SIR DOLU ÖLÜMLER…
Eklenme: 2/8/2017 12:00:00 AM

Yerel gazetelerimizden biri…

Manşet yapmış…

Dicle Üniversitesi'nde "sır ölümler" diye.

Ki, bir önceki yönetim döneminde yaşananlara dair.

Özellikle;

Radyoloji Teknisyeni Gülay Ertop…

26 yıllık personel…

Ve 45 yaşında biri…

Şehrinde tanınmış ailelerinden birinin kızı…

Üniversitedeki misafirhanede; "ölü" bulundu…

Ölüm nedeni…

"Yüksek dozda ilaç enjekte ederek" intihar…

***

Diğer bir ölüm ise…

Üniversitesinin Döner Sermaye İşletme Müdürü…

Recep Özakbulak…

Trafik kazası geçirerek yaralandı…

Belini incitti…

Fırat Üniversitesinde, tedavisi yapıldıktan sonra; "korse" taktı…

D.Ü'de tedavinin devamı olarak; MR çekilmesi istendi…

MR çekimine alındı…

Ancak korse çıkarılmamıştı…

Mıknatıs bulunan cihazın fırlattığı korsedeki metal parça, Özakbulak'ın başına isabet etti…

***

Özakbulak ağır yaralandı…

14 aylık tedavi sonrasında vefat etti.

Aile "ihmal" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu…

Dava devam ediyor…

***

Diğer bir ölüm de!

Diyarbakır'ın yakından tanıdığı bir sima…

Hacı Mustafa Uzan…

Cami ve medrese inşaatlarını yapan..

Hayırlar içeren, faaliyetlerde bulunan biri.

Nur talebesi.

Tıp Fakültesi Acil Servis önünde; cami inşaatı yaparken, "iskeleden düşüp" hayatını kaybetti…

Ki Uzan bu camiyi inşa ederken; "hayli" engellerle karşılaşmıştı…

***

Ki bunlar gibi daha nice "sır dolu" ölümler yaşandı.

İntiharlar mı?

Öğrenci cinayeti mi?

Kayıp mı?

Polislerin.

Askerlerin.

Korucuların "şehit" olmalarına dair; gündeme gelen "kasıtlılıklar."

Çok ama çok; "gayri meşru" hadiseler zinciri vakii buldu…

Tabi hepsi; "tesadüfler" zinciri mi?

Yoksa "oluşumların, örgütlerin" parmağı var mı?

***

Gazete. Ki biz de diyoruz ki…

Vakalara.

Hiç, örgütlerin "olabileceğine" dair bir gözle.

Ya da ailelerin ortaya koydukları "kuşkuların" penceresinden; "bakılıp" sorgulandı mı?

Soruşturmalar…

İncelemeler…

Bu minvalde, detaylandırılıp, soruşturuldu mu?

Bakılmalı…

Her yolu mubah gören örgütler "cirit atarken."

Der demez; "ölümlerde" hainlikleri olamaz mı?

İrdelenmeli…

***

ANLAYAN İÇİN!

Eeeyy be gafiller…

Sizler…

Kendisini "dev" aynasında görenler…

Olmazsa olmazın diyenler…

Dünyayı…

Milleti…

Ülkeyi.

Coğrafyasını "at gözlüğüyle" görmek isteyenler.

Bakanlar…

Hak yiyip, hukuk çiğneyenler.

Adalette "şiddetin" libasını giydirenler…

Umursamazlar.

Benciller.

Hainler.

Şer ittifakının işbirlikçileri…

***

Eeeyy be gafiller…

Sizler…

Komşucu aç iken, "tok yatanlar."

Fakiri, fukarayı görmeyen.

Açlığı, sefaleti, reva görenler…

Veren ele ihanet gözüyle bakanlar.

Ye babam, ye, diyenler.

Devleti söğüşleyenler.

Hırsızlığı.

Yolsuzluğu.

Rüşveti.

Vurgunları "işini bilenler" diye mubah görenler…

Göz yumanlar.

İllaki benim doğrumdur diyenler…

***

Eeeyy be gafiller.

Sizler.

Bireyi "insan" olarak görmeyen…

Kimliğine…

Diline…

İnancına…

Örfüne, âdetine, geleneğine; "çağ dışı" diyenler…

Milletini hor görenler…

Seçmenini "göbeğini kaşıyan" adam diye görenler.

İnkârı, asimilasyonu…

Tekçi vesayetçi, "bendensin" dayatanlar…

Vicdanını; "cüzdanına" kaptıranlar…

Kanı, gözyaşını, şiddeti; "rantta" görenler…

***

Eeeyy be gafiller.

Sizler…

İktidar uğruna…

Makam ve mevki için; "milletini" köle ettiren!

