Ve; İbrahim Uygun.

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri dün itibariyle; "görevden" alındı?

Alınması "Sürpriz miydi?"

Benim cephemde, hayır. Sürpriz olmadı.

Bekleniyordu. Sadece biraz gecikti.

Nedeni her ne kadar "alenice" ifade edilmiyorsa da biliniyor "Paralelci" olma suçlaması!

***

Peki, "doğru mu" bu itham?

Doğrusu, bu iddianın hemen akabinde canlı yayın konuğum olarak, bunu sormuştum.

Sizin için; "Paralelci" deniliyor.

Siz istifa eden, Daire Başkanı Ali İhsan Dokucu'nun adamı mısınız?

Cevabı şu olmuştu; Paralelci değilim.

Ama Dokucu hocanın döneminde atandım ve tanırım!

***

Neyse!

Uygun'da, "dikiş tutturamayan" kurumun, atılı artık.

Hayırlı mı oldu, şer mi oldu?

O'nu bilmem! Zaman gösterecek.

Ama görünün köy kılavuz istemez misali.

Hastanelerdeki "kargaşayı" bitiremedi.

Hele ki usulsüzlükleriyle kalıntı bırakan, bir önceki Genel Sekreter'i aratmadı değil.

Arattı.

Anlayacağınız pek başarılı bir grafik çizdiği söylenemez!

***

Ne kurumsal "koordinasyon".

Ne de, idari "işlerlilik" açısından.

Katkı sağlamadığı gibi, kayıplar çoğalttı.

Diyeceksiniz ki, görevden alındıktan sonra mı, bunları söylüyorsunuz?

çelişki değil mi?

Beni takıp etmeyenler için, bu ifade az haklılık içerir.

Ama takip edenler bilirler.

çünkü bu profili, "buradan" bir kaç hafta önce dillendirmiş, canlı yayında da sorgulamıştım.

***

Tabi bir dizi gerekçeleri, oldu.

Doğru mu, yanlış mı, tartışmasına gerek yok.

Ama Uygun'un iki önemli icraatı oldu.

O da kendine münhasır mı, yoksa Bakanlık isteği mi?

Veyahut Diyarbakır'ın genel beklentisi miydi, bilemiyorum.

çünkü ben talep ettim demişti iki hastanenin de, adının değiştirilmesi.

***

Elazığ yolu üzerindeki;

Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ismini;

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi.

Dağkapı yerleşkesindeki;

Diyarbakır Devlet Hastanesinin de adını;

"Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi" olarak değiştirdi.

***

Evet.

Diyarbakır'da Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri "bir türlü dikiş" tutturamıyor.

Bu salt, "Uygun" dönemine münhasır değil. Gelip-giden tüm Genel Sekreterler için geçerli.

Gelen "yeni enkazlar" üretiyor.

çünkü bir kere temeli "bozuk". Politize olmuşluk iliklere kadar sirayet ederek "bağımlılık" yaratmıştır.

Zira herkes bir yana çekiyor. Adamcılık. Benden, senden, cemaatten!

Ya da, şu siyasinin "ceket" ilikleyeni diye ayrıştırıldı.

Öyle ki, doktorundan, sağlık personeline. Hatta, hizmet alımı personeline kadar.

Yani halk deyimiyle; "beri berdan bir kurum burası".

***

Eee, boşuna söylenmiş bir söz değil; "balık baştan kokar."

Bundan dolayıdır ki, Kurum.

Özellikle bağlı Hastaneler.

Asli vasıflarıyla değil, mesleğin ve hizmetin üretimiyle değil farklı mevzuularla gündem oluyorlar.

Usulsüzlük. Rüşvet. Suiistimalle veya sahtekarlık.

Daha iki hafta olmadı; "Sahte rapor" skandalında, onlarca kişi tutuklanarak cezaevine konuldu.

Bunların içerisinde 6 doktor bulunuyor.

Ve hepsi de; "branş" doktoru. Yani; uzman.

***

Suçlamanın muhtevası.

Açık cezaevinden gelen "hükümlülere" sahte rapor düzenleyip para karşılığında "aylarca" hastanede "yataklı tedavi" adıyla, keyif yaşatılıyor.

Öyle bir-iki ay değil. Aylarca yatırılan var.

Ki geçtiğimiz yıl, "kadınlı" lem yapılırken, gündem olunmuştu bu rezalet.

Anlayacağınız sağlık, Diyarbakır'da hayli "sağlıksız".

***

Velhasıl durum çürük.

Sağlıktaki bu yeni yönetim anlayışı dikkat edin, daha iki yıl olmadı.

Bu zaman dilimi içerisinde;

Diyarbakır "Genel Sekreter" harcayan kurum olma özelliğiyle, ülke şampiyonu.

Nerdeyse üç ayda bir, Genel Sekreter değiştiriliyor.

Bakalım, "çizik" yiyen Uygun'un yerine kim atanacak?

Doğrusu, "çok isim" konuşuluyor. Şimdilik buradan zikretmiyorum.

***

Ama ben, ilk günde ifade ettiği gibi.

Yenileyerek diyorum ki, "yerel" kriteriniz, anlamsız ve "hıyanet" içermektedir.

Neden miş o, Diyarbakırlı, Diyarbakır nüfusuna kayıtlı biri; "Genel Sekreter" olamazmış?

Atