Farkındamısınız?
Bencilik içerisinde olduğumuz gibi.
Herkes, bir arayışta.
Ama, kendisine has.
Ferdi.
Toplumsal, çok nadir?
Var olan da; "kozmik" yapı ihtiva ediyor.
Lakin halksız!
***
Öncelikle, demokrasi diyorlar.
Ve aradıklarını söylüyorlar.
Sonra,
İnsan Hakları, özgürlükler.
Berisinde; "barış" ve hakların, eşitliğinden, dem vuruluyor.
Yaldızlı bir sözcük daha ekleyerek diyorlar ki; "değerler".
***
Güzel.
Ulaşabilmek için gerekli olan ne?
Söylenirler.
Deneyim
Bilgi.
Zihniyet terbiyesi.
Ve güven tesisiyle, samimiyet!
İçten ve edepli olmak/olabilmek.
***
Ama gel gör ki.
İstem,
Hep "bireysel de" kalıyor.
Toplumsal değil.
Nedeni de, hal-i vaziyet ve toplumsal yaşam, kültüründen kaynaklı.
***
çünkü özerk değiller!
Kendilerine sadece açıklar.
Ama başkasına, ya da toplum yeknuna karşı, "kapalı".
Olup-biteni,
Kendilerine uygun yontuyorlar tek taraflı.
Bana dokunmayan yılan misali.
Ya da, "bana yoksa" içine
***
İşte.
Bu hal-i yaşam fakirliği.
Hele ki,
Demokrasi ve siyasi "kültür".
Ne yazık ki,
Yıllar yılıdır, bireyi, toplumu ve ülkeyi.
Velhasıl, bütünlük arzıyla Türkiye'yi yaşanılmaz kıldı.
***
Barıştan.
Demokrasiden,
Değerlerin üstünlüğünden,
Özgürlük, eşitlik.
Ve insan hakları noktasında; "uzak" tuttu.
Hem de fersah fersah.
***
Ne demokrasi ahlakı,
Ne demokrasi değerleri.
Ne de, birey/toplum açıklığı.
Zerre-i miskal uygulanmadı!
Bilakis, "bencil ve kapanık" bir vaziyetle, kapılar kapatıldı.
Varsa yoksa kendi vesayetleri!
***
Bakınız!
Ülkede gönüllere.
Ülke ahalisine huzur veren bir süreç işletilmek isteniyor.
Özellikle bölgemizle alakalı, yürütülen çözüm gayreti!
Silahların susması.
Barışın, kardeşliğin, "filizlenmesi" için.
"Yani kirli savaşın" son bulması.
***
Suya,
Hasret çorak toprak misali "Barışa" olan bir özlemle!
Ama velkin;
Siyasetin, çarkına bakın.
Özellikle de, muhalefet.
Sergilediği siyasi tavır, evlere şenlik.
Hele aynı, meşrepten kalemler.
Akla ziyan; "hizip" körüğünde, "bu olmaz, olmamalı".
***
Öyle ki,
Barışı da,
Demokrasiyi de,
Özgürlükleri de,
Kardeşlik değerlerini de,
Eşitliği de, "sürekli" küçük görmekte oldukları gibi; yermekteler!
"Böyle barış mı olur" diye!
***
Ülkenin,
Sahil-i selamete ulaşması için caba yerine.
Bilakis; "çıkmaz" sokak inşa ediyor.
Ve cahilane bir üslupla!
Halk için ülkenin 76 milyonunu dahi, "görmezden" geldikleri gibi "Bu halktan bir şey çıkmaz" diyorlar.
***
Bakın,
CHP'ye,
Bakın MHP'ye ve diğer uvertürlere.
Ya da, Meclise.
Vaziyet yeknuyla; "demokratik" bir tutum arz etmiyor.
Güvensiz.
çatışmalı.
Hizip ve uzlaşılmaz bir kavga içerisindeler.
***
Demokrasi kültürü olsaydı.
Disipline edilmiş, ahlakı yaşamına monte etmiş olsaydı.
Mecliste,
Vekiller sözde halkın seçtikleri.
Birbirlerine,
Sokak kavgasında bile telaffuz edilmeyecek, "küfürlü" sözcükler icra ederler miydi?
Maalesef!
***
Sonuç itibariyle.
Eğer ki,
Bu ülkede ve tabi ki bölgemizde.
Barış gelecekse,
Demokrasi bütünlük kazanacaksa.
Bence öncelikle,
Siyasilerimiz ve muhalefetteki liderler ile kadroları.
***
Yani siyasiler, yekn vaziyette!
Bir de, yandaşlık "bağımlılığı" içerisinde olanlar.
Açıklık,
Dürüstlük,
Şeffaflık ilkesiyle, "demokrasi ahlakını-terbiyesini" kendi bünyelerinde öncelikle bütünleştirmeliler.
Ve
Bu bütünleşmeyle,
Bireyleri,
Toplumları,
Pek tabi ki siyasi aktörleri diyorum ki halk olarak çek "etmeliyiz".
Ki, barış ve demokrasi; "hayat" bulabilsin.
***
Yoksa;
Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'a "takozluğu",
Bahçeli'nin, Kürtleri "inkrı",
Ya da AK Parti'nin kendi meşrebiyle keyfiyeti.
Veyahut BDP'nin özgürsüzlüğüyle.
***
Ülke ve millet olarak biz daha çok ama çok arayış içerisinde olacağız.
Barışın,
Demokrasinin,
Ve eşit hakların "sözcüklerini" sıralamaya, yazmaya/çizmeye devam edeceğiz.
çığlıklar ata ata.
Hayırlı cumalar.