Farkındasınızdır.
Ülke!
Hatta iktidar.
Millet dhil olmak üzere!
Yekvücut halde, "seyir" noktasında dikiş tutturamıyor.
Sürekli, "sökük" vuku bulmakta!
Öyle ki, her adım bir sonraki "söküğü" dikme mahkmiyetinde!
***
Biliyorum!
Diyeceksiniz ki "ülkenin" çivisi çıkmışta ondan.
Doğru!
Ama bu çivisizlik hali, bugüne münhasır değil.
Geçmişin kalıntısı!
Lakin "taraf" kazanımı ve derin yapısıyla palazlandı.
Bugün fırsat buldu "yüzeye" çıktı.
***
Dile kolay
Uzun zamandır hepsi "uykudaydı".
Uyandırıldı.
Aslında "uyanın" dediler.
Artık "yandaş ve candaşınız da" var.
Yalnız değilsin.
Yekvücut olup, "hücuma" geçin birbirinizi yok edin.
***
Sanırım şaşkınlık.
Ve garip gelen de bu "hücum" aksiyonu.
çünkü hayl-i teferruatlı geliniyor.
Cephe kapsamlı.
Sağlı-sollu!
Zıt düşünce,
Zıt inanç,
Zıt hayat ikmaline rağmen ittifak kurgusuyla!
***
Ne var ki.
Hedefteki yapı da, "akıl ziyanı" içerisinde.
Karşı durmak.
Saldırıya kalkan oluşturmak.
Koruma-kollama noktasında, "açık" vermekte.
Haklı mı-haksız mı?
Bilinmez denklem, kısırlığı içerisinde kalıyor.
Dunun hukuksuzluğunu bugün hukuki görüyor.
Bugünün hukuki yapısını, hukuksuzluk olarak telaki ediyor.
***
Zaten.
Bundan dolayıdır ki şaşkınlık içerisinde ifade ediyoruz.
Diyoruz ki, bu kadar mı ülkedeki mekanizma "laçka ve çivisizleşmiş."
Hukuk ta,
Yasa da,
Adil yapı da "mecrasından" sapmış!
Evet, durum her geçen gün kötüye gidiyor.
Kaotik "ateş" ne gariptir ki ha bire körükleniyor.
***
Özellikle.
İftira-iddia ve suç isnadı noktasında.
Artık "sapla-zaman" misali, "içice" girmiş durumda.
Tabiri caizse, herkes kendi meşrebine göre söyleniyor!
Kim haklı, kim haksız.
Ya da kim doğru söylüyor, kim söylemiyor!
Bilinmiyor.
***
Vahim bir tablo!
Haliyle herkes için de, "ciddiyet ve itibar" kaybı söz konusu!
Diyoruz ya, "herşeyin" cılkını çıkardılar diye.
Aynen de öyle!
çılgını çıkardıkları gibi; "cacıktan" öte hale geldi.
***
Bakınız.
Önümüzde mahalli seçimler var.
Nerdeyse iki aydan az kaldı!
Ama hala, 'konuştuğumuz-tartıştıklarımız" başka.
Seçimin bile, yapılacağı meçhul konuşulur olundu...
Dikkat edin..
Kürt sorunu.
çözüm süreci bile unutuldu kamuoyu nezdinde..
"Ne oluyor ne bitiyor" hangi aşamadayız bilinmiyor.
Yani, zihin meşguliyeti içerisinde olduğumuz; "sapla-saman".
Bir adım ötesi, "belirsiz"
Ürkütüyor.
***
Anlayacağınız.
Hal perişan, seyir fulü.
Tıpkı, Kum fırtınası gibi!
Görülmüyor.
Seçilemiyor.
Kimin ne mal olduğu dahi bilinmez bir halde.
***
Taraflar.
28 Şubat'tan daha aksiyonlu.
O tarihte; "silah-dipçik" konuşuyordu.
Şimdi, farklı mekanizmalar konuşuyor.
Herkes.
Ama herkes bila istisna, konuşuyor ve dayatıyor.
***
Bir taraf siyasal iktidar.
Diğer taraf, Erdoğan karşıtı.
Muhalifi,
Muhalefeti,
Siyasetçisi,
Askeri,
Polisi,
Hkimi-savcısı,
Gazetecisi,
Gazete patronu,
STK'sı,
Sivil düşünce dokuları.
Konuşuyor.
***
Bel aldı, bel üstü.
Kroşeler.
İddialar.
İftiralar.
İsnatlar "birbiri" ardına sıralanıp, "konu" manşeti oluyor.
Saklı kimlikler.
Sahte "veliler" denilerek...
****
Hani bir söz vardır ya deriz.
Bir şeyi 40 kere tekrarlarsan, olurmuş diye.
Aslında olmuyor.
Ama insanda "kanıksama" yaratıyor.
Bünye kabul eder hale geliyor; "olabilir" diye!
Şuan ki, atmosfer de bu noktada.
çünkü "yalana-dolana" inanır olduk.
Hakikati, gerçeği konuşmaz-görmez hale geldik.
***
Deniliyor ki;
Cemaat hükümeti yıkmak istiyor.
Hükümette, cemaati itibarsızlaştırmak istiyor.
Aslında.
İkisinin çatışmasında, "nemalanan" paralel yapı.
Ve ikisi de; "yanlış" bir politikanın cenderesi içerisinde.
Düşmanın şerri planı nedir; "böl-parçala ve yut".
***
Ama bu görülmüyor.
Onun için de iş "zıvanadan" çıkmış durumda.
İşte, 17 Aralık operasyonu.
Ardından, "çıkan" tablodaki şıklar.
Buna karşı, "yürütülen" hamleler.
Bitmek tükenmek bilmeyen; "operasyonel" faaliyetler.
***
Eee.
Kuzu postunu giymiş kurtlar da.
Yeni yandaşların işbirliğiyle; "bunu" fırsata çevirtiliyor.
Zihindeki ifade "Paralel yapı" hükümeti devirmek istiyor.
Doğru.
***
Ama nasıl?
Deniliyor ki;
Adli mekanizmadaki "paralel" yapıyla.
Ya bir de.
Mülki idaredeki paralel yapıyla.
Dahası.
Ekonomideki saklı "küresel" paralel yapıyla.
Başka var mı?
Var.
Polisin-askerin içerisindeki "paralel" yapı.
***
Peki.
Böylesi geniş kapsamlı bir tanım doğru mu?
Doğrusu!
İşte arıza-i durum da burada başlıyor.
Tıpkı, 28 Şubat'taki "dikta ruhiyeti" gibi.
Tehlikeli bir durum.
***
O gün, laik-anti laik diye ayrılırdı.
Şimdi.
Ne yazık ki,
Cemaatçi-hükümetçi diye, ayırır hale geldik.
Tabi bunda, yaşananlar.
İsnatlar.
İftiralar.
Karşılıklı "ithamların" katkısı da ayrı bir meşrep!
***
Gerek hükümetin beyanları.
Gerek, cemaatin söz sahibi abileri.
"Din ve kan" düşmanı kesilmiş vaziyette.
"Yeter ki bizden" olsun, kavgası içerisinde.
Ne hale geldik.
***
Boşuna söylenilmiş bir söz değil.
Ağacı kurutacak.
Verimsiz bırakacak.
Tek zehir ve düşman vardır "o da ağacın içindeki kendi kurttur".
Yaşadıklarımız; "akıl karı" değil.
Zaten bir ülkeyi çökerten de, "akıl karı" olmayan hukuksuzluğun, hukuk dışılığa çıkışın "artık" alenice icra edilmesidir.
Tehlike, küçük değil.