Şu kadim medya var ya?
Eklenme: 1/26/2012 12:00:00 AM

Kaç,

Kafatası bir manşet eder?

Bir daha ifade edeyim;

Daha kaç kafatası gerekli ki, "manşetlere" taşınabilinsin?

Evet, bu köşenin mudavimleri hatırlarlar..

Geçtiğimiz haftaydı;

Bu soruyu buradan tam iki kez, "altı çizili" şekilde sormuştum..

Bu üçünçü kez olacak?

İstanbul Bab-i Ali'nin, mevkuteleri ve "kalem" sahipleri..

Pek tabi ki; reytgn kaygısı olmayan ekranlar..

Beyler...

Daha kaç kafatası gerekli ki, "manşet" olabilsin..

***

Diyorum ki;

Bir kez daha o iki yazıyı, burada "harmanlayarak" alalım..

Bakarsın,

"Kış uykusundan" uyanırlar.

Deve kuşu, hal-i durumlarından vaz geçerler..

Belki hala da bu "zihniyet" haberdar değil, İçkale'de kazdıkca "fışkıran" insan kafataslarına..

Hatırlatalım..

***

Tabi ki, soruyorum?

Nedendir,

Niçindir ki sizdeki bu "haysızca", alakasızlık!

Uyanın..

Ülkenin,

Karanlık döneminin "baş organize" kurumu JİTEM'in kararghı, sorgu, işkence ve idari binasının "bahçesinde", onlarca ceset çıkıyor.

Sanki; "ceset madeni" gibi..

Kazmayı, küreği, hatta elle bile eşelerken, "insan kafatası ve kemikleri" fışkırıyor..

Ama gel gör ki, üç maymunu oynuyorsunuz?

Görmüyorsunuz.

Duymuyorsunuz..

Ve diyorsunuz ki, bilmiyoruz!..

***

Ne oluyor?

Bir taraftan demokrasimiz güçleniyor diyoruz.

Ama bakıyoruz ki,

Demokrasinin nimeti ve özgür tavrı olması gereken "yaygın medya" dümen kırmış.

Hakikatleri değil,

Fasa-fisoları, görerek, kendini "idame" ediyor?

Hiçte hayra alamet değil bu alakasızlık hali.

Soruyorum bir daha!

Daha kaç kafatası gereklidir ki,

"JİTEM'in" korkunçluğunu, İçkalede ortaya çıkan "toplu gömü" manşete taşıyacaksınız?

***..

Hey ki hey..

Hey gidi; Kadim medya!

Sen;

12 Eylül "işkencecilerinden" hesap sorulacak olunmasını.

Sen,

Diyarbakırda JİTEM bahçesinde bulunan ve dün itibariyle sayısı 23'e çıkan kafatasını.

Sen,

Uludere'de öldürülen 35 kişinin "ölüm sırrını" ve gün ışığına çıkan ayrıntılarını.

Sen,

Güneydoğu'da 2 yılda 7 farklı ilde yapılan kazılarda bulunan 938 insan kemiğinin akıbetini.

Sen,

17 bine yakın faili meçhul cinayet ve olayın failini, ne zaman soracaksın?

Ve bu hadiseleri; ne zaman "manşete" taşıyacaksın..

"İyi çocukların" ağabeyi Yaşar Büyükanıt'ı,

Şemdinli de,

Hakkari'de son hadiseleri icra eden "iyi çocukları" görmeyecekmisin?

***

Gideceksin,

Sezen Aksu'nun "Nişantaşı keyfini" göreceksin..

"İyi senator aranıyor" manşetini atacaksın.

"Demir Layd Oscar'a da aday" diyeceksin..

"Haydi çocuklar tatil için umreye"..

Bir de "yatak davasını", gündemin sıcak başlığı olarak, okurlarına sunacaksın..

Velhasıl;

Ülke gerçeklerini ve geçmişin karanlık yüzünü görmeyeceksin..

Bir de üzerine "şal" atma gayretkeşliği içerisinde olacaksın..

Sonra da,

Mangalda kül bırakmayarak; "kendine özgür basın", diyeceksin.

Yemezler..

Olmaz, olamaz, olmamalı, bu "cunta korkaklığı" ve boyun eğilik, hali.

Cuntanın,

Apoletlilerin hükmü kaldı ki, "geçmişteki" terörizmlerinden, hesap soramıyorsun?

Gün demokrasiye sahip çıkma günüdür.

***

İşte;

Türkiye'nin bir türlü "saf" demokrasiyle buluşamamasının nedeni bu?!..

Bu korkak anlayıştır.

çünkü,

Ülkeyi yıllarca "devşirmeler" yönetti, toplum baka kaldı..

Medya,

Kadim medya "postal yalayıcı" demokrasi havarisi kesilen "bukalemunlar" tarafından, ikmal edildi, ahali satın aldı.

Tüm bunlardır müsebbip olan ve olunan..

Hakların ve halkların "barış içerisinde özgür" alanlara sahip olamaması.

Kimlikler,

İnançlar,

Ve kendilerini tabulaştırılan "vesayetler" üzerine, inşa edileni anlayışlar yüzündendir bu hal-i durum.

Kesintisiz,

Bir şekilde millete, ülke kademesine ve iktidarlara "enjekte" edilen, zihniyetin vesayetçi halidir bu koraklık.

Görmezlikten gelinme..

***

Zihniyet bu..

Darbecilere çanak tutma noktasında "gerekirse halka karşı silah kullanılmalı" manşetini bu medya atıyorsa, ne diyebilirsin?

Bu zihniyetten,

Saraykapı'da "tesadüfen" fışkıran insan kafatasları için, "ne gibi bir düşünce" beklenilir ki?

Olsa olsa,

Bukalemun gibi, "renk" değiştirir..

Velhasıl,

Bunlar, yani kadim medya(!) unvanlı İstanbul Bab-i Alisi "cuntacıların" yemliği ve "ram'ları" olmuştur.

Tabi bu laflarım "tümüne" değil.

Cesaretli olanlar var.

Zaten onların sayısındedir ki, "ülke" kor topal olsa bile, "demokrasinini" ve sivilleşme gayretkeşliğini, ilerletiyor.

Yoksa,

Bugünün, 12 Eylül'den hiç bir farklı olmazdı?

Ne hazin ki,

Bazı yerel medyamızda bu minvalde, "bir iki" bakıştan sonra, hadiseyi "tek sütüna" indirdi.

Ne hikmet se?

***

Hakikat o ki,

Yapılan, yaşatılan tamamen "insanlık suçudur"

Orda bulunan,

23'e ulaşan insan kafatası, her ne ise hangi döneme ve yıllara ait ise..

Ki onu, DNA sonucları bize bildirecek.

Ancak, "dini ve örfi" bir, gömme olmadığı aşikar olan, "infaz" edildikleri güçlü olan, bu katliam görmezden gelinemez.

Onun için de,

Diyorum ki işlenen "insanlık suçutur" ve karşısında suskun kalmakmak gerekir.

Zulümlere,

İşkencelere,

Faili meçhul cinayetlere,

Ölümlere, "rıza" gösterilmemelidir.

Aksi taktirde,

Kadim medya gibi "üç maymunu" oynamak..

Bilinmelidir ki;

"İnsanlık suçundan da" öte bir suçtur.

Ne demişler; Haksızlığa karşı susan bilin ki; "Dilsiz şeytandır"