Sinsiler.
Hey gidi sizi sinsi beyler!
Nerde, Yargı?
Nerde, Hukuk?
Nerde, Yürütme?
Nerde, Yasama?
Yok, olup, gitti değil mi?
Peki, kim alıp götürdü?
Yağmur yağdı, sel olup fırtına mı aldı götürdü?
Yoksa hepsi "kendi" meşrebinden, "iç kurtları mı" yiyip-bitirdi?
Birileri mi, sattı, gitti, yok etti.
Evet, kim bu "tahribatın-kaotik" ortamın deyin bakalım, müsebbibi?
***
Köşe işgalcileri, kan ve gözyaşı sevenler.
Şiddetin,
Kaotik ortamın, "nemalananları".
"Şer" erbapları.
Nerdesiniz, küresel sermayenin, peşkeş evlatları.
Sizin iddia ettiğiniz;
"Diktatör" diye yırtınmaktan helak olduğunuz Erdoğan mı suçlu?
O' mu tüm bunları yaptı-etti, bitirdi.
Yoksa "Sivil dikta var deyip" ahaliyi kışkırttığınız Hükümet mi yaptı?
Bakanlar mı?
Yasama mı, herşeyin baş müsebbibi oldular?
***
Haydi, kıvırmayın.
Gelin de cevap verin, "kim" suçlu-eli kirli, yaşananlara karşı!
Kim diktatör, Kim sivil dikta.
Deyin bakalım.
Diyemezsiniz!
O zaman görün.
Ama hakikat gözüyle görün ve konuşun.
Eller vicdan'a odaklansın.
Kalpler, "kirli ve karanlıklara" kapalı, tutulsun.
Saf ve halis, ortak zihinle bakıp, cevabınızı verin.
Ne var ki tüm bunları yapsanız da cevap veremezsiniz!
***
çünkü.
Bukalemun yüze sahip olduğunuz gibi.
Kalbiniz de, "kirli ve karanlık".
Zihin bunağısınız.
Piyonsunuz, piyon.
Şakşakçı, yağdancılar.
Hele satılmışlık haliniz, "iki kelimelik" ahlak yoksunları!
Devşirmeler.
Sormak istiyorum size!
Diktatör dediğiniz Erdoğan!
Sivil dikta diye suçladığınız hükümet.
Nasıl oluyor da, bugün "böylesi" bir operasyonla yüz yüze gelebiliyor.
Hadi, deyin bakalım nasıl oluyor?
***
Yasamada bu kadar çoğunluk elinde iken.
Bu kadar hkimiyet varken.
Bu kadar "otoriter" yapı söz konusu iken.
Sizin altınızı oymak isteyen
Size "Yargı ve Yürütme" noktasında darbe teşebbüsü içerisinde olunurken.
Sizin "hiçbir şeyden" haberiniz yok.
Nerde kaldı, "Diktatörlük?"
***
Hele hele.
14 ay önce başlayan bir soruşturma.
Bakanlara,
Aile fertlerine,
Türkiye'nin "ekonomik" damarına, operasyon yapılıyor.
Gözaltılar.
Beri yanda, tutuklamaların serisi ortalığı "toz-dumana" çeviriyor!
***
Ki en önemlisi.
Diktatör dediğiniz Erdoğan'ın oğlu,
Bilal Erdoğan'a ilişkin, 2'inci dalga operasyon hazırlığı yapılıyor...
Evine,
İşyerine "dinleme" böcekleri sokuluyor.
Yolsuzluk.
Usulsüzlük,
Rüşvet gibi "toplumsal" öfkeyi körükleyen, "dosyalar-suçlar" tanzim edilme gayreti gösteriliyor.
Kısacası.
Diktatör dediğiniz Erdoğan'ın "altı alenice" oyuluyor.
Türkiye'nin "sivil seyrine" çomak sokulma gayreti, kesintisiz icra ediliyor.
***
Daha beteri.
Küresel sermayenin,
Şer oluşumların,
İslami kisve altında, "diş bileyenler" ülkede ve hükümette "ameliyat" yapmaya hazırlanıyor.
