ŞİMDİ; ERGENEKON YOK HÜKMÜNDE Mİ?
Eklenme: 4/23/2016 12:00:00 AM

Yani şimdi; Ergenekon diye "melanet" bir oluşum yok mu?

Yani şimdi; Balyoz, Sarıkız diye "darbe planları" hiç planlanmamış mı?

Yani şimdi; Ay ışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı "darbe" teşebbüsleri yokmuş mu?

Yani şimdi; Ak Parti iktidarını "alaşağı" etmek üzere herhangi bir "kumpas" organize edilmemiş mi?

Yani şimdi; Asker-sivil girişimli bir "Post modern" ihtilal gayretkeşliğine soyunulmamış mı?

***

Yani şimdi; Dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ ve silah arkadaşları..

Yani şimdi; Yüzlerce emekli ve muvazzaf askerler boşuna mı gözaltına alındı?

Yani şimdi; Orgeneraller, Tuğgeneraller, Korgeneraller, albaylar, binbaşılar, yüzbaşılar…

Yani şimdi; Paşalarla birlikte siyasetçiler, gazeteciler, hekimler bunca yıl boşuna mı demir parmaklıkların arkasında tutuldu?

***

Yani şimdi; Her şey "paralelcilerin" hazırlayıp, kurguladıkları bir "kumpas mı?" oldu?

Yani şimdi; O toprağa gömülü silahlar, darbe planları, CD'ler "film senaryosu" sahnelerinden mi alınmış?

Yani şimdi; O operasyonların, o gözaltı baskınlarının, o savcıların, o hâkimlerin hepsi "hayal mahsulü" uzaylı yarattıklar mı?

Yani şimdi; O koca koca mahkeme heyetleri, başkanları "bu kumpasın" birer parçaları olarak mı faaliyet gösterdiler?

***

Yani şimdi; Ergenekon’dan, Balyoz’dan, Sarıkızdan, Yakamozdan, Eldiven darbe teşebbüslerinden "yargılananlara" verilen cezaların tümü hukuku değil miydi?

Yani şimdi; Yerel mahkemelerin verdiği ve Yargıtay'ın da onayladığı "cezalar", yok hükmüne mi düştü?

Yani şimdi; Başbuğ'dan Doğu Perinçek'e, Çiçek’ten Küçük’e, hepsi "masum ve suçsuz mu?" oldular?

***

Yani şimdi; 2010'da başlayıp bugüne kadar "atılan manşetler, yapılan yorumlar."

Yani şimdi; Tüm bu yazılan, çizilen, konuşulanların hepsi "Ke-en lem yekûn mu?" oldu?

Yani şimdi; "Darbeci ve silahlı terör örgütü" gibi tanımlamaların hiç biri artık geçerlilik arz etmiyor mu?

***

Yani şimdi; O günün Başbakanı, Bakanları, Adalet Bakanı yani hükümet erkânı…

Yani şimdi; O günün muhalefetteki siyasi partiler, parti liderleri, milletvekilleri…

Yani şimdi; Biz bu davanın savcısıyız, biz bu davanın avukatıyız "diye atılan" nutuklar, söylenenler hikâye miydi?

Yani şimdi; Seçim meydanlarında, mitinglerde "vaatler" içerisinde yer alan "devletin kirli bağırsaklarını" temizledik, iddiası boş muydu?

***

BOŞUNA MI İNTİHAR ETTİLER?

Yani şimdi; Albay Abdülkerim Kırca "beylik silahını başına" dayayarak ateş edip, intihar etmesi..

Yani şimdi; Yarbay Ali Tatar aynı şekilde "silahla" hayatına son vermesi…

Yani şimdi; Kurmay Albay Berk Erden "beylik silahıyla" kendini vurması…

Yani şimdi; Kuddusi Okkır’ın "cezaevinde" kansere yenik düşerek ölmesi..

Yani şimdi; Bunların yansıra daha nice isimler, komutanlar yaşananları içine sindiremeyip, bir bir kabirlere "düşmesi" hiç yoktan mı oldu?

***

Yani şimdi; Tüm bu ölümler, öldürmeler, intiharlar…

Yani şimdi; Tüm bu gözaltı, cezaevi, velhasıl şimdi bilumum bu mevzuuyla alakalı olup-bitenler, gelinen aşama itibariyle "kapkara" bir şeytani durum muydu?

Yani şimdi; 6-7 yıldır "uğraş" verilen mesele "yekûnuyla" iğrençliğe dayalı mı oldu?

***

Yani şimdi; O günün fili elemanlarını "zalimliği, iğrençliği, insanlık dışı" uygulamanın birer emir eriyle mi icra edildi.

