Ne diyorduk…
İki yanlış; "bir doğru" etmez..
Edemez de..
Tabi ki, "iki doğru da" bir yanlış etmez!…
Yanlış yanlış…
Doğru, doğrudur..
İkisinin ortası tabiri caizse; "sıtmadır"..
***
Yazıya neden, "bu tanımla" girdim?
Şunun için…
Şu AK Parti'nin "yüzünü-gözüne" bulaştırdığı…
Kamuoyunda; "farklı" algılara neden olduğu..
Olumlu..
Olumsuz; "polemiklerin", sokağı geren..
Siyasi "devşirmelere", vesile olan; "erken yaşta evlilik" önergesi…
***
İfade etmek istemiyorum..
Ama..
Kamuoyuna yansıyan şekliyle; "cinsel istismar" önergesi…
İki haftadır; "konuşmayan" kalmadı..
Bilen de, bilmeyen de..
İlgili, ilgisiz..
Herkes, "fikir" üreterek, tabiri caizse "pişmiş aşa" su kattı..
***
Yok bilmem..
Tecavüzcüler,,
Sapıklar..
Irz düşmanları..
Ahlaksızlar..
En aşağılık cinsi sapıklar..
Ruhsuz..
Aşağılık..
Psikopat ruhlu şahsiyetlere; "hükümet af" getiriyor…
***
Çocuğa…
Küçük kızlara..
Erkeklere..
Öğrenciye..
Yaşlıya, gence "tecavüz" eden, taciz eden..
Döven..
Darp eden..
Tehditle; "iğrençlik" yapanlar "cezaevinden" salı verilecekler.
***
Ama velâkin!
Önergenin..
Hele ki, hükümetin..
Adalet Bakanlığının..
Bu yönde talepte bulunan, yargı mensuplarının..
Genel itibariyle..
"Kimsenin" bu yönde bir amaç gütmediği gibi.
"Bilakis" en ağırlaştırılmış ceza, istenilmektedir..
***
İstenilen..
Ki iki günden buyana ifade ediyorum..
Zaten, önergenin girişinde de ifade ediliyor..
Diyor ki…
Cebir,
Tehdit,
Hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın…
16 Kasım 2016 tarihine kadar işlenen;
"Cinsel istismar" suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda "ceza açıklanmasının geri bırakılmasına" hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir..
Eğer ki…
zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur." deniliyor..
***
Hal bu iken.
Erken yaşta evlilikle.
Sapık ruhlu tecavüz davası; "birbirine" karıştırılınca olan oldu..
Kim karıştırdı..
İlk gün ifade ettim…
AK Parti "toplumsal" yara olarak gördüğü "erken yaştaki" evlilikle oluşan mağduriyetleri gidermede..
Atılan adımı; "iyi koordine" edemedi..
Meramını anlatamadı..
İşi, "aceleye" getirip, gece yarısına evirmesi; "ilk yanlış tuğlanın" konulmasına vesile oldu.
Ki zaten, sonrasındaki "tuğlalar da" bir bir yanlış oldu..
***
Ve düne gelindi..
Önergenin, oylanacağı günün sabahı..
İlk açıklama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi..
Dede ki..
"Hükümetin, toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde bu sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum"
Bu açıklamayı, Başbakan Yıldırım'ın beyanı takip etti…
"Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz ve komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak değerlendirilip bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır."
***
Yani, önerge geri çekildi..
Yasal zemin için, "Adalet komisyonunda" tartışılacak..
Varılacak, mutabakat sonrasında, Meclis'e gelecek..
Yani ilk gün yapılması gereken, yapılacak..
***
Eğer ki hükümet!..
Tasarıyı "önergeyle", gece yarası "hamlesiyle" ikmal etmeseydi..
Mağduriyetlerin varlığıyla..
Önce, muhalefet..
Sonra, kamuoyu.
Ve işin ehilleriyle; "istişareler" içerisinde, mevzuyu tartışsaydı.
Hukukçular.
Akademisyenler.
Kadın örgütleriyle; teşkili mesai yapsaydı.
***
En önemlisi de!
Yargıdan gelen "şikâyetleri" enine-boyuna ele alsaydı.
Onlardan müteşekkil bir komisyonla; "durumu" tartışsaydı.
Sonra da, Meclis Adalet Komisyonuna getirseydi.
Buradaki "istişarelerin" ardından, Meclis'e getirseydi.
Ondan sonra…
Genel kurulda, "oylamaya" soksaydı; tüm bunlar yaşanır mıydı?
Hayır.
***
Bilakis!
Toplum; "meselenin" boyutuna vakıf olurdu.
Hele ki, feministler.
Ya solcular.
Onlar da vay be; "küçük yaşta evlendikleri için, cezaevinde ömür tüketen damatlar da varmış" derlerdi?
Ama..
O damatlar onların gözünde; "en cinsi sapık" olarak, görüldü..
Buna dair; "tepki" refleksi geliştirdi..
***
Neyse!..
Gelinen aşama itibariyle; "başa dönüldü?"
Bundan sonraki..
Meseleye dair "aksiyonu", Adalet Komisyonunda göreceğiz..
Kimin gayesi nedir?
Birileri bağcıyı mı dövmek istiyor..
Birileri üzüm mü yemek istiyor?
O'nu hep birlikte göreceğiz.
Ama diyeceğim o ki.
Mahalle kültürüyle.
Bölgelerin, gelenekleri paralelinde; "erken yaşta" evlilik nedeniyle; cezaevine atılan damatlara, üzülüyorum.
Bir süre daha cezaevinde, kalacaklar…
***
Tabi bir çok sapık ta.
Daha 15 yaşına gelmemiş, podyumlarda vücudunu teşhir eden de.
15 yaşındaki kızla, evlilik yapan, 60'lılıklarda.
Mahalle baskısıyla..
Çevre korkusuyla..
Ar cenderesinde nice küçük çocuklara; "enva-i" sapıklıklar yapanlar da..
Pavyonlarda..
Meyhanelerde, "kadın pazarlayanlar da"..
15 yaşındaki "kızla" evlenme uğruna ayağını kaybeden Milletvekillerinin de..
***
Toplum içerisinde..
Elini-kolunu sallaması..
Muteber şahsiyetler diye; "ikmale" getirilmeleri..
Yaşanılan dünyanın; "ne kadar kaypak" olduğunu göstermeye yetiyor da artıyor.
İşte böylesi bir kaypak hayat hakim şuan..