Silvan'da neler oluyor?
İşte olanlar..
2 aydır silah ve patlama sesleri eksik olmuyor.
Öz yönetim..
Öz savunma..
Özerklik denilerek, örgüt üyelerinin açtığı hendekler..
Barikatlar.. Ve buna karşı yürütülen operasyonlar..
Sokağa çıkma yasağı..
Kaç kezdir uygulanıyor, artık sayı bilinmiyor..
Ama son yasak, bugün itibariyle 10'üncü gününe gerdi..
Operasyonlar, devam ediyor..
Hal-i hazırda hayalet şehre dönmüş vaziyette Silvan..
Hayat felç..
Yaşam desen, durmuş noktada.
"Nefes alınmaz" halde…
***
Şiddet.. Terör..
Ve tetikten çekilmeyen parmaklar..
Dün itibariyle, 3 güvenlik görevlisi şehit.
15'in üzerinde yaralı polis ve asker.
Hayatını kaybeten aralarında çocukların da bulunduğu 5 Sivil vatandaş!
Diğer yandan, 8'de örgüt militanı etkisiz hale getirildi..
Gözaltına alınanların sayısı 40'ın üzerinde..
Yüzlerce ev ve işyeri kullanılamaz halde.
3 mahallede ekmek, elektrik ve su yok.
İlçe genelinde, internet ve cep telefonu erişimi sağlanamıyor.
İlçeden göç edenlerin sayısı 20 bini aşmış durumda..
Evlerin duvarları; "roketatarların, mermilerin" tahribatıyla delik-deşik…
***
Sokaklar..
Caddeler kazılan hendeklerle geçit vermiyor..
Barikat haline getirilen araçlar..
Ateşe verilmiş, onlarca otomobil, kamyon, tanker!…
Savaştan beter…
Eğitim yok..
İbadet yok..
Yani öğrenci ve öğretmenler okullara, cemaat ise camilere gidemiyor.
İşçi ve memurlar ha keza…
Kısacası Silvan'da halk "perişan" vaziyette…
"İki ateş arasında sıkışıp kalmış.."
Silvan'da bunlar oluyor..
Peki ya Sur içinde.. Bağlar'da..
Lice, Hani ve Kulp'ta…
Ya Şırnak Silopi-Cizre, Mardin Dargeçit..
Tablo aynı… Terör ve şiddet…
Her yönüyle artık "yaşamın" göbeğinde, kan döküyor..
Hayırlı bir gidişat değil…
Çünkü "sağırlaşmış" bir süreç içerisinde ne yazık ki ciddi bir "kumpasla" karşı karşıyayız!
Uzlaşılmaz bir hal…
***
YAKIŞMADI
1 Kasım sonucu..
Ve yeni Türkiye seriveninde yakışmayan bir tablo…
Silvan'da olup biten gibi..
Manisa'da Paralel yapıya yönelik operasyonun; resmedildiği şekil..
İnsanlık ayıbı…
Resme bak, başörtülü genç bayanlar..
Elleri kelepçeli..
Kollarında da ikişer polis memuru gözaltına alınmış..
Bu tablo.. KCK'ya yönelik operasyonda..
Seçilmişlerin "tek sıra" halinde, eli kelepçeli görüntüsü hatırlattı..
O gün de..
Bugün de diyorum ki; "provokatif" bir organizasyon!…
Kışkırtıcı! Anti-demokratik bir anlayış…
***
O iki bayan... Suçları ne olursa olsun..
Eli ve beli silahlı…
Canlı bomba militanları olmadığına göre..
Ki öyle!..
Etrafında onca polis var iken; böylesi bir manzara mahkum edilmesi!…
Sorgulayıcı!..
Dünden biri ne deniliyor?
Devlet öc alıyor.
Rovanşist bir zihniyetle; saldırılıyor.
Aslında görüntü!.. 2010 yılından çok..
28 Şubat'taki "tekçi" anlayışın vesayetini, resmettiriyor..
Sırf insanları aşağılamak…
İtibarlarını zedelemek için böyle bir uygulama yapıldı idiyse!...
Şiddetle kınıyorum.
***
Sakın bu ifademle!…
Operasyona…
Ve gözaltılara "karşıyım" diye bir algı oluşmasın..
Bilakis..
Milli iradeye yönelik "hangi siyasal akım ve güç", anti demokratik bir girişimde bulunuyorsa..
Demokrasinin dışındaki güçleri kullanma gayretindeyse!..
Sonuna kadar "mücadele" edilecektir..
Ama hukuki "çerçevede", zorba devlet anlayışıyla değil..
Sanmıyorum ki!…
Siyasal iktidar "ortaya çıkan" Türkiye'nin ayıbını gösteren resme!..
Gözaltı şekline..
Eli kelepçeli, başı örtülü iki bayana, dair "rövanşist" görüntüyü; içine sindirsin..
Mutlaka..
Ama mutlaka, sorgulanmalı!…
Yoksa şu ifademde haklı bir sonuç çıkar.
Paralel yapıya yönelik operasyon da, "sulandırma" evresine girdi.
Büyük ayıp!….
***
Yazıya nokta koyarken…
Başbakanlıktan açıklama geldi..
Görüntüye dair..
"Sayın Başbakanımız, kamuoyuna da yansıyan güvenlik güçlerinin vatandaşımıza uygunsuz yaklaşımı ve yürütülen soruşturmalar çerçevesinde gözaltına alınan vatandaşlarımıza gerekli usullere uygun hareket edilmediğine ilişkin inceleme başlatılması talimatı vermiştir.
Sayın Başbakanımız hangi soruşturma çerçevesinde olursa olsun herkesin kanunda belirtilen usuller çerçevesinde haklarının gözetilmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi talimatını vermişlerdir."
Eee..
Bizden olmasalar bile..
Demokrasinin gereği şudur ki.
Hakkaniyeti ifade edebilesin..
***
BAŞANLIK SİSTEMİ KURTARIR!
Böyle giderse CHP %20’nin altına iner..
Kim diyor?
Prof. Hasan Bülent Kahraman!
Dünkü yazısında kaçınılmaz şekilde Türkiye'nin gündemine gelen Başkanlık sisteminin aslında sadece AK Parti'nin değil CHP'nin de istemesi gerektiğini yazdı.
Parti içi muhalefet tarafından köşeye sıkıştırılan CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sistemine evet demesi durumunda yeniden siyasi aktör olabileceğinin altını çizen Kahraman yazısını şu cümleyle bitiriyor:
" Dolayısıyla başkanlık tartışmalarını gayet dikkatle izlemek, onlara katkıda bulunmak zorundadır.
Yoksa halkın cumhurbaşkanı seçmesine karşı çıkıp kaybetmesi gibi bir defa daha kaybedecek ve bugün % 25 ile limitlerine dayandığı bu siyasal alanda bir kere daha gerilere gidip % 20'lere hatta altına inecek.
Kulak versinler: Kılıçdaroğlu, Erdoğan'la kurtulabilir!"