SİYASETİN SICAK HAVASI!
Eklenme: 12/17/2008 12:00:00 AM

Dışarıda dondurucu bir hava hakim.

Keskin. Bıçak gibi. Her ne kadar; Diyarbakır "henüz kar" yüzü görmemişse de.

Bölgenin genelinde "Sibirya" soğukları felç ediyor.

Kar, tipi ve fırtına. Hava sıcaklığı eksi 10'ların da ötesinde.

Yani keskin ve dondurucu bir kış geçireceğiz.

Şu an ki; meteorolojinin "tahminleri" ve uyarıları; bunu gösteriyor.

Yani. Önümüzdeki günlerde hava daha da soğuyacak.

Evet. Bildiğiniz gibi; her mevsimin kendisine özgü "güzelliği" olduğu kadar, bezdirici ve hoş gelmeyen tarafları da vardır.

Nasıl ki; Yaz döneminde "kavurucu" sıcaktan yakınıyorsak. Bugün de; "dondurucu" soğuktan yakınıyoruz.

Tıpkı; sosyal yaşamın güzel ve çirkin taraflarının oluşu gibi.

***

Neyse. Sohbetimizin konusu; ne dondurucu soğuklar.

Ne de kış mevsiminden yakınışımız.

Mevzumuz Mahalli Seçimlerin "estirdiği sıcak" hava.

Ve bu havanın kent ahalisindeki "sinerjisi". Çünkü bugünlerde; her sohbetin ana konusu.

Her ortamın esen rüzgarı "seçimler". Daha aday adayları netleşmezken.

Adaylar noktasında "partiler" tercih belirlemezken.

Gözler pür dikkat çevrili. Kim aday olacak diye?

Anlayacağınız kulislerin "gündemi" yoğun.

Öyle ki; "saat başı" aday adayı. Saat başı "parti" strateji değiştiriliyor.

Bazen birinin yalanı iki kişiyle buluştuğunda "doğru" diye kabul edilir hale gelindi.

Dün manşet haberimiz "Aday heyecanıydı". Haber merkezinden arkadaşlar bazı isimleri zikretmişti haber de.

Şu bölgeden şu aday adayları diye?

Birebir olmazsa da parti teşkilatlarıyla görüşülerek "isimler" alındığı için isimleri aktarma noktasında tereddüdüm yoktu.

***

Onun için de; "yayınladık". İyi de ettik. Çünkü bir hayli "yankı" geliştirdi.

Arayan arayana. "Ben de aday adayıyım neden ismim yok". Veya henüz "görüşme" aşamasındayım ismim keşke çıkmasaydı.

Kimi de; "Ben Büyükşehir'e adayım, ilçelere değil"! Kimi de, isimleri keşke birinci sayfada yayınlasaydınız.

Yani ortamı bir hayli olumlu yönde germiş olduk.

Dedim ya iyi de etmiş olduk.

Neyse! Önümüzdeki günlerde daha çok bu yönde haber olacak.

Çünkü sizden yoğun talep var?

Sonuç itibariyle şu an için Diyarbakır'da adayların önemli bölümü hala belli değil.

Ne DTP'de, ne AK Parti de, ne de CHP'de.

Ve ne de diğer siyasi partilerde.

Kamuoyuna yansıyan ve fısıltı gazetesinin sütunlarını işgal eden bir kaç isim var, yok değil.

Lakin DTP'de iki Belediye Başkan adayı adayı kesin gibi gözüküyor.

Onlardan biri Büyükşehir Belediyesi, diğeri de Suriçi Belediyesi.

Alternatif yok.

***

Onun için de; DTP Osman Baydemir'le "devam".

Görevi "kesintiye" uğratılan Abdullah Demirbaş'la da "dönüşü" tercih etmiş durumda.

İki tercihte bana göre "en doğru" tercihtir.

Çünkü Baydemir hem belediyecilik anlamında hem de siyasi nabzı elde tutma anlamında bir hayli "profesyonelleşmiş"!

İşin ehli. Yani işin kurdu olmuş.

Öyle ki; Başbakan'la birebir "dalaşma" geliştirebilecek düzeyde.

Ki geçmişte yaşananlar bunun kanıtı.

Son olarak "Diyarbakır Kalesi notları da" durumun aynası oldu.

