TARİH SAYFASI; DÜNYADAKİ YERİMİZDİR!…
Eklenme: 8/28/2021 12:00:00 AM

İslam dünyasının tarih sayfasında önemli, gün ve olaylar vardır.. Ki bu hadiselerin sene-i devriyeleri, unutulmaz oldukları için hep anılırlar.. Ve bu unutmaz tarih aynı zamanda, ülke ve millet olarak bizlerin dünyadaki yerini daha iyi bilmemizi ve anlamamızı sağlar.. Beri yanda, yarınlar açısında da rota gösterici olarak kabul edilir!

***

İşte bu tarihi an ve yıl dönümlerinden biri de; İslamın Anadoluya yayıldığı gündür.. Ki o gün de dündü Malazgirt Meydan Muharebesinin; 950inci yıl dönümü! Sultan Alparslanın, Bizans İmparatoru Romen Diyojeni yenerek; İslamın Bayrağını dalgalandırdı!

***

1071deki bu zafer sonrası; Anadolu toprakları çok savaşlar gördü! Gerek yerleşik ırklar, gerekse de dış orjinli desteklerle; bu topraklar işgal edilmek istenildi.. İslamın dalgalanan bayrağına göz dikenler oldu! Osmanlı döneminde yaşananlar ve son olarak, Kurtuluş Savaşı!.? Onun için, Anadolunun her karış toprağa şehit kanıyla sulanmıştır!..

***

Sonuç itibariyle!.. Malazgirt Zaferi üzerinde; farklı mülahazalar söz konusu edilse de! Yanlış tarihin ve söyleyenlerin cenderesine boğulmak istenilse de; Anadolu toprakları, Malazgirt Meydan Muharebesinin hediyesi ve tapusudur!

***

Nitekim, Sultan Alparslan Anadolu için şöyle demişti Size öyle bir vatan aldım ki; ebediyen sizin olacaktır? Ki o günden buyana; geriye dönüş olmadığı gibi; hep ileriye bakıldı! Malazgirt Zaferi, kutlu osun!

***

DARBECİ PAŞALAR BIRAKILIYOR MU?..

Görünen o ki; seyir bu minvalde yol alıyor Bakarmısınız şimdiden, Adli Tıpa sevkler başladı.. çevik Bir gitti.. Sırada, çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Kenan Deniz ve Hakkı Kılınçta var.. Ki bunu avukatları söylüyor.. Yaşları nedeniyle yaşadıkları sağlık sorunları var imiş!

***

Yani Paşalar cezaevinde rahatsızlar!?.. Bir zamanlar Cumhuriyet manşet atmıştı E-muhtıranın yazıma başlandığı tarihte!.. Genç Subaylar Rahatsız diye Sonrası, ortaya çıktı siyasal iktidara ayar verme operasyonu diye!

***

Neyse! İntikam, kin ve hasımlık gayesiyle; mevzuya iğneyle yaklaşmıyorum.. 28 Şubatın mağduru olan biri olmama rağmen! Sağlık sorunları varsa; amenna! Ve kimsenin de, hele ki yaşının ilerlediği bir evrede, hastalıktan, cezaevi koşulları nedeniyle hayatını kaybetmesini, ölmesini istemem!.. Ki, kabul de etmem!.. Ne insanidir, ne de vicdani!...

***

Ama velakin!.. Bu sağlık sorunları işin tahliyesine, ceza infazının ertelenmesine yönelik; senaryo olursa, işte orada, tüm vicdanlar sızlar! Hak, hukuk, adalet askıya alınmış olur Söylenecek söz; kimse kimseyi aldatamaz!.. Ki hesap verebilirlik, ilkesi de zedelenmiş olur!.. Yasalar ve kanunlar, devre dışı kalır!

***

Ne diyoruz, kanunlar önünde herkes eşittir.. Kanun hükmü, eşit statüde tecelli eder Kişilere münhasır ne yasa, ne kanun, ne nizam işlem görmez Adalet, bağımsız, hür ve eşitlik ilkesinden taviz veremez.. Verdiği an; keyfiyet olur!

