Ne diyelim!.. Daha doğrusu ne söylemek gerekir? Bilemiyorum! Söylesen bir türlü, söylemezsen bir türlü!.. Hani bir söz vardır, böylesi durumlarda söyleniriz. Özellikle de önemsiz ama insana huzursuzluk veren hadiseler için kullanırız. 'Sinek küçük ama mide bulandırır' diye!.. İşte İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle alakalı hadise de öyle bir şey. İki gündür 'çirkinlik' arz eden durumla alakalı, meşguliyet gösteriyoruz!..
***
Malum!.. Dün konuyu 'az-çok' sizlere aktarmıştım. Mevzuu'nun 'hikayesi' nedir diye? İsterseniz; özetle bir hatırlatma yapayım. Belki bazı okurlar, hadiseye ilk kez vakıf oluyorlardır. Duruma daha aktif vakıf olabilmeleri için; özetleyeyim!.. Bildiğiniz gibi; kentin üzerinde bir 'domuz gribi' kabusu var.. Ve bu kabusun yarattığı salgın nedeniyle de; okullar 7 gün süreyle 'eğitim ve öğretime' ara verilerek tatil edildi. Milli Eğitim Bakanlığı da, öğrencilerin derslerinden geri kalmamaları için; 'Yerel kanallar' aracılığıyla, ders programları verme kararı aldı.
***
Doğru bir karar!.. Çünkü; 7 günlük süre uzun bir süre. Öğrenciler 'derslerinden' ciddi bir şekilde geri kalacak. Her ne kadar; Eğitimcilerin bir bölümü 'karşı çıkıyorsa da', getirisi var, götürüsü yok!.. Evet!.. Hadiseye 'sinek' karıştıran mevzu da 'ders programlarının' yayınlanacağı kurum ve sözde ihalesi. ÖSS ve SBS'deki başarısıyla(!) övünülen İl Milli Eğitim Müdürü Zülfü Toman, bir yerel kanalda 'kendi' insiyatifiyle karar kılıyor. Ve İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu'ya da, sözde yerel televizyon temsilcileriyle görüştüğünü ve onlardan yayın için teklif aldığını; Verilen teklifler içerisinde en düşük teklifi veren kuruluşla sözleşme imzalayıp 'ders programlarını' başlattığını söylüyor.
***
Bu esnada Söz Tv dahil olmak üzere diğer yayın kuruluşları durumdan haberdar olunca 'nasıl olur?' sorusuna cevap aramaya başladı. Cevap verecek en yetkili ağız; elbette ki kentin Mülki İdare Amiri olan İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu. Ve Tabi ki; İl Müdürü Toman. İşleri yoğun(!) Müdüre ulaşmak marifet ister. Ulaşırsanız da, 'isminizi' beğenmezse, 'toplantıdayım' deyip, geçer. Nitekim önceki gün bize öyle yaptı. Biz de İlin Mülki Amirine ulaştık; 'sorduk? Tabi sorarken de; 'biz nasıl katkı sunabiliriz' dedik. Madem ki böyle bir durum hasıl, o zaman bizim de 'çorbada tuzumuz' olsun diyerek, ücret dahi konuşmadan taahhüt ettik valiye. Bizim bu 'samimi ve iyi niyet' yaklaşımımız karşısında Vali bu kez 'nasıl olur' dedi?
***
'Milli Eğitim Müdürü Toman, 'Biz Diyarbakır'daki yerel televizyon kuruluşlarını çağırıp görüştük. 7 günlük yayın için teklif aldık. En düşük teklifi veren yayın kuruluşuna verdik' dedi." Vali Mutlu'nun bu anlattıklarıyla, durum neyi gösteriyor? Milli Eğitim Müdürü Toman 'hayali' bir organizasyonla; duruma elbise biçmiş. Dün de ifade etmiştim; anlayacağınız bir çok kurumda 'vurgun ve yolsuzluğun' işlem mekanizması olan 'Doğrudan Alım' yolu tercih edilmiş. Ne kadar doğru? Mevzuu çok basit ve sinek misali!.. Ama ciddi bir şekilde; 'mide bulandırıyor?'!.. O nedenle; dün bir kaç soru yöneltmiştim, cevap verilmesi anlamında. Eğer cesaret gösterip; cevap verirse o cevabı da burda aktaracağımı söylemiştim.
***
Ne yazık ki; dün ne Milli Eğitim Cephesinden bir ses geldi, ne de sorularımı yanıtlama anlamında gösterilen bir cesaret? Ben bir kez daha sorularımı yönelteceğim. Çünkü; artık sizleri ve kendimi bu 'küçük' sinek hadiseyle rahatsız etmek istemiyorum. Tabi söz verdiğim gibi 'cevap' gelirse, durum değişir. Ama; artık bahsetmek istemiyorum. Bazı çevreler 'farklı' bir anlam üretebilirler. Her hukuk dışılığın 'bir kılıfı' olduğu için.. Onun için 'nokta' koyuyorum.. İşte cevap bekleyen sorularım;
***
* İl Valisi Mutlu'ya 'teklif aldık' en düşük teklifi uygun görerek, yayını verdik dediniz mi, demediniz mi? * Siz ne zaman ve hangi saatte yerel televizyonların temsilcilerini çağırıp görüştünüz? Görüştüyseniz ne zaman ve nerde? * Yayıncı kuruluşlara 7 günlük ders programı yayını kaça yayınlayacaksınız, diye resmi bir talebiniz oldu mu, olduysa nasıl? * Ve bu kuruluşların hangisi 'size resmi' teklif sundu? * Söz TVnin size parasal teklifi var mıydı yok muydu? * İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şahin Demirkol size 'Söz TV' bizden para istemiyor, ücretsiz yayınlıyor, Diyarbakır'a katkı olsun dedi mi demedi mi? * Siz kendisine 'tren kaçtı?' demekle neyi kastettiniz?
***
Evet!.. Sorular bunlar.. Ama Müdür hala suskun!.. Sanırım 'hep' suskun kalacak.. Çünkü dün ne hikmetse birileri 'hezeyanlar' içerisinde kalkan kesildi. Ne yazık ki bunu yapan da bir yayın kuruluşu. Mesleğimizden demeyeceğim. Müdür'ün Valiye 'en düşük' teklifi verdiğini söylediği; televizyon!.. Ekranlarına taşıdıkları haber ve yorumlardan bir dostumun 'uyarısıyla' vakıf oldum. Çünkü 'pek' izlemem... Ne var ki dün gece izlemek zorunda kaldım.. Keşke izlemeseydim. Zülfi yare dokunulunca nasıl 'çığlık' atılır var ya işte öyle..
***
Kurguladıkları haber ve yaptıkları yorum ile altına attıkları imza karşısında; 'vay be' demekten insan kendini alamıyor. Bir dizi 'laf'!.. Ağzıma almak istemiyorum ve tabi ki kaale bile de almıyorum. Çünkü; böylesi zihniyete sahip olanlar 'prim' verilecek bir yayın ahlakına sahip değiller.. Sadece şunu diyorum.. 30 yılını bu mesleğe vermiş bir gazeteci olarak; 'gördüğüm ve dinlediklerim' karşısında 'pes' diyorum.. Ve bir yayın kuruluşu 'bu kadar' kendini küçük ve hezeyanlar deryasına 'sürükleyemez?'!. Evet!.. Mevlana boşuna dememiştir: "İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır." İşte bizimkilerin de 'ahvali' değeri 'akıllı'(!) olmaktan başka bir şey değildir.