Sözün özü!
Lafı da uzatmaya gerek yok..
Dün de ifade ettim..
Millet "tarihsel" kararını; "kendi kazanımı" üzerine verdi!
Kazanan millet!
Ve şimdi herkes…
Bilaistisna "cumhur'un kestiği parmak acımaz" hakikatini görmeli..
1 Kasım sonucuna saygıyla "eğilmesi" gerekir!
Demokrasinin gereği de budur..
Eğer ki…
Birileri hala demokrasiye "inanmıyorsa!"
O'na da diyecek sözmüz yok!
7 Haziran'daki HDP ve MHP'nin 1 Kasım'daki neticesi; ders-i ibret olur!
Bilesiniz!
***
Dedik ya; Seçim bitti..
Kazanan ve kaybeden belli..
Artık!
İş yaratılan o kutuplaşmayı…
Ötekileştiren..
Kavgayı, şiddeti, körükleyen "hasımane" duyguları körükleyen!..
Çıngar çıkaran..
Yani "gerilim" atmosferini dağıtma zamanı!
***
Uzlaşma…
Kucaklaşma..
İstişareli "siyaset ve politika" üretme zamanı!
İktidar iktidar…
Muhalefet muhalefetin gerektirdiği "ilke ve prensipleriyle" icraat ortaya koymalı!
Yıkıcı değil, yapıcı.
Ötekileştiren değil; "birleştiren" olunmalı ki!
Türkiye "iri ve diri" olabilsin!
***
Ha bu arada!
Siyasetin vaatleri…
Siyasal.. Sosyal.. Ekonomik.. Kültürel!
İç ve dış politika..
Yani enva-i meselelerimize dair; "vaatler"
Evet!
Vaatler dünde kaldı.. Ama bugün!
Artık "o vaatlere" odaklı, çözüm üretme mekanizması işlemeli..
Dün vaat, bugün çözüm!
***
ÜLKENİN ZIPLAMA DÖNEMİ!…
7 Haziran!
1 Kasım arasındaki zaman dilimi.. 5 ay!..
Bu süre… Türkiye için "kayıp zaman?"
Duraklama dönemi…
Ki birçok alanda özellikle ekonomi yönünde; "kan kaybedilen" dönem diye, tarihe not düştü.
Dövizdeki baş döndürücü yükseliş…
Borsa'daki düşüş.
İş dünyasındaki; kaygılar üretici "kaçış"
Devlet bütçesindeki; "dağınıklık"
Yani durağan dönem; çok kayıp yarattı..
İşte bu kaybı!..
Telafi noktasında, Türkiye "zıplama" yapması lazım!…
AK Parti..
Alınan yüzde 50'lik "destekle" ayağındaki prangaları atmalı…
Ve tarihsel, nesil "reformları" gerçekleştirmeli!..
Hele ki!
İçteki piyonlarla, küresel güçlerin yaratmak istediği "ekonomik depremi"…
Paçalarımızdan aşağı çekme haline!
Sıçramayla!…
Üstesinden gelip, kurtulmamız gerekir.
***
SÜREÇ BUZDOLABINDAN ÇIKARILMALI!
Hiç kuşkusuz ki!
Türkiye'nin "kangrenleşen" yarası!..
Ve oluk gibi..
Kan kadar, maddiyatı da akıttığı "terörle mücadele"…
Bunu!
"Çözüm süreciyle" yeniden barışçıl havaya sokabilir..
Buzdolabına saklanan çözüm süreci!
Buradan indirilerek..
Yeniden "silahların konuşmadığı" evreye dönülmeli!
Yeni bir yol seyri..
Aktörlerin de "alanını" genişleten..
Halkı..
Bölgenin tüm unsurlarını "kapsayan" politikayla, "barış" atmosferi oluşturmalı!
Ekonomist dostun ifadesiyle…
Teröre harcanan paralar…
Halka harcanmış olsaydı; herkesin bir evi ve bir arabası olurdu.
Dile kolay.
Katrilyonlar bu yolda; harcandı, dağa taşa bomba diye!
Aslında!
Seçmen "istikrar ve güven" dediği gibi!
Temel beklentisi!
Değişen.. Büyüyen.. Milli iradeyi "önemseyen" yeni bir Türkiye yönetim anlayışıdır!
Kürtlerin de,
Türklerin de, diğer kimlikler dâhil.
Dindarların da!
Sivil..
Demokratik..