***

12 yıl önceki bazı hadiseler aklıma geldi! Ergenekon davası!.. Şener Eruygur, cezaevindeydi.. Ne denilmişti.. Beyin kanaması geçirdi.. Üç aylık ömrü var Sonra serbest bırakıldı.. Olayın üzerinden geçen zaman dilimi içerisinde, Eruygur yaşıyor.. Ve; ölmüş değil..

***

Ölümünü istiyor, ölümünü bekliyorum gibi bir anlam çıkarılmasın! İşleyen hukuk açısından; sorgulama yapıyorum Ama; bugün cezaevlerinde nice gariban, yoksul kişiler var ki, değil hastaneye sevki, revire bile, çıkamıyor

***

Eruygur tek örnek değil.. Mehmet Haberal da! Bir dizi raporlar, tanzim edildi.. Hastanede aylarca tutuldu.. Gerekçe; kalp krizi geçirebilir diye!.. Cezaevinde çıktı.. Yıllar geçti.. Sağlıklı bir şekilde yaşamını yitiriyor.. Ki, daha bir çok örnek sıralanabilinir!..

***

Ancak, kalp krizinden, iç organlarının yetmezliğinden yaşı 85i bile geçmiş hasta kişilerin, cezaevinde tabutla çıktığını, düşünürsek!.. Adil bir işleyişten söz edilebilinir mi? Onun için derim ki, ister paşa olsun, ister gede olsun her kim olursa olsun; suç sabitse cezasını çekmelidir!.. Ve yasaların hükmüne göre; o cezaya, infaza uyacaktır!.. Bir af var ise, bir ayrıcalık söz konusu ise bu herkes için; geçerli olmalı!

***

Şunu da ifade edeyim! Türkiyenin mevcut seyrinde, artık darbeciler yargılanıyor, adalet önünde hesap veriyor düşüncesi hakim iken!.. Bir çok tabular bu noktada yıkılmışken!.. Olası tersi bir durum; iştah açtırır iradeye yasadışı müdahale açısından!

***

ADAYLIĞIN SUYUNU DA çIKARDILAR!?..

Suyu değil, aslında cılkını çıkardılar! Millet İttifakı bir lider bulamadı.. Ha bire; isimler zikredilerek, podyuma çıkarılıyor.. Ancak her podyuma çıkan; ayakkabı topuklarındaki arıza dan dolayı; sekerek yürüyorlar..?!!

***

Şöyle, 2018 öncesi ve sonrasındaki sürece bakalım!? İlk olarak, Erdoğana karşı, Abdullah Gül denilip, duruldu Olmadı.. Ki hala da Gülden medet umanlar var! Şimdilerde; kimler konuşulmuyor ki İlhan Kesici mi, Mehmet Şimşek mi?! Mansur Yavaş ve Ekram İmamoğlu, onlar hep konuşulan!...

***

Akşener ve Kılıçdaroğlu bir çekişme içerisinde.. Bir o öne çıkıyor, bir diğeri öne çıkıyor.. Arada, Ali Bacandan, Davutoğluna gidenler de var! Bakalım, daha kimler, hangi isimler konuşulacak?

***

Valla ne diyelim! Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayını belirleme noktasındaki politikası; cacık misali!.. Gelen su katıyor Dile kolay, Cumhurbaşkanı gibi ciddi bir makamı.. Devletin en tepesini.? Ki başkomutan mertebesini, ülkenin ve milletin beyni, cacıktan beter hale geldi!

***

Eee; boşuna söylenip durmuyoruz! Bu ülkenin en büyük ıstırap ve sıkıntısı, vahim hal-i perişanlığı iktidar olabilme gayesi olmayan, bir muhalefetin var olmasıdır.. Keyfiyet arzlı bir muhalefet var..! Gidişat nereye kadar!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Düşünceye gem vurmak, zihne gem vurmak gibidir. Bu ise rüzgrı zapt etmekten de zordur.