Dostluğu "çıkara."

Arkadaşlığı "menfaate" dönüştürenler…

Hırsını,

Şehvetini,

Nemrut vari despotlukta görüp, uygulayanlar…

Zekiliğini…

Zenginliğini…

Okumuşluğunu; "ilahlaşmada" görenler…

Benlik duyusuna kapılanlar.

***

Eeeyy be gafiller…

Sizler…

Sanki kabir yok…

Sanki ebedi dünyaya intikal yok…

Geceyi ile gündüz arasındaki farkı idrak edemeyen…

Sonsuza dek "dünyada" yaşayacaklarını sananlar…

Allah'ı…

Kur'an-ı Kerimi…

Ve İslam gerçeğini; "şuursuzca" görmeyenler…

Görenlere; "gölge" olup, pranga vurmak isteyenler…

***

Velhasıl kelam!

Eeeyy be gafiller!

Sizler var ya, sizler…

Bilesiniz ki!

Siz Firavundan daha zeki ve daha güçlü değilsiniz!

Yine. Ama yine bilesiniz ki…

Siz…

Nemrut'un "ateşinden" daha yakıcı değilsiniz…

***

Bilin. Görün. Ve düşünün…

Firavun'u yutan "deniz" duruyor…

Yine Nemrut'u öldüren topak sinek de uçuyor.

Soruyorum!

Nedir bu; "gaflet, dalalet ve ihanet" içerisinde oluşunuz…

Kutuplaşmanız…

Ötekileştirme gayretleriniz…

Kardeşi kardeşe…

Milleti millete "kırdırma" hasım etme, düşmanlık körükleme, ihanetiniz…

***

Bilmiyor musunuz ki…

Gün gelecek…

Devran dönecek…

Sizin bu "şirretliğiniz", deniz olup sizi boğacak…

Ateş olup, yakacak…

Sinek olup, sizi rezil ve rüsva edecek…

Ki ediyor da…

Ama ne gören göz, ne duyan kulak, ne de hisseden bir kalp var?

Yok.

***

Sonuç itibariyle…

Siyasi bir mesajla…

Diyeceğim o ki...

“Anlayana sivrisinek saz…

Anlamayana davul zurna bile az…”

Geldiğimiz aşama bu…

Onun için sen gel "önce" kalbinde iktidar ol…

Eğer ki…

Kalbindeki "iktidar" olabilme halin; "seni" mutlu edeceğine inanıyorsan…

Ki inanmalısın…

Kalbinle, vicdanınla; "hüküm" ver…

Falandan-filandan "medet" umma, kendin ol…

***

SAYGILI OLUN…

Evet…

Beyler saygılı olun…

İktidar da…

Muhalefet de…

Tarafların bileşenleri de…

Gelin şöyle bir mutabakata varalım…

"Söz" verin…

Şu veya bu, ama ya da demeyin…

Direk…

Net, açık ve samimiyetle; "deklare" edin…

***

Deyin ki…

Anayasa değişikliği paketi…

Yani referandum…

İster "Evet'le" sonuçlansın…

İster "hayır'la" neticelensin…

Yüzde, 60 mı, 70'mi?

Hangi rakam, nasıl bir sonucu doğurursa doğursun!

Saygılıyız…

Halkın ve milletin kararıdır…

Başımız "kıldan" incedir…

***

Netice itibariyle…

Her şey, Türkiye içindir…

Her şey Millet içindir…

Her şey, vatan içindir…

Her şey, istikrarlı, güçlü bir ülke içindir…

Toplumsal…

Birlik ve beraberliğin "barışçıl" ortamı içindir…

***

En halisi de…

İçten, dıştan gelen "şer güçlere" karşı ittifak içindir…

Emperyalizme…

Siyonizm’e…

Terörizme…

Küresel sosyal, ekonomik, kültürel "yozlaşmaya" karşı, mücadelenin, birlikteliği içindir…

***

İnanın!

Bu sözü, bu beyanları ortaya koyarsanız…

Gerilimli…

Kırıcı, yıkıcı ortam öylesine bir minimize olur ki.

Siz de…

Biz de.

Ahali de, sahili selamet içerisinde; "oluruz ki?"

Kimse, ama hiç kimse!

Ne bizi gerek, ne de tansiyonumuzu yükseltir.

De hadi…

Gelen o sözü verin, teminatınızı ortaya koyun…

Kimse zarar etmez.

Hele ki, "siz siyasiler" hiç etmez, bilakis kazanırsınız.

Çünkü "kararsızlar, temkinli olanlar" çok…

Kim kendine çekerse.

Tabi ki, şirret diliyle değil, "tatlı" dille.