Özgür bir Anayasa'nın "ivedi" olarak, ikmale getirilmesi!
Çünkü tüm hastalıkların üreme merkezi ne yazık ki, "mevcut darbeci Anayasanın" muhtevasıdır.
Kurtulmak lazım!
***
DIŞ POLİTİKA'DAKİ DEĞİŞİM?
Suriye meselesi!
Artık, salt Suriye coğrafyasıyla sınırlı değil.
Ortadoğu'daki yapılan da değil.
Mesele!
Türkiye'nin iç unsurlarıyla "entegre" olmuş noktada.
Kürt meselesi!
Ve Suriye'deki denge "iç içe" çözüm istiyor..
O'nun için!
AK Parti hükümeti; ağırlaşan ve karmaşık hale gelen Suriye'deki "kaygan zemini", iyi okumalı..
Ve buna karşı refleks geliştirmeli..
Güçlü ve dengeli!
Yerel dinamikleri okuyarak, mevcudiyet ortaya koymalı!
Yoksa!
Olabilecek kırılganlık; "içteki" yangını, alevlendirir.
Bu minvalde!
Suriye krizi, muhacirleriyle birlikte "en ağır ve milli" meselemiz!
DAVUTOĞLU'NUN KIRDIĞI REKOR?
İktidar…
4'üncü kez; iktidar olma başarısını gösteren AK Parti!
Ki Merhum Menderes'in rekoru kırıldı.
AK Parti'nin yeni lideri Davutoğlu!
Cumhur'un reisi Sayın Recep Tayyip Erdoğan'da.
Kulvar'daki ikili olarak…
Toplumdan gelen. 1 Kasım'a yansıyan "yenilik ivmesine" güvenmeli!
Ve bu güven endeksiyle güçlü irade ortaya koymalı.
Milli ve temel sorunlara "yeni hamleler" geliştirerek, ivedi çözümler üretmeli.
Velhasıl!
Türkiye bir kez daha "demokrasiye" olan inancını, tazelemiştir!
Yeni Meclis.. Yeni Aritmetik tablo..
Ve AK Parti'den doğan yeni Lider..
Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun…
***
Sonuç!
Kazanan önüne bakacak..
Kaybedenler "kendini" sorgulayacak…
Ötesi yok!
4 yıl muhalefet açısından kendini yenilemesi için uzun bir zaman!
Ama iktidarlar için kısa zaman!
EKER'İ TEBRİK ETMEK LAZIM!
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker…
Seçimin!
"Ağabeylerin" getirisi olanlardan oldu..
Hemşeri olarak..
Her şeye rağmen;"tebrik" ediyorum..
Şöyle ki..
İstanbul 3. Bölgede AK Parti'nin "oylarını" 7 Haziran'a yönelik "toparlayan" isim oldu.
***
Bu bölgede; Kürt oyları hayli yüksek!
Eker'in liste başı olması.
Sandığa önemli bir yansıma, sağladı..
Ki 1 Haziran'da 1 milyon 117 bin 251 olan AK Parti oyunu, yüzde 25 oranında artırdı.
Yani 337 bin 960 oy artırdı.
Nitekim bu artış; AK Parti'ye üç milletvekili getirdi..
3 bölgeden çıkarılan milletvekili sayısı 13'ten 16'a çıkmış oldu..
Evet, "Ağabeyler" yeter ki istesin!
***
SEÇMEN HAYIR DEYİNCE!
Eeey Bahçeli!
En büyük darbeyi sen aldın..
Ama senin yüzünden..
Dilinden.. İnadından dolayı…
1.9 milyona yakın oy kaybettin..
Neden?
Her şeye "kapalı ve hayır" deyişinden..
80 ilde geriledin.
Vekil sayısını da 41'e düşürdün..
İşte bu tablo, senin 'hayır' siyasetinin kendi tabanında bile bir karşılık bulmadığını…
Aksine reaksiyonla karşılandığını göstergesi…
Peki, bu göstergeye karşı; "sen cesaret" gösterip, istenilmeyen yerde durmam "demen gerekmez mi?"
Halk deyimiyle; De hadi!
BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM!…
Bu akşam…
Saat 22.00'de Uzay ve Söz Tv ekranında…
1 Kasım'a dair..
En sıcak konu başlıklarını konuşup-tartışacağız!..
Şimdiden iyi seyirler..
Soru ve önerilerinizi de bekliyorum.