TATMİN ETMEDİ!
Eklenme: 6/5/2009 12:00:00 AM

Başbakan Erdoğan beklenen 'teşvik' paketini açıkladı. Paketin 'amacı', 'bölgesel gelişmişlik' adaletsizliğini gidermek. Ekonomik 'krizin' yarattığı tahribatı 'toparlamak'! Yeniden 'ivme' kazandırmak. Var olan işsizliği de gidermek. Önemsenen bir paket. Ciddi de bakılıyor. Çünkü daha önceki 'teşvik' paketlerini hep 'yardımcılar' veya ekonomiden sorumlu bakanlar yapardı. Ama bu kez Başbakan 'bizat-i kendisi' deklare etti. Bu anlamda; 'hükümet' kapsamı geniş 'paketi' önemsiyor. Paketin 'detaylarına', neleri 'kazandıracağına'. Ve önümüzdeki zaman dilimi içerisinde 'nasıl' bir gelişme kaydedeceğine girmeyeceğim. Çünkü 'paketin' detayları belli. Muhatapları da 'konuya' vakıf oldular. O nedenle, ben 'paketin gecikmesine' dikkat çekmek istiyorum.

***

Şöyle ki; Başbakan 'Teşvik' paketinin 'aylar' öncesi hazırlanmaya başlandığını söyledi. Hatta 1,5 yıldan bahsetti. Ve Başbakan 'paketi', 'krize karşı' önlem olarak da tanımladı. Eğer durum böyle ise, demek ki 'paket' dünyayı kasıp-kavuran, binlerce kişiyi 'işsiz' bırakan. Firmalara 'iflasta' diz çöktüren "Krizden' önce hazırlanmış. Peki, bu gecikmenin, yarattığı tahribat, büyük bir kayıp değil midir? Şimdi 'dizginlerin' çekildiği bir zaman da; 'paketin' hayata geçirilmesi 'etki' anlamında yeterli olabilecek mi? Çünkü dünyanın birçok ülkesi Ekonomik Krizin 'yakıp-yıktığı' dönem de; 'önlemler' alıp, paketler uyguladı. Biz de ise gecikti. Önce ÖTV ve KDV. Şimdi de paket. Takdir ederseniz ki, 'kapitalin işlevi', hastalığa benzer. Zamanında teşvik ve tedaviye gitmez iseniz, 'hastalık' vücudu kaplar. Ve iyileşmesi 'güç' olur. Para da öyledir. Zamanında 'müdahale' edilmezse, yol haritası çizilmezse 'uçar-gider' misali. Ne elde, ne avuçta 'hiçbir şey' kalmaz.

***

Tabi bunları 'ifade ederken', paketi küçümsüyorum diye algılamayın. 'Teşvik' paketinde, ülke ekonomisi açısından 'çok önemli' adımlar mevcut. Özellikle, 'yatırımcıya' istihdam alanında, SSK ve Vergi'de getirdiği 'imkânlar'. Hatta 'maaşların' ödenmesi konusundaki 'ortak' destek. Mesleki anlamda 'gençleri' eğitip, istihdama alma projesi de dikkate değer. 500 bin işsizin 'istihdamı' hedef seçilmiş. Tabi tüm bunlar 'güzel'. Ve önceden atılması gereken 'iyileştirme' adımlarıdır. Ama velâkin; 'gecikmeyle' birlikte; bunun 'finansı' nasıl sağlanacak. Bir taraftan 'IMF'le olan polemik. Diğer yandan 'bütçedeki' açık. Sizi bilmem. Ama dikkatimi çekti. Yatırımcı ve şirketlere 'teşvik' paketinde birçok 'imkân' sunuluyor. Ama en can alıcı nokta olan "enerjide', tık yok. Yani; 'üretimi' hayata geçiren 'elektrik' aksamıyla ilgili 'imkân' bulunmuyor.

***

Gelelim bizim cepheye. Yani; Güneydoğu'nun 'paketten' beklentisine. Dün birçok 'iş çevresiyle' görüşüldü. Çünkü 'paket' Güneydoğu'da, iş, aş ve sosyal kalkınma anlamında 'umut' olarak görülüyordu. Ki iki gün önce de ''umut' diye manşet atmıştık. Paketin 'bölgede' yaratabileceği sevinci, iş çevrelerinin duygularıyla aktarmıştık. Ancak ne var ki; iş çevreleri de 'benle' aynı fikirde; Eksik ama 'önemsenebilecek' bir paket diyoruz. DOGÜNSİFED Başkanı Kadooğlu anlattı: Bu teşvik sistemi Türkiye'nin ekonomik canlanmasına önemli oranda katkı sunacaktır. Ancak bölgesel eşitsizlik noktasında çarpıcı bir katkısı olmayacaktır. Bölgeler arası eşitsizlikle mücadelede yetersiz görüyoruz. DTSO Başkanı Ensarioğlu 'sektörel' baz da eksik diyor. Türkiye geneli için düşündüğümüzde iyi bir uygulama. Ancak bölgemizi ele alırsak eksikler var. Ayrıca uygulamadaki yatırım süresi de yetersiz. Madencilikte yatırım tutarı olarak 250 milyon TL şart koşulmuş. Hiç birinin yatırım tutarı bu rakama ulaşmıyor.

