SİYASİLERİN DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ OLMAYINCA!
Eklenme: 5/3/2013 12:00:00 AM

Farkındamısınız?

Bencilik içerisinde olduğumuz gibi.

Herkes, bir arayışta.

Ama, kendisine has.

Ferdi.

Toplumsal, çok nadir?

Var olan da; "kozmik" yapı ihtiva ediyor.

Lakin halksız!

***

Öncelikle, demokrasi diyorlar.

Ve aradıklarını söylüyorlar.

Sonra,

İnsan Hakları, özgürlükler.

Berisinde; "barış" ve hakların, eşitliğinden, dem vuruluyor.

Yaldızlı bir sözcük daha ekleyerek diyorlar ki; "değerler".

***

Güzel.

Ulaşabilmek için gerekli olan ne?

Söylenirler.

Deneyim

Bilgi.

Zihniyet terbiyesi.

Ve güven tesisiyle, samimiyet!

İçten ve edepli olmak/olabilmek.

***

Ama gel gör ki.

İstem,

Hep "bireysel de" kalıyor.

Toplumsal değil.

Nedeni de, hal-i vaziyet ve toplumsal yaşam, kültüründen kaynaklı.

***

çünkü özerk değiller!

Kendilerine sadece açıklar.

Ama başkasına, ya da toplum yeknuna karşı, "kapalı".

Olup-biteni,

Kendilerine uygun yontuyorlar tek taraflı.

Bana dokunmayan yılan misali.

Ya da, "bana yoksa" içine

***

İşte.

Bu hal-i yaşam fakirliği.

Hele ki,

Demokrasi ve siyasi "kültür".

Ne yazık ki,

Yıllar yılıdır, bireyi, toplumu ve ülkeyi.

Velhasıl, bütünlük arzıyla Türkiye'yi yaşanılmaz kıldı.

***

Barıştan.

Demokrasiden,

Değerlerin üstünlüğünden,

Özgürlük, eşitlik.

Ve insan hakları noktasında; "uzak" tuttu.

Hem de fersah fersah.

***

Ne demokrasi ahlakı,

Ne demokrasi değerleri.

Ne de, birey/toplum açıklığı.

Zerre-i miskal uygulanmadı!

Bilakis, "bencil ve kapanık" bir vaziyetle, kapılar kapatıldı.

Varsa yoksa kendi vesayetleri!

***

Bakınız!

Ülkede gönüllere.

Ülke ahalisine huzur veren bir süreç işletilmek isteniyor.

Özellikle bölgemizle alakalı, yürütülen çözüm gayreti!

Silahların susması.

Barışın, kardeşliğin, "filizlenmesi" için.

"Yani kirli savaşın" son bulması.

***

Suya,

Hasret çorak toprak misali "Barışa" olan bir özlemle!

Ama velkin;

Siyasetin, çarkına bakın.

Özellikle de, muhalefet.

Sergilediği siyasi tavır, evlere şenlik.

Hele aynı, meşrepten kalemler.

Akla ziyan; "hizip" körüğünde, "bu olmaz, olmamalı".

***

Öyle ki,

Barışı da,

Demokrasiyi de,

Özgürlükleri de,

Kardeşlik değerlerini de,

Eşitliği de, "sürekli" küçük görmekte oldukları gibi; yermekteler!

"Böyle barış mı olur" diye!

***

Ülkenin,

Sahil-i selamete ulaşması için caba yerine.

Bilakis; "çıkmaz" sokak inşa ediyor.

Ve cahilane bir üslupla!

Halk için ülkenin 76 milyonunu dahi, "görmezden" geldikleri gibi "Bu halktan bir şey çıkmaz" diyorlar.

***

Bakın,

CHP'ye,

Bakın MHP'ye ve diğer uvertürlere.

Ya da, Meclise.

Vaziyet yeknuyla; "demokratik" bir tutum arz etmiyor.

Güvensiz.

çatışmalı.

Hizip ve uzlaşılmaz bir kavga içerisindeler.

***

Demokrasi kültürü olsaydı.

Disipline edilmiş, ahlakı yaşamına monte etmiş olsaydı.

Mecliste,

Vekiller sözde halkın seçtikleri.

Birbirlerine,

Sokak kavgasında bile telaffuz edilmeyecek, "küfürlü" sözcükler icra ederler miydi?

Maalesef!

***

Sonuç itibariyle.

Eğer ki,

Bu ülkede ve tabi ki bölgemizde.

Barış gelecekse,

Demokrasi bütünlük kazanacaksa.

Bence öncelikle,

Siyasilerimiz ve muhalefetteki liderler ile kadroları.

***

Yani siyasiler, yekn vaziyette!

Bir de, yandaşlık "bağımlılığı" içerisinde olanlar.

Açıklık,

Dürüstlük,

Şeffaflık ilkesiyle, "demokrasi ahlakını-terbiyesini" kendi bünyelerinde öncelikle bütünleştirmeliler.

Ve

Bu bütünleşmeyle,

Bireyleri,

Toplumları,

Pek tabi ki siyasi aktörleri diyorum ki halk olarak çek "etmeliyiz".

Ki, barış ve demokrasi; "hayat" bulabilsin.

***

Yoksa;

Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'a "takozluğu",

Bahçeli'nin, Kürtleri "inkrı",

Ya da AK Parti'nin kendi meşrebiyle keyfiyeti.

Veyahut BDP'nin özgürsüzlüğüyle.

***

Ülke ve millet olarak biz daha çok ama çok arayış içerisinde olacağız.

Barışın,

Demokrasinin,

Ve eşit hakların "sözcüklerini" sıralamaya, yazmaya/çizmeye devam edeceğiz.

çığlıklar ata ata.

Hayırlı cumalar.