Tuzaktan bol ne var?
Eklenme: 9/11/2015 12:00:00 AM

Dağlıca…

Ve ardından Iğdır Aralıklı peş peşe "iki bombalı" tuzak…

İlki; asker. İkincisi polis hedef seçildi..

Bilanco; 30 şehit..

Deniliyor ki; PKK "taktik" değiştirmeye başladı.

Riski düşük.

Şehir yoğunluklu "eylemlere" odaklanmış..

"Serhıldan'ı" körükleyici saldırılar yapıyor..

Yollara "döşediği mayın/bombalarla" ölüm kusuyor..

***

Hiç kuşkusuz ki!

Yer küresindeki; "örgütler"

Hele ki silahı öncü kılan örgütler…

"Eylemsel" faaliyetleri her daim değişiklik arz edicidir.

Çünkü 'fırsat" kollayıcıdır.

En küçük bir zafiyette "kendini" gösterip; vurur.

***

Neyse!

"Eylemsel taktiği" üzerindeki mülahazalar "softur…"

Hadisenin resmini küçültür.

Hakikati gizler..

Şimdi "patır patır" patlayan bu bombaların "güvenlik" zafiyetine gelelim.

Bombaların "asfalt yolun" altına, döşenmişliğine; "neden" mercek tutulmuyor?

Sormak istiyorum!

***

Dağlıca da!

Aralıkta da; durum aynı..

Yollardaki görüntüye bakın asfalt yolda "devasa" çukurlar oluşmuş..

Sanki "beton deliciyle" yol kazılmış gibi..

1-2 metre derinlikte çukur..

Nasıl oluyor?

İşte burada "PKK" taktik değiştirdiğini destek sorgusuyla, sorgulamak gerekir.

Çünkü önceki eylemlerinde.

Asker ve polise dair saldırılarında "bombaları-mayınları" yol kenarına döşerdi.

Toprak alanda bunu yapardı…

***

Mayın tarayıcılar da "tez" bulurdu…

Pek de; etkili olmazdı…

Zırhlı araçlara hasar vermezdi.

İçerisindekilere de zayiat noktasında; "etki" etmezdi.

Düşük kalırdı.

Ama şimdi görüyoruz ki bombalar/mayınlar "asfaltın" altına döşenmiş.

***

Ki fark edilmesi.

Mayın tarayıcıların tespiti bu meyanda zor..

Nitekim.

"Bunların" ateşlenmesi de; "uzaktan" kumandalı değil..

Yani "elektronik" mekanizma burada kullanılmıyor..

Önceden döşenmiş metrelerce kabloyla yapılıyor.

Hal böyle olunca da!

Jammer'lar..

Mayın tarayıcılar bir anda "devre" dışı kalıyor.

***

Velhasıl…

Tahribatı yüksek..

Verdiği zayiat, büyük.

Şekli şemalıyla alakalı çok kişi konuştu..

Uzman değilim..

Ama medyaya uzmanların verdiği bilgilerin özetinde durum böyle ifade ediliyor.

***

Gelelim; hayati sorulara?

İlk soru.

Doğu'da.

Güneydoğu'da.

Veya ülkenin başka bölgelerinde..

Şu övünülen son iki-üç yıl içerisinde yapılan tekli-çiftçli yollarda uyuyan daha kaç "bomba-mayın" tuzağı var?

Soruşturan-sorgulayan var mı?

Ya da istihbaratı bilgi elde var mı?

***

İkinci hayati soru da..

Bu bombalar..

Ne zaman karayollarına döşendi?

Üzerine asfalt nasıl ve hangi imkanlarla döküldü?

Kim döktü?..

Yerel ve ulusal ölçekli "destek" kimden sağlandı?

Patlayıcıların "menşe-i" nedir?

***

Sorunun mahiyeti iki gündür tartışılıyor.

Dikkat çekici olan..

Özellikle, İktidar'a yakın medya sözcüleri..

Kalem sahipleri..

Meseleyi bilerek mi, bilmeyerek mi çarpıtıyorlar?

Bilemiyorum..

***

Ama vahim bir ahkam kesicilikleri var.

Zaten!

İktidarın da, "sürekli" başını beladan kurtaramayışı..

"Kılavuzu karga olanın" hali misali.

Hadiseler karşısında; "hakikati" görmez oldu?

Diyorlar ki;

PKK bu bombaları HDP'li Belediyelerin imkanlarıyla..

İş makineleriyle..

Asfalt desteğiyle;-millete hizmet olsun- diye döşemişler!!!..

Onlar 'bombaların" üzerine asfalt dökmüşler?

Suçlu onlar..

***

***

Eee be akıl arızalılar!

O yollar.

Tekli-çiftli, dubleli yollar..

İktidarın övünerek bitiremediği yolların kime ait olduğunu "bilemeyecek" kadar, softmusunuz?

Yoksa "tilki misiniz?"

O yollar kime ait?

Hiç bir belediye ait değil..

HDP'li Belediyeler de buna dahil..

Tabi, HDP'li belediyeler "sütten çıkmış ak kaşık" değil..

