TEK KURŞUN SIRRI ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Eklenme: 12/8/2011 12:00:00 AM

Öncelikle, Söze dünkü yazımla alakalı flaş gelişmelerle başlamak istiyorum! Malumunuz üzere, Dünkü yazımda, Tek kurşun cinayetinden bahsetmiştim. Bağlarda, BDPnin mitingi sonrasında, sırtından vurularak öldürülen Murat Elibol.

* * *

Demiştim ki, Bu cinayet daha önceki toplumsal olaylarda vuku bulan. Ancak bilahare, Faili meçhul kalan ölümlere, cinayetlere ait, dosyalara dâhil edilmesin. MOBESE, Kameraları, görgü tanıkları ve elde olan mermi çekirdeği. Bunlardan, Bir yol haritası, oluşturularak cinayetin sırrı çözülsün. Kamuoyunda, Oluşan polis öldürdü, kontra cinayeti gibi, algılar dağılsın.

* * *

Aksi durumda, Lise öğrencisi İbrahim Ok, Ve Üniversite öğrencisi Aydın Erdem cinayetlerle zan altında kalan polis ve devlet mekanizması. Bu cinayetten de, Yakasını sıyıramaz, vicdanlarda hep, mahkûm kalır. Bir de, Demiştim ki, bilgi kirliliğini önleme noktasında. Cinayetle, İlgili yürütülen soruşturmanın verileri kamuoyuyla paylaşılsın ki, gelişmeler nedir bilinsin?

* * *

VALİ TOPRAK AÇIKLADI

İşte, Dün sabah İl Valiliğinden. Vali, Mustafa Toprakın imzasıyla yazılı bir açıklama yapılarak, gelişmeler aktarıldı. Şöyle deniliyor açıklamada, MOBESE kamera görüntüleri. Ve görgü tanıklarının ifadeleri. İstihbarat-i, Çalışmalar neticesinde, bir kişi cinayetin zanlısı olarak bir kişi tutuklandı. Bu süre, Zarfında 17 kişinin ifadesine başvurulmuş. Cinayetin, Bireysel bir hadiseden kaynaklı olduğu, siyasi yönünün bulunmadığı. Buarada, Ölen Elibolun üzerinde, kar maskesi, el yapımı ses bombası bulunmuş. Özetle, Hadisenin dünkü flaş gelişmesi bu.

* * *

Tabi, Açıklamanın muhtevasında, cevaplanılmayan birkaç soru var. Cinayet, Siyasi değilse, nedeni ne? Ve cinayetin zanlısının ismi neden zikredilmedi? Cinayeti, İşleyen zanlıyla birlikte Elibolun peşinde koşan sıkma, sıkma diyen ikinci şahsın akıbeti nedir? İfadelerine, Başvurulan 17 kişi arasında mı, yoksa aranıyor mu?

* * *

Birde, Provokasyon ve yeni kontra faaliyetlerini, körükleyen, iddialar. İmzasız, Atılan maillerle, cinayetin Hizbullah örgütü tarafından işlendiği. Ve buna paralel, Bazı oluşum ve derneklerden söz edilmeye çalışılması. Birileri, ciddi manada ateş körüklemeye çalışmaktadır. Buna önemle dikkat etmek gerekir.

* * *

OKULLAR ÇETELERİN MEKANI MI?

Ve gelelim, Günümüzün mevzusuna. Dün akşamüzeriydi. Hakkın, Rahmetine giden sevgili dost Latif Aykaçın yassı vardı. Hazrolular, Yas evinde, taziye vacibini yerine getirirken, bir haber aldım. Tabiri, Caizse beynimden vurulmuşa döndüm. Yassın, Verdiği hüzün ve gelen haberin muhtevası, beyin zelzelesi yaptı.

* * *

Şehrin, Göbeğinde bulunan. Açıldığı günden beri, Diyarbakırın gerek siyasi, gerek sosyal ve gerekse ekonomik alanda yetiştirdiği şahsiyetlerle, sürekli adından söz ettiren Ziya Gökalp Lisesi. Evet, Bu lisemizde dün; meydan muharebesi yaşanmış. Eli satırlı, Sopalı, bıçaklı bir grup tabiri caizse terör estirmiş. İlk etapta, İnanamadım. Sıradan bir olay olarak zafiyet içersinde görmeye başladığımız; öğrenci kavgası zannettim. Öyle algıladık. Ama değilmiş. Eli satırlı, bıçaklı, sopalı grup okul dışından gelmişler. Bunu duyunca; Eyvah dedim.

* * *

Demek ki; Okula gönderdiğimiz çocuklarımız Allaha emanet. Nasıl oluyor: Okullar ilim-ü irfan eğitim yuvaları olarak faaliyet göstermesi gerekirken. Çetelerin, Eli satırlı, bıçaklı sopalı ne iddiğü belli olmayanların, cirit attığı. Bir nev-i, Bu çetelerin arka mahalle mekânlarına dönüşmüş.

* * *

Aslında, Bu türden hadiselere çok yönlü, bakmak lazım. Sıradan değil. Komplike, Bir mevzu olduğu gibi, zincirleme halkalara sahip. Okul. İdareci, öğretmen, veli ve en önemlisi Milli Eğitim. Yani, En tepedeki sorumlu şahsiyetler.

* * *

Bir de, Büyükşehir adıyla oluşan şubeler. Ayrıca, ilde artan şube müdürleri. Mantar misali. Bunları, Konu başlıkları altında, irdeleyip öyle bir bakış ortaya koymak gerekir. Ki, Suç, suçlu ve gelişimine neden olan etkenler, çıplaklaşsın. Yoksa, Sıradan bir hadise kervanına katılır. Herkeste, kendisine has kılıf giydirir. İsterseniz, Onu da, yarın hasb-i hal edelim. Çünkü, Sohbet uzadı, bize ayrılan yer doldu. O nedenle, devamı yarın diyelim.