Aslında "Diyarbakır Kalesi Notlarıyla gelişen polemik" bir ölçüde Baydemir'in de ikinci kez "şansını" verdi.

Polemiğin semeresi "koltuğa bir kez daha" oturma. Zaten önümüzdeki günlerde polemiğe yönelik "hava bu anlamda" bir hayli bulutlu geçecek.

****

Takdir edersiniz ki; bu seçimlerin macerası AK Parti ile DTP arasında gelişecek.

Hem Diyarbakır ölçeğinde. Hem de Güneydoğu genelinde; iki parti dışında "alternatif" söz konusu değil.

Olmadığını da 22 Temmuz'da gördük.

Onun için de; herkesin hesabı ve beklentisi "iki parti" ekseninde.

DTP ve AK Parti.

Diğer partiler "nasıl bir politika" çizecek belli değil.

"İttifak mı" geliştirecekler. Yoksa "kapalı kapılar" ardında, yandaş mı belirleyecekler?

Aslında bu mevzu bir hayli derin. Seçimleri de yakından ilgilendiren; sonuca da etki edebilecek bir nokta.

Önümüzdeki günlerde bununla alakalı fikrim olacak.

Şimdi konuyu dağıtmadan; Sokaktaki vatandaş gibi benim de en çok merak ettiğim; AK Parti Baydemir'in karşısına "kimi oturtacağı sorusuna gelelim?

Şu an için "ısrarcı" olunan Kim olacak beklentisidir?

Bayram süresi içerisinde konuştuk. AK Parti kurmaylarının "ağzını" yokladık.

Adı geçenlerle de temasta bulunduk.

Ne oluyor diye? "Bekle gör" politikası uygulandıysa da.

Kapalı kapılar ardında bazı hesaplar geliştirdiyse de;

"Görünen o ki" kararsızlık hakim. "Acaba" diye gelişen kaygılar çok.

Ya beceremezse. Ya üstesinden gelemezse. Ya tepki gelişirse.

***

AK Parti'de kafalar biraz karışık.

Bence AK Parti ekseninde "ölçü" şu olmalıdır.

Yani "kırmızı" çizgiler noktasında.

Aday "ithal" olmayacak. Hele Diyarbakır'ı terk edenlerden hiç olmayacak.

Geçmişin "denenmişleri" hiç ama hiç olmayacak. Taban yalayan, ceket ilikleyen de.

Halkı benimseyen. Halkla kucaklaşabilen. Mazisi temiz. Ailesi bütün. Değerleri "ilkeleri" olan.

Okumuş, yazmış, kariyer edinmiş. Ve de beyni, fikri, düşünceleri "gelişmeyi".

Çağdaşlığı, moderniz mi? Ve de; Belediyeciliği bilme noktasında; beceri sahibi olmalı.

Bi de; öyle birilerinin dediği gibi "Kürt olması" önemli değil denilmemeli.

Yoksa Ne DTP'nin "etkin siyasetini" alt edebilir. Ne de siyasetin profesyoneli olmuş Baydemir'in "önünü" alabilir.

Çünkü bu "macera" boş performansı kabul etmez. Geçmişte örneği yaşandı.

***

Anlayacağınız! Bu seçimler DTP ve AK Parti "için" bir hayli çekişmeli geçecek.

Çetin vakalara da gebe bi durum.

Nitekim; dün aralarındaki aylardır süren gergin polemik Meclis'e yansıdı.

Başbakan Erdoğan'ın söylendiği iddia edilen "Ya sev, ya terk et" sözü üzerine verdiği cevap.

Cevap üzerine DTP'lilerin geliştirdiği tepki. Ve karşılıklı ortaya çıkan "söz düellosu"!

Yani; DTP ve AK Parti "kapışması" dinecek gibi değil.

İşte önümüzdeki zaman dilimi içerisinde durumu "göğüsleyebilecek" babayiğitlerin başında da;

Büyükşehir Belediye Başkan adayları olacak.

Kim mevzuların üstesinden gelebilirse. Kim projelerim çok diyebilirse. Kim Diyarbakır'a bunları geliştirebileceğim vaadini sıralayabilirse.

Kim halka güven noktasında "aşılama" yapabilirse; O koltuğun en güçlü "adayı" olacak.