Yani şimdi; Yargıtay'ın "Ergenekon" diye bir örgüt yokmuş yönündeki kararıyla her şey "sütliman mı" oldu…

Yani şimdi; Hepsi, ama hepsi "geride" bırakılmış bir "hayal mahsulü" olarak mı kalacak?

Yani şimdi; Bu dava "hiç yaşanmamış" olarak, kabul edilip, "üstü kapanacak mı?"

Bilmem…

Ama siz en iyisini bilirsiniz… “Anlayan anlar” kabilinde...

***

KCK DAVALARI DA DÜŞER Mİ?

Sahi, düşünüyorum, acaba diyerek…

Ergenekon "kumpas" çıktıysa…

Peki, o tarihte bir de, "KCK" kod adıyla, Kürt siyasilerine yönelikte "top yekûn" gözaltılar vardı…

Hatırlarsak, "eli kelepçeli" yüzlerce Kürt siyasetçinin sıralı fotoğrafının, "çıktığı" manşetleri…

O gün için, 5 ila 7 bin civarında deniliyordu…

Ki ekseriyetiyle, "seçilmiş" kişilerdi…

***

Belediye başkanları, İl Genel Meclis Üyeleri Parti il Başkanları,

Avukatlar, akademisyenler, iş adamları..

Yani Kürt siyasetinde "yer alan" her kim vardıysa "yakalanıp" kodese tıktırıldı…

Ki birçoğuna ceza verildi…

Ve hepsiyle alakalı suç isnadı; "teknik takip, tele kulak" üzerindendi…

Davalar halen devam ediyor..

Kimi karara bağlandı, kimi Yargıtay’da, kimi de yerel mahkemede sürüyor…

***

Acaba! Yarın-bugün KCK operasyonu da…

Davaları da…

"Paralelin" bir kumpası, şeytani bir planı…

İnsanlık dışı; uygulaması olarak karşımıza çıkmasın mı?

Çünkü, o günü hatırlarsak…

Özellikle, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünde görev yapmış Müdür ve avenesi…

Şu an; "FETÖ terör örgütünün" elemanları olarak içerde…

Kimi de, firar!

***

Hep ne diyorum?

Burası Türkiye "her an her şey olabilir" diye…

Ergenekon "masum" çıktıysa…

KCK'nın "masum" çıkması, hiçte gelişen sürecin analiziyle kaçınılmazdır..

Sizce…

"BAŞBAKANLA BU İŞ YÜRÜMÜYOR?!"

Bu cümle ve ifade bana ait değil…

Nasuhi Güngör'e ait.

Bir fısıltıdan mı esinlendi…

Yoksa bir hakikatin ifşasını mı yapıyor...

Ya da, operasyonel bir faaliyetin "fitilini" ateşleyen mi?

Bilemiyorum…

***

Çünkü, daha düne kadar TRT haber daire başkanı idi…

Star gazetesinin de!

Gözde yazarlarındandı…

Öyle ki…

İktidara, Başbakan'a, Cumhurbaşkanına..

Pek tabi ki, kabine üyelerine yönelik "en küçük" bir eleştiriye tahammül etmez iken…

***

Ne oldu da?

"Beştepe-Çankaya" arasında arıza-i durum var..

Bir dizi saptamayla…

Kendinden menkul fikriyatla; "Bu iş Davutoğlu ile yürümüyor" diyorsun..

Yine, A haber'de; "son dönemdeki" başlıklarla..

Bunlara Başbakan neden "cevap" vermiyor diyerek, yüklendin…

***

En önemlisi de…

Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım…

Ki, Davutoğlu'na Parti lideri ve Başkan adayı olarak "ikinci" isimdi…

Oğluyla alakalı…

Ortaya çıkan görüntü ve habere ilişkin…

Davutoğlu'nu "itham" ederek, neden cevap vermiyorsun diye sorgulama yapılması…

***

Doğrusu!

Durduk yerde gelişen bir hadise olmaktan çok…

Acabaları üreten…

Yoksa "Başbakanlık" koltuğuna yönelik operasyonel faaliyet mi söz konusu…

Şöyle ki…

Güngör'ün çıkışı,

Yıldırım'ın oğlunun "kumar oynarken" çekilen resmi.. Operasyonun; karşılıklı hamlelerine delalettir, düşüncesini, akıl hazinesine almıyor değil..

Garip bir hal..

***

Bakalım; "bu düğüm" nasıl sonuçlanacak?

Güngör'ün akıbeti…

Pozitif ve negatif anlamdaki sonuçla…

Her şey, daha net bir okumanın ölçeğine gelmiş olur…

Bekleyip görelim…

Star "kapı önünü mü" gösterir…

Yoksa bir üst rütbeye mi layık görecek…

Erzurumlu İbrahim Hakkı ne güzel söylemiş…

"Mevlâm görelim neyler. Neylerse güzel eyler"