Dikkat ediyorum!
Sokaktaki vatandaş "ikilem" içerisinde.
Korku, endişe ve karamsarlık hakim.
"Sonumuz ne olacak?" diyor.
Çünkü bir taraftan "geçim zorluğu".
Diğer yandan "seçimler"!
Ve tabi ki; "ülkenin karanlık" yarasına atılan Ergenekon neşteri.
Bunla alakalı Yargı, Asker ve Hükümet "ekseninde", sürekli gidip-gelen gerilim.
Durumun bu eksende gelişmesi, bir ölçüde "seçime" ilgisizliği de geliştirdi.
Nitekim seçimlere iki aydan daha az bir süre kalmasına rağmen "henüz" seçim atmosferi gelişmiş değil.
***
Sokaktaki vatandaşın ana gündem maddesi "geçim ve ekonomi".
Yaşam koşulları "çekilmez" vaziyette.
"Ekmek Aslan'ın ağzında" atasözü artık değişti.
"Ekmek Aslan'ın midesinde"!
Gel de çıkar. Çıkarabilirsen.
Al, alabilirsen.
Hele bir de; "kabus" gibi çöken Ekonomik kriz.
Tam bir buhran "havası" estiriyor.
Özel sektörde çalışan "binlerce" kişi "diken" üstünde.
Ne zaman "kendisini kapının" önünde göreceğini düşünüyor.
Ki işsizler "ordusu da" her geçen gün resmi verilerle artıyor.
İşten çıkarılanların "sayısı" artık bilinmez hale geldi.
***
Esnaf "kepenk" indiriyor. Günü "siftahsız" geçirdiği için!
Protesto edilen "çekler" ve senetler.
Bankaların "ödenmeyen" borçlarına gelen katmerli faizler.
İcra takipleri.
Gayri resmi rakamlara göre; "Kepenk" indiren esnaf sayısı bini aşmış durumda.
Bu demek ki; salt Diyarbakır'da "5 bin kişi" işsizler ordusuna "katılmış".
İşsizliğin, yoksulluğun, geri kalmışlığın "dik alasının" yaşandığı bir kentte.
Yani "hayat" mücadelesi zor koşullarda.
Esnafın "sirkülasyonunu" sağlayan İşçi ve Memur da "panik" içerisinde.
Endişeli ruh yapısıyla "kemer" sıkıyor. Yarından "korkar" vaziyette.
Zaten aldığını da "borca" ödüyor.
***
Zorunlu olmadıkça "alış-veriş" yapmıyor.
Hatta "babadan kalma" file'ye yönelmiş vaziyette.
Bir-kaç kilo "sebzenin" dışında alım yok.
Geçen gün sordum; "Meyve" satışları nasıl diye?
"Beyim satışlarda tık yok"!
Nitekim Hal Esnafı da "aynı" durumdan muzdarip.
Daha önce "onlarca" kamyon meyve kente gelirdi.
Şimdi "bir-kaç" kamyon dahi gelmiyor. O da tüketilmiyor.
Ha bir de; "sırtımıza" vuran vergiler yok mu?
Birçok "hal esnafı da", iflas bayrağını çekip, kepenk indirdi.
***
Gayrimenkuldeki "düşüş". Kiralardaki "indirimler"!
Anlayacağınız; gelir sahibi olan da "bunalımda".
Olmayan da "psikolojik" buhranda. Fark yok.
Bu da demektir ki ekonomik buhranın önümüzdeki dönemlerde "büyük yıkımlar" geliştireceğini gösteriyor.
O nedenle; "Sokaktaki" vatandaş "ekonomik kriz" yakar geçer diye düşünüyor.
Seçimleri de nasıl olsa Başbakan'ın 'Ekonomik kriz' için dediği gibi "Teğet" geçer diyor.
Sonuç itibariyle ekonomik hayatımız körelmeye başladıkça, sosyal hayatımız da darbe yemekte.
İnsanlar artık "sokağa" çıkmaya korkar hale geldi.
Diyarbakır'da boş "kürsünün" arandığı kahvehanelerde şimdi "tabiri caizse" sinekler oturuyor.
Esnafı da sinek avlıyor.
Gelen varsa da içtiği çaya ; "yaz deftere kalsın haftaya" diyor.
***
Ha bir de, "kredi kartı" belası.
Sokakta "dağıtılan" kredi kartı bugün "mahpusta" hesap soruyor.
Hani derler ya; "Allah düşmanıma yaşatmasın".
Öyle bir hale gelindi; Postacının elindeki "zarfların" yüzde 70'i kredi kartı icraları.
Mahkeme "kararları".
Hani; Ayağını yorganına göre uzatamayanların sonu var ya.
İşte öyle bir şey.
Cinnet geçirenler, bunalan ve daralan insanlar.
Hem kendilerine, hem ailelerine "zarar" veriyorlar.
İntiharlardaki artıştaki nedenlerden en büyüğü de bu "kredi kartı" belasıdır.
***
Vatandaş "işte böylesine" derin bir ikilem içerisinde bulunurken.
Siyasiler de; "gündemlerinden" uzak.
Birbirlerini "anlamıyorlar". Siyasetçi deyim yerindeyse "halkın sorunlarıyla" uğraşmak yerine birbirine "dalaşıyorlar?
Bakınız seçim sathi mailine girmişiz.
Siyasiler ve parti liderleri "vatandaşın" gündeminden ve isteminden "uzak" politikalar güdüyor.
İş'ten, Aş'tan, işsizlikten, yoksulluktan, geri kalmışlıktan "bahseden" yok.
***
Olmadığı için de; Diyarbakırda "seçim havası" henüz oluşmuş değil.
Ne adaylar "ahalinin" önüne çıkmış.
Ne de; "ahaliye" işte benim projelerim.
Sorunlarınıza "çözüm" formüllerim diyemiyor.
Anlayacağınız; "seçimin" kahramanlığına soyunanlar "henüz" vatandaşa inmiş değil.
Bu inmeyişleri 29 Mart'a kadar devam eder mi bilemiyorum.
Ancak bildiğim ve kesin ifade edebileceğim, "29 Mart" seçimleri eski seçimlere benzemeyecek.
Sokaktaki "ikilemin" çiftesi sert olacak gibi görünüyor.
Çünkü "hava ve ifadeler" onu gösteriyor.
Anlayacağınız; sokağın gündemi şuan için böyle.
Hayırlı Cumalar.