PKK, Geçtiğimiz yıl 13 Ağustos'ta ilan ettiği "eylemsizlik" kararı... Ve bilahare; Zaman ve şartlar açısından uzatmalar dâhil edilerek 1 Mart'a kadar, uzattığı ateşkesi sonlandırdı! Evet, önceki gün; PKK "eylemsizlik" kararına son verdi! Yani artık "eller tetikte... Kendisine özgü gerekçe ise; Siyasal iktidarın "beklentilere karşı" alakasız kalması. Ve seçim arifesinde; "Pozitif" yönde işaret gelişmediğinden bahsediyor!
* * *
Peki, PKK'nın ve DTK ile BDP'nin de sıkça gündeme getirdiği şartlar neydi? Öne çıkan; Şartların başında Abdullah Öcalan ile "diyalogun" açık müzakereye çevrilmesi. Nitekim Öcalan da geçtiğimiz hafta avukat görüşmesinden sonra, "gelişme" yoksa 1 Mart'tan sonra aradan çekiliyorum demişti. Sanırım ki, "bu söylemi", Kandil'in "ateşkesi sonlandırmada" ciddi katkısı olmuştur. Öne sürülen diğer şarta gelirsek! KCK tutuklularının serbest bırakılması. Faili meçhul olayların aydınlatılması yönünde "hakikat komisyonunun" kurulması. Aslında; Siyasal iktidar tarafından bu "mevzular" yuvarlak masanın tartışma konusu edilebilinirdi? Pek ala da, "atılabilinecek" adımlardı bunlar. Ama atılmadı.
* * *
Tabi, AK Parti hükümetinin de özellikle "demokrasi ve insan hakları" açısından, önemli adımları oldu. İnkâr edilmemeli. Peki şimdi; PKK'nın "eylemsizlik" kararını sonlandırıcı adımının ardından gelişebilecek olayların "sirayet" alanı ne olabilir? Ki, Şuan her akl-ı kâmil olan "bu soru" üzerinde fikri kurgu yapmaktadır. Ne olacak diye? Yeniden; Eski çatışmalı, kanlı ve gözyaşılı günlere mi döneceğiz? PKK ve Asker cenazeleri! Olağanüstü "hal" uygulamaları. Dağ-taş bombalama, sınır ötesi harekâtlar gibi. Doğrusu; Kaygılar bu minvalde en üst seviyede! Hiç kuşkusuz ki "görüşüp-sohbet" ettiğim. Hatta sokakta beni gören herkes soruyor; "Allah aşkına ne olacak bu hal" diye? Korku, endişe ve panik! Güneydoğu, "cadı kazanına" dönüştürülme evresinde!
* * *
Düşünüyorum; Seçim arifesinde özellikle bölge babında "tansiyonu" gerecek ortam olursa siyasal anlamda getiri ne olur? Yani sandıkta; Kazanım neye hikmet eder? Kaybeden ve kazanan açısından. Hiç kuşkusuz ki; Yüzde 10'luk seçim barajı korkusu yaşayan MHP'ye "tepki" oyları akacak. Geçmişi hatırlarsak; Her şehit cenazesi "Batıda" Türk Milliyetçilik duygusunu güçlendiriyordu. Tabi aynı zamanda; "Kürt düşmanlığı da" körükleniyordu. Burda; En kazançlı MHP olacaktır? CHP de, Kazandan taşıyanı kendi kazanına alabilecek! BDP'ye gelirsek. Şiddet ortamından "getiri" elde edebilir mi, etmez mi? İşte burada; "tartışılır" durum hâsıl olabilir? Hem evet, hem hayır! Şöyle ki; Bölge insanı oluşan şu anki "huzur ve güven" ortamı ile gelişen bazı demokratik adımların "olumlu" havasını solumakta. Bunun; Heba edilmemesi, yeniden "çatışma" ortamına girilmemesini istiyor. Tabi aksi istikamette, Bu işin radikal kesimi var ki "onlar" bu iş hemen bitsin diyor!
* * *
Malum; Yer küresinde "silahların" konuşmaya başladığı ortamın "kazananın" olmadığını bölge insanı artık biliyor. Her iki taraf için de; "Kayıplar" olacaktır... Tabi; Siyasal İktidar'ın da bu sürecin geldiği rendede sebebiyeti yok değil! Herkesin hemfikir olduğu gibi; Çatışma ve şiddet AK Parti'yi 12 Haziran'da hedeflediği yüzde 52'lik oy oranında geriletir. O zaman da; Seçim sonrası Yeni Anayasa yapılanmasına yönelik hedefinde "istikrar" sağlayamaz! Ve tabi ki; Başbakanın sıkça gündeme getirdiği "Başkanlık" sistemi de, tozlu raflara döner! Ama en önemli ayrıntı; BDP'nin PKK'nın "eylemsizlik" kararını sonlandırmaya ilişkin duyurusu sonrasındaki sert çıkışları. Üslup, 'Korku' üretir düzeyde.
* * *
Velhasıl... Hükümetin şu anki olumlu havayı "olumsuzluğa" dönüşmemesi açısından, "çözüme ışık veren" hamlelerde bulunması lazım. Aynı minvalde; Silahın ve şiddetin, eylemlerin de "demoklesin" kılıcı olarak, kullanma düşüncesi öncülük etmemeli. Bakalım; Önümüzdeki günlerde "iki eksen" ihtiva eden mevzu arenasında neler gelişecek? Çünkü; Merhum Erbakan'ın vefatı ve Ortadoğu'daki ayaklanmalar "Eylemsizlik" hadisesini öteledi diyebiliriz. Herşeye rağmen; BDP süreci "şiddet" üzerinde seyretmesine izin vermemeli. Ve STK'lar da bu minvalde; Tarafları "olumlu hamleler" geliştirme noktasında, zorlamalı.