Sur içi! Yani eski Diyarıbekir. Ya da diğer bir ismiyle "Amed-i" Metropolleşen kentle; bugün ilçe. Statüsü de "Sur içi". Kaymakamlığı var, belediyesi var. Diğer "kuruluşların" şube müdürlükleri. Tüm kurumlar "ifa" etmekte.
* * *
Peki; bu kadar "büyüme ve ilerleme" kaydederken. "Tarihi dokusu" aynı minvalde gelişme gösterdi mi? Ne yazık ki; "olumlu" bir cevap zor. Düşünün; Bağrında yaşattığı medeniyeti. Yüzyıllar önce inşa edilen tarihi. Ve hayat verdiği Kültürler deryası. Bugün; "hal-i hikmeti" nice? Diyebilir miyiz ki; "Sahiplendik".
* * *
Hayır! Hoyratça ve sorumsuzca "zenginlik" katledildi. Binlerce "gözardı" silsilesi. Mimari dokusuna halel getirildi. Çarpık kentleşme mi? Gecekondulaşma mı? Sur diplerine ve üstlerine "dikilen" kondular mı? Kalelerden koparılan "taşların" beton yığınlarına basamak edilmesi mi?
* * *
Camiler mi, Kiliseler mi, Havralar mı, Medreseler mi, Kabristanlar mı Hamamlar mı, Bazalt taşlarla inşa edilen eyvanlı evler mi? Yüzlerce sahabenin "kabri". Baş kumandanları Hazreti Süleyman. Ulu Camii. Hele Çin seddinden sonra dünyanın ikinci olan. Eşi benzeri olmayan "balık figürüne" sahip Surlar. Eski Diyarbakır'ı çevreleyen Surlardaki Burçlar.
* * *
Velhasıl; Farklı medeniyetlere, Dinlere ve renkli kültürlere hayat veren şehir. Bugün "bu tarihi" dokusuyla yaşayan bir şehir mi? Ya da; Binlerce yıllık ömre sahip olan bu yapıların hangisi, hangileri ayakta. Veya bakım, onarım ve ilgi görmekte. Ne diyebiliriz ki; Açık hava müzemiz boğulmuş vaziyette demekten başka.
* * *
Tabi! Bu karamsarlık tablosunu ifade ederken; "Bazı olumlu ve önemli" hamleleri de gözardı etmemek gerekir. Özellikle İçkale. Her ne kadar "yapımıyla" alakalı bir dizi spekülasyon icra ediliyorsa da. Diyarbakır'a "kazanım" noktasında, alkış alan bir çalışma. Kültür merkezi olacak. Neyse! Bu acı ve yürek burkan "Sur içindeki" resmi vermemdeki amaç; "Bir müjdeyi" aktarmaktır. Her ne kadar; "Topyekûn" bir kurtuluş hamlesi değilse de. Reçetenin hayata geçirilmesi anlamında; önemli bir adımdır.
* * *
Evet! Bir süre önce; Sur içini "kurtarma" anlamında "Kentsel Dönüşüm Projesi" protokolü imzalanmıştı. Valilik, Büyükşehir, Sur içi ve Toplu Konut İdaresi'nin "imza" koyduğu proje. Proje; çok kapsamlı. 70 milyon (70 trilyonluk) bir proje. Dün teknik detaylar görüşüldü. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar. İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir. Cezaevinde bulunan Abdullah Demirbaş'ın yerine Vekil Başkan. Ve diğer yetkililer "bir araya" geldi. Aziziye, Lala Bey, Fiskaya. Bu bölgedeki konutlar "yıkılacak".
* * *
Tabi burada ev sahibi olanlara "Çöl güzeli" bölgesinde konut yapılacak. Yüzde 30 indirim karşılığında. Bayraktar'ın ifade ettiği gibi; "Moral değerlerimize sahip çıkmalıyız". Baydemir'in projeye yaklaşımı da, önemli. Evet! Bu proje ile Sur içi "gerçek kimliği" olan "açık hava müzesine" kavuşmuş olacak. Baydemir'in dediği gibi; "Diyarbakır 32 dişi ile güldüğünde Türkiye kahkaha atacaktır"
* * *
Unutulmamalıdır ki; Kentlerin tasarım ve siluetleri uygarlığın veya geri kalmışlığın göstergesidir. Onun için "Sur içi" için hayata geçirilmek istenen "Kentsel Dönüşüm Projesi" Bina, sokak, cadde, mahalle bazında değil, bütün bir kent ölçeğinde düşünmek zorunda. Sonuç itibariyle; Çarpık ve kalitesiz yapılaşmış yaşam alanlarını değiştirmek. Modern görüntülere kavuşmalarını sağlamak; Ancak toplumsal barış ve uzlaşıyı desteklemek lazım. Sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik dönüşümü gerçekleştirmekle ancak "Sur içi" gerçek kimliğine kavuşmuş olur.
* * *
Bence "riskleri" olsa bile. Üzerinde "tartışmalar" hâsıl olsa bile. Rant ve çıkar temininden söz edilse bile. "Sur içi"nin turizme kazandırılması. Bacasız fabrikaya dönüştürülmesi. Kente "döviz" akışının sağlanması. Esnafın, otelcinin, lokantacının. Semtin sakinlerinin. Bilumum; herkes. Kazanç sahibi olur. Öyle ki; Turist sayısı 60 binden, milyona çıkar. Onun için buna "Katkı" herkesten gelmeli.
* * *
Bireysel ve siyasal değil; "Toplumsal" düşünmek en büyük kazançtır. Ki bu düşünce Diyarbakır için hâsıl olduğu an; "Diyarbakır gülmenin ve kahkahanın". Huzur ve barışın merkezi olur. Yeniden; "Medeniyetler" diyarı Amed-i olur. Tabi "özellikle yerel yönetimler" ellerini çabuk tutmalı. Velhasıl; Diyarbakır için "el birliği" artık şart. Güzel bir hafta sonu dileğiyle.