***

GÜNSİAD Başkanı Bedirhanoğlu 'paketi' önemserken, Diyarbakır'la Trabzon'un 'aynı' teşvik paketine alınmasını 'yanlış' buldu. Türkiye 4 bölgeye ayrılmış. Bizim bölgemizde eğitim, sağlık, turizm, madencilik ve tarıma dayalı sanayi yatırımlarının teşvik edileceği belirtiliyor. Bu alanların hepsi de çok iyi şekilde tespit edilmiş. Trabzon'un bölge ile aynı kapsamda olması yanlıştır. Diğer yandan Siirt TSO Başkan Vekili Çalapkulu o paketten memnun. Teşvik ve istihdam paketini olumlu bulduk. Bankaların KOBİ'lere kredi vermelerini engelleyen garanti olayı da yeni paketle çözülmüş oluyor. Bankalar tarafından KOBİ'lere kullandırılacak kredilerin yüzde 65'lik bölümü garanti kapsamı altına alınmış olacak.'' Şırnak TSO Başkanı Ertekin ise Yeni teşvik ve istihdam paketi yatırımcılara büyük kolaylıklar sağlayacak. Sosyal Güvenlik primleriyle ilgili kesintide iş veren payının devlet tarafından ödenmesi çok olumlu bir yaklaşım. Bu güzel imkânlarla yatırımcıları yatırım yapmaya bekliyoruz" Sonuç itibariyle 'ayağı' yere basan bir 'teşvik ve ekonomik krize tedbir paketi'! Eksik ve aksamalar 'gözüküyorsa da', önemli bir adım. Hayırlı olsun!

***

OBAMA'NIN MESAJLARI!

'Esselamun Aleyküm'! Evet. Bu 'selam' ABD Başkanı Obama'dan gelmekte. Dün her ne kadar Türkiye içten 'Başbakanın Teşvik' paketine odaklı olsa da. Dünyanın ve özellikle İslam ülkelerinin 'gözü ve kulağı Mısır'daydı. Obama oradan 'günlerdir' beklenti içerisinde olan İslam dünyasına yönelik 'konuşmayı' yaptı. Önce konuşmasına  'Esselamun Aleyküm' diyerek başladı. Ve ardından Kuran'ı Kerim'den de alıntılar yaparak konuştu. İşte Obama'nın 'konuşmasından' öne çıkan satır başları.

***

 

ABD ile Müslümanlar arasında bir gerginlik döneminde bir araya geliyoruz. Her iki taraf arasında korku ve güvensizlik doğdu Ben Hristiyanım ama babam kuşaklarca Müslüman olan bir aileden geliyor. İslam her zaman ABD tarihinin de bir parçası olmuştur. İslam kültürü bize şiir, müzik, mimari verdi. Barışçıl nükleer enerji İran'ın da en doğal hakkı! Ortadoğuda barış, iki devletli çözümden geçer Filistin devleti talebine sırt çevirmeyiz İsrailin inşa ettiği yeni yerleşimleri kabul etmiyoruz! Kuran 'Rabbini bil ve her zaman doğruyu söyle' diyor. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum Türkiye, kadınların lider olduğu önemli bir İslam ülkesidir

***

Barack H. Obama'nın 'altı çizilen' ifadeleri bunlar. Güzel ve isabetli tahliller. Ama Obama'nın 'sözü ve etkinliği' ne kadar itibar görür. Şuan için 'bir kesin kanat' geliştirmek zor. Çünkü Obama'nın Türkiye ziyaretinde ve Meclis'te yaptığı konuşmada da, 'önemli' mevzulara değinmişti. O günden bugüne 'bir şey' değişti mi? Onun için; ABD politikalarında 'değişim' olur mu? Obama'nın 'Atalarım da' Müslümanlardan gelmektedir 'sözünün', vicdanı derinliğinde 'samimiyet' hasıl mı? Onu zaman gösterecektir. Ancak; Obama iç siyasete rağmen 'bu söylemleri' ifade etmesi de 'ceset' verici.

***

ÜNİVERSİTE'TEN MESAJ GELDİ.

Gelelim bizim dünkü 'Suyu akmayan Tuvalet' mevzusuna. Yazı bir hayli 'ses' getirdi. Çünkü dün hem Rektörlükten aradılar. Hem de Tıp Fakültesi Başhekimi Sait Alan 'bilgi notu' gönderdi. Acil Servis ve Taş Kırma 'ünitelerindeki' tuvaletlerin suyunun 'neden' akmadığı. Ve oluşan 'kirliliğin' giderilmesi anlamında. Bilgi notunu sizinle paylaşmak istiyorum. Yazıda şöyle deniliyor: -"Köşenizde adı geçen ünitelerde su borularında meydana gelen bir arıza nedeniyle suyun akmadığı öğrenilmiş ve aynı gün arıza yeri tespit edilerek, 30 dakika içerisinde arıza giderilerek söz konusu ünitelere su akıtılmıştır. Sağlıklı, kaliteli ve hijyen bir ortamda hizmet sunmaya azami ölçüde özen gösterilen hastanemizde, yaklaşık iki bin personel çalışıyor. 1200 yatan ve günde 2000 poliklinik hastasına hizmet verilmektedir. Takdir edersiniz ki bu kadar büyük insan kitlesine hizmet sunan bir kuruluşta zaman, zaman küçük de olsa bazı aksaklıklar meydana gelebilir. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız Hasta Memnuniyeti Anketinde hastanemizde yatarak tedavi gören ve poliklinik hizmeti almak için gelen hastaların % 75 inin verilen sağlık hizmetinden ve temizlik- hijyenden memnun oldukları ortaya çıkmıştır. Özelde Diyarbakır, genelde bölge halkına daha iyi, daha kaliteli ve daha temiz bir ortamda sağlık hizmeti sunabilmek için her geçen gün çalışmalarımıza yeni hizmetler ekliyoruz. Bilgilerinize rica ederim."- Sait ALAN (Başhekim)