Dolar 2,5 liraya dayanıyor,
Borsa, 25 milyar lira civarında zarar ediyor.
Ülkenin Dış borcu, yüzde 15 oranında, faizleniyor.
Pek tabi ki,
Savcısı, polisi "Başbakanın" kapısına dayanacak noktaya geliyor.
***
Ve tüm bunlar yaşanırken.
Başbakan Erdoğan'ın olup-bitenden haberi yok!
Hey gidi bukalemun yüzlüler.
Sahi nerde kaldı sizin;
"Diktatörlükle" suçladığınız Erdoğan'ın diktatörlüğü.
Nerde kaldı sizin "tek adam, sivil dikta" yönetimi dediğiniz hal!
Nasıl bir sivil dikta bu!
Emniyet'e çöreklenmiş,
Yargı'da baş kaldırmış, "paralel devlet" yapısı bu kadar çöreklenmiş oluyor?
Nasıl oluyor.
Deyin bakalım bunun, hikmeti nedir?
***
Ha bir de, düne kadar;
Yargı hükümetin "oyuncağı" olmuş.
Siyasallaştı diyen demokrasi(!) havarileri.
Muhalefet partileri!
Köşe işgalcileri.
Kendine sivil oluşum diyenler.
Sahi, nerde Başbakanın "yargıdaki" vesayeti!
Ha bir de Asker tasfiye edildi, Erdoğan "polis devleti" kurdu diyenler.
Nerde.
Nerde bu dediğiniz diktatörün, "Yargı ve Polisi"
***
Ne demişler;
"Her şerde bir hayır vardır?"
Maskeler düştü,
Niyetler aşikr oldu,
Türkiye için,
Millet için,
Devletin nizamı için "kim hain, kim dost" belli oldu.
Artık, kimse kimseyi kandıramaz!
Ak'ta belli, kara da belli.
***
çünkü millet görüyor her şeyi!
Kimin, devletin savcısı,
Kimin, "abilerin" savcısı olduğu,
Kimin, vesayeti isteyen savcı olduğunu,
Tabi ki,
Polisin de, nasıl bir "parçalanma" içerisinde olduğu!
Nizami devlet,
Paralel devlet "çalışanları" artık aleni bir görüntü vermiştir.
***
Galiba!
Bu yaşanan ve yaşatılanlar, "bir hayra" vesiledir.
Şöyle ki.
Tüm, bunlar "iyot" gibi yüzeye çıkmamış olsaydı.
Savcı'nın,
Başsavcıya "tezghı" görülmezdi.
Polisin, "çetevari" bir yapıyla, operasyonlara maşa olduğu görülmezdi.
Milli iradenin.
Salt askeri "askeri" darbelerle al-aşağı edilmediği de görüldü.
***
Evet.
Hiç kuşkusuz ki, bir yer de "dur" denilecek tüm bu olanlara!
Diyecek olan da; "millettir".
çünkü şuan ki, yaşanan vakanın tek adı vardır.
O da; "Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet" soruşturması masumiyeti değil.
Evet, "bahane" bu.
Ama gaye hükümete karşı "Polis-Yargı" destekli darbe girişimidir.
Ülkeyi çökertmek!
Yine eskisi gibi; "küresel" güçlere muhtaç etmek!
"Yeni Türkiye mühendisliğini" icra etmektir.
***
Dağlar yine bombalansın.
Kardeş kavgası ateş olup herkesi yaksın.
Kan.
Gözyaşı.
Şiddet ve ölümler, cenazeler, tabutlar peş peşe sıralansın.
Ki, "vesayet" yeniden hayat bulsun!
Tek hesap.
Ten gayret bu ötesi "bahane-şahanedir".
O zaman.
Bizim salt AK Parti ve Erdoğan'a değil.
Bizim "milli iradeye, irademize" sahip çıkmamız gerekir!
çünkü "oynanan" oyun irademize yönelik bir tezgh oyunudur.
Hayırlı cumalar!