AK Parti İl Başkanı Şerif Aydın
Önceki gün, aylık basın buluşmasını yaptı..
Kentle alakalı genel bir değerlendirmede bulundu..
Sonrasında, iki müjdem var deyip, açıkladı..
***
BİRİNCİSİ Kentte sürekli gündem olan, gelen-giden tüm yerel yönetimlerin dillendirdikleri ama icraata dönüştüremedikleri, Tramvay-Raylı sistem!
20 yıldır konuşuluyor..
Önceki yönetimler, dış krediyi dahi temin etmişti..
Ama, sonuç hep siyasi kısır çekişmenin neticesinde, fiyasko..
***
AYDIN.. İşi ciddiyetle, somuta erdirme gayretinde olduklarının altını çiziyor
Uygulama projesi ihale aşamasına geldi..
Bu evre bittikten sonra, ilk kazma vurulacak!..
Yerel Yönetim ve Merkezi Yönetimin işbirliğiyle yapılacak..
İlk etap, Dağkapı ile Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi..
14 kilometrelik hat..
23 İstasyon olacak..
2024te bitirilmesi hedefleniyor
Haydi hayırlısı...
***
İKİNCİSİ.. Diyarbakırın, Diyarbakırlıların yıllar yılıdır hayali olan, kadim kente yeni bir üniversite kazandırmak!..
Malum, uzun yıllar Dicle Üniversitesi, kentle entegre olamadı?..
Nitekim varlığı da yokluğu da belli değil?..
Şehre, yarınlar açısından pek katma değer sağladığını, söylemeyiz..
Yeni bir yönetim var, bir şeyler becermenin gayretinde..
Onlar bir pencere açarlarsa ne ala?..
İkinci bir üniversiteye gelince, ihtiyaç noktasında elbette ki elzemdir..
***
AYDIN.. Bu konuda bakın ne diyor?
112 bin lise öğrencisinin bulunduğu, 1 milyon 700 bin insanın yaşadığı bir kentte, bir tek üniversitenin olması, yeterli değil..
Bunu aşmamız lazım..
Kent büyükleri ve değer verenleri buluşturup, Surkent Vakfı Üniversitesi adıyla bir üniversite kurmak istiyoruz..
çalışmalarımız başladı..
Kayapınar ilçemizde, inşa edeceğiz!..
Haydi hayırlısı..
***
Evet, Başkan Aydının iki müjdesi bu minvalde..
Elbette ki, kent adına, büyük bir kazanım ve zenginlik katacaktır, iki proje?.
Umarız ki, tez elden, lafta değil, icraatta somutlaşıp, hayat bulurlar!
Yeter ki, salih bir niyet, halis bir işbirliği, şeffaf bir yönetimsel irade ortaya konulsun!
İnsana da yatırım şart!...
***
TEŞKİLAT NE OLDU?..
Sahi ya, fikri takip noktasında, hazır söz Başkan Şeriften açılmışken
Sormak lazım..
Ne oldu, Teşkilatta görev dağılım işlemi?
Sonuca doğru bir gidiş var mı?..
Yoksa, anlaşmazlıklar devam ediyor mu?..
Buna dair de bir beyanat olsa..
Bari, meraklı okur ve AK Partili dostlar, sorularına yanıt bulur..
Biz de, soru yağmurunun son bulmasıyla, rahatlamış oluruz!
***
YÜZDE 15, GARİP BİR HAL!
Hem de nasıl; bir garabet durum ve hal ki!?..
Bakar mısınız, ülkemin ve milletimin, virüs belasıyla, alakalı hal-i durumuna!..
Evlere şenlik misali!
Yılları geride bıraktık, ama hala ölümcül virüsün ne kadar, tehlikeli ve yüksek risk ihtiva ettiği sınavını anlamış değiliz!..
Kavrama gayretimiz yok!
Uzmanı, hekimi, profesörü, siyasetçisi, bakanı, parti lideri avazı çıktığı kadar uyarıyor?..
Ölümüne Sağlık Hizmeti verenlerin, feryat ve figanlarına rağmen
Ki, Dünya Sağlık örgütleri aman ha aman deyip duruyor?..
***
Yazılı, görsel medya bas bas bağırıyor
Her akşam, Sağlık Bilim Kurulu üyeleri tartışma programları yapıyor..
Büyüktimurla Gündem Programı, dün akşamki konuklarla 11inci programdır, Kovid-19u aden zye konuşuyoruz..
Denir ya, artık hekimi oldu?..
Ki, en barizi!..
Kendimizde, çevremizde, mahallemizde, ilçemizde, şehrimizde yaşıyor ve görüyoruz? her gün kimleri toprağa verdiğimizi, vefat haberlerinin nasıl geldiğini?..
Hastanelerdeki, doluluk oranının ne kadar arttığını!..
Hasta ziyaretlerinin bile yasaklandığı ortada iken
Kısıtlamalar, yasaklar, kapanmalar da cabası!..
Yeni yasaklar, tam kapanmayı önerenler var olduğunu düşünürsek!
***
Tüm bunlar, kesintisiz ve soluksuz, 1.5 yılı aşar halde yaşanıyor..
Hele ki, virüs denilen belanın sürekli mutasyona uğrayıp, daha ölümcül, daha yayılmacı ve bulaşı yüksek hale geldiği konuşulup, tartışılırken
Ve bugün, ölümler önceki zamana göre daha bir artmışken
Gün üçyüzlerin üzerinde ölüm, hasta sayısı 5 binleri aşmış..