Şehir merkezlerinde; "hendek" kazılması için az iş yapmadılar.

Ama hakikat bu.

Ki belediyelerin görev alanları içerisinde bulunmuyor..

Hiç bu noktayı düşünmüyor musunuz?

***

Kaldı ki..

Şehirlerarası yollar; "Karayolları" denilen bir kuruma aittir.

Yapımı da.. Bakımı da..

Yani Ulaştırma bakanlığına bağlı..

Bir başka kurum "gelip o yalda" ne çalışma yapabilir, ne de kazı, ne de asfalt dökebilir?

Yapan olsa da; "izin almak" zorundadır.

Hatta yolu kazdığı için de; "kapital bedel" öder..

Niye mevzuya bu minvalden bakılmıyor?

Yapılan "zafiyete" kılıf gayretkeşliğidir..

***

Dün.

Sayın M. Ali Altındağ köşesinde değinmişti kısmi olarak.

Bu kurumdaki "sinsi ve kirli" ilişkiler ağına dair; nasıl işlemler yapıldığını.

Biraz açmak istiyorum.

***

Muhataplara soralım.

İlki.

16 Askerin şehit olduğu Dağlıca yolunu "kim yaptı?"

İhalesi hangi kurumdan, çıktı?

Miktarı neydi?

Kriterler hangi şartlara bağlıydı?

Müteahhit kimdi?

Aynı soru Iğdır/Aralıklı yolu için de geçerli?

Ki bu yol henüz yeni bitirilmiş duble bir yol.

Evet, her iki yol da Karayollarının ukdesinde yapılmış..

***

Özelde!

Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü.

Genelde; Ulaştırma Bakanlığı…

Bilen bilir.

Buradaki "hiyerarşik" işleyişin nasıl bir seyirde olduğunu?

Ki sıkça da hep ifade ediliyor.

İhalelerin "peşkeş" edildiği ve yandaşlara "adrese teslim" yapıldığı.

***

Bazı bölgelerde grup şeklinde..

Sıfır kırımla..

Davetiyeli olarak Bakan'a, bakanlara yakın kişilere; "ihalelerin" verildiğine dair…

Bir arızayı durum da..

Bu firmaların suya-sabuna dokunmadan hiç bir iş yapmadan; "yüzde 30-40'la" peşin para alarak, taşeron müteahhitlere ihaleleri devrettiği gerçeği!..

Yani "havuz müteahhitliği"..

Bunları, konuşmayan, raporlara döndürmeyen..

Gelen-giden müfettişlere söylemeyen yok.

Öyle ki; sağır-sultan dahi, haberdar…

Ama!..

Zevat bu noktada; ketum!..

***

Şimdi bu müteahhitler..

Taşeronlar..

Ve Bakanlar için neden bir sorgulama yapılmıyor diyoruz?

Gelin bakalım.

Bu zafiyet nedir, nasıl oluyor da "tonlarca kilo" bombalar asfaltlı yola döşenmiş.

Siz mi döşettiniz?

Yoksa göz mu yumdunuz ya da; "olup-bitenden" haberiniz var mı?

Ama kimi kime sorgulatacaksın?

***

Tonlarca patlayıcıdan söz ediyoruz!..

Hayatı sorulardan biri de şu!

Bu patlayıcılar?

Nasıl getirildi, nereden ülkeye sokuldu?

Yol seyahatine dair "güvenliği" kim sağladı?..

Asfaltlı yola, gece mi-gündüz mü, nasıl döşendi?

Üzerine asfalt nasıl döküldü, silindir üzerinden nasıl geçti?

Bugüne kadar; "nasıl" fark edilmedi?

***

Nerde ülkenin istihbarat birimi?

Nerde ülkenin asker ve emniyet teşkilatının; istihbarı ağı..

Nererde, insansız hava aracları..

Nerde; "her yeri" BÇG evi gibi "gözleyen" donanım?

Evet nerde?

Birbirimizi kandırmanın manası yok.

Bildiğim şudur ki; "otorite" zafiyeti ve menfaat perestlik herkesi köreltmiş..

Özellikle; "iktidar" tarafı için.

Boşuna denilmiyor mu hükümet için "Karayı" hep "Ak" görür hale geldi?

Bu da sonun başlangıcıdır?

Eee..

Ortamı muhalefet ve örgütler boş bulduğu içindir ki; "ha bire bindirme" yapılıyor?

***

Evet tüm bu hayatı sorular yanıt bekliyor..

Kim yanıt verir bilmem!

Zevat kim olur bilmem..

Eğer ki huzur ve barış "iklimi" yaratılmak isteniyorsa.

Tatsız ortamdan, ticaretsiz, sosyal hayatsız süreçten, kurtulmak istiyorsak..

Sorular yanıt bulmalı..

Aksi taktirde yanıtsız kaldığı müddetçe; daha çok "hayati" hadiseler yaşarız..

Tuzaktan bol ne var?

"Acılar ve bombalı tuzaklar" tekerrür eder?

Bizden; sorumluluk hatırlatması..

Hayırlı cumalar..