşı yok.
Şiddet ve silahlar "konuşulmuyor".
İşte bu "tarihsel" seyir.
Acaba denilerek;
"Seyir mi" değiştirilecek.
Bundan sonra Barzani üzerinden mi yürütülecek?
***
Bir de.
PYD'nın Suriye'nin "kuzeyindeki" yapı oluşturma hali.
Acaba.
Türkiye "destekli",
Barzani Peşmerge komutasıyla, "askeri müdahale" eder mi?
Dün bu noktayı ele almıştım.
Beklemiyorum, ama olmaz da diyemiyorum.
***
çünkü bu iki; "kaygı" üreten, durum tehdit oluşturuyor.
Eğer ki.
Diyarbakır buluşmasında "hayat" bulursa.
Taraflar "uzlaşıyla",
Yeni bir "strateji" üreterek, mevzuuya "senaryo" çizerlerse.
İşte o zaman; "kıyamet" kopar.
Diyeceğim; "Ortadoğu' işte o zaman tar-ü mar olur.
***
Hele ki,
Ortadoğu'daki "aksiyon" orta yerde iken.
Suriye.
İran.
Irak ve Mısır.
Lübnan, Tunus'da ek.
Hepsi "sırat" köprüsü gibi.
Düşmeye göresin!
***
Ki bunları sıralamama da gerek yok.
İç ve dış bedbahtlar.
Kan'dan,
Gözyaşından,
Fakr-ü zaruretten nemalanan ülkeler ve onların nam-ı hesabına çalışanlar.
Hal-i hazırda, "pusuda" bekliyorlar.
Her ne kadar.
Ölüm damarlarına basılmışsa.
Dizginler ellerinden, alınmışsa da, "direniyorlar".
***
Serok Erdoğan,
Serok Barzani,
Sonuç itibariyle, Demokratikleşme "seyrinde" alınan yoldan, dönülmesin.
Diyarbakır'dan tıkandığı görülen barış sürecini canlandıran,
Aktörleri daha aktif hale getiren, "uzlaşı" masasını coğrafik alana yaymalı...
Türkiyeyi, "ağabey",
Bölgenin "güçlü" devleti olma vasfıyla bütünleştiren, "adımlar" atılmalı..
***
Kısacası..
çok önemli, çok boyutlu.
Yüksek bir stratejik hamle gerçekleştirilmelidir.
Özellikle.
Uluslararası konjonktürün ortaya çıkardığı fırsatları iyi görmeli.
Ve bunları "değerlendiren" esas alan, realist, olunmalı.
Ki, coğrafik "Aşiti" olsun.
***
Evet, bir kez daha diyorum ki,
Serok Erdoğan,
Serok Barzani,
Hn bi xr hatin
Hoş geldiniz.
Başımız gözümüz üzerine geldiniz.
Diyoruz ki; ayrılıklara-gayrlıklara "edi bese!"
Yeter.
Her biji birati.
Her biji aşiti