Vaka sayısının, 60 binlere dayandığı aşikarken!
Ne var ki, en basit ve net, önlem olan maske, sosyal mesafe ve hijyenik ortamı, dahi zafiyetle, sorumsuzluk ve keyfiyetle Süslü Hayriye misali icra etmeye devam ediyoruz!
En vahim ve akla ziyan durum da, aşılansak mı, aşılanmasak mı, sağlansak mı, sağlanmasak mı garabet, bir hal-i durumun da, Aşı odaklı sergilenen tutumlar!
***
Uzmanlar ne diyor
Salgına karşı bağışıklık sisteminin gelişmesi gerekir..
Yani, vücut virüsü alt etmesi için, antikor üretmesi lazım..
Bunu da, sağlayabilmek için aşı gerekli..
Eğer ki, nüfusun yüzde 70 ila 80inin aşılanması sağlanırsa, salgın bağışıklık sistemi karşısında, savaşı kaybedip, yenik düşer!.. Böylece, ölümcül risk oranı, diğer ölümcül hastalıkların kotasına iner!..
Şimdi vaziyet bariz ve net öyle iken!..
Tıpkı, üç kuralı boşvermiş gibi, aşıda da benzer durum hasıl!.. Şu anki verilere göre, her dört kişiden biri, hakkı çıkmasına rağmen aşı olmuyor?
Yani, aşı var, aşı zamanı gelmiş, gel aşını ol diye çağrı almış, ama giden yok!
Tabi, gitmeyen, aşı olmayan o kendi bileceği iş..
Özgür iradesine bağlı..
Ama bilmeli ki, O virüs kendisi kadar, çevresini de, yaşadığı ortamı da, etkileyen, sirayet edendir?
***
Tab, dört kişiden bir kişinin aşı olmama hali, diğer üç kişinin aşı olmasıyla, sürü bağışıklığı yaratıp, sonuca gidebilir..
Lakin, bir çok kişi gibi benim aklımın almadığı, virüsle mücadele ön safta yer alan sağlık çalışanlardan bir kısmının da aşı olmama halleri..
İmtina edişleri?..
Ki bu oranın yüzde 15lerde olduğu, ifade ediliyor
Gerekçeleri nedir bilmiyorum!.. Ama oran, ciddi!...
Der demez durum, Sağlıkçı bunu yaparsa, vatandaş ne yapmaz ki?
Aynen de öyle
Dile kolay
Gece gündüz, mesaidesin..
Ve o virüsün tedavi, salgın merkezinin, odağındasın..
Kliniklerde, yoğun bakım ünitelerinde sen varsın..
İnsanların patır patır ölmelerine, tanık olan sensin!
Can çekişenleri gören sensin..
Bir nefes için, dünyaları vermeye hazır olanlara şahit olansın..
***
Ötesi, oradaki insanları yaşatabilmek, sağlığına kavuşturabilmek için, mücadele eden sensin!..
Yani en iyi bilen, gören, vakıf olan sensin!..
Ki, topluma, ahaliye örnek olup, işin öncüsü olması gereken de sensin!..
Sen sağlıklı olacaksın ki, toplum sağlık ve şifa bulabilsin?
Elbette ki özgürsün!..
Aşı olmama tercihine sahipsin, ki bu da bir hak!..
Kimse, zorlayamaz, dayatamaz da!
***
Ama şunu da, gözardı etmemek gerekir!
Kovid-19a karşı, yer küresindeki yaşayan herkes..
Ülkemiz ve milletimiz de dahil olmak üzere..
Yaşayan her bir fert, koronadan kurtuluş savaşı verdiği bir ortamda!..
Yüzde 15 oranındaki Sağlıkçılarımız kendilerini yanlış bir cephede konuşlandırıyorsa, doğru bir icraat ve duruş değil.?! Sizce!...
***
BİDEN NE DER
Okyanus ötesine gidelim!.. Malum, takvim yaprağı 24 Nisan, deyince dikkatler ve gözler, ABDye odaklanır ABD Başkanı 1915teki olaylara; ne diyecek? Soykırım diyecek mi, demeyecek mi?..
Doğrusu, yarım asra yakındır, bu hep böyle olmuştur!.. Bir gelenek halinde! Ki, O kelimeyi henüz telaffuz eden olmadı!.. Ne Obama, ne Trump.. Ne de, onlardan önceki Bush ve diğerleri..
***
Ama şimdi, Joe Biden var?.. Egzantrik bir insan ve karaktere sahip!.. Eee, Türkiye ile ilişkileri de, herkesin malumu! Kendi bilmezliği yüksek.. Ki, ne söyleyeceği de, belli olmaz!..
***
Gerçek şudur ki Biden 0 kelimeyi kullanır mı, kullanmaz mı, ne der, ne demez, artık Türkiye açısından pek anlam içermediği gibi, farklı bir durum söz konusu değil.. Üstadın bir ifadesi vardı..
İçin temizse!.. Hakikatte hasıl ise.. Elin gavurunun ne söyleyeceği, elin gavurunu bağlar, seni bağlamaz!
***
KİM BUNLAR?
Milleti kim kutuplaştırıyor?
Kimler nefret dilinin sahibi?
Bu milleti parça parça etmekten kimler imtina etmiyor?
Demokrasi,
Özgürlük,
Adalet,
Eşitlik,
Hürriyet,
İnsan hakları deyip duran, ama anti fikriyatı savunanlar kim?
Sizce; kim ve kimler?.
***
GÜNÜN SÖZÜ
- Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa o zaman sen zaten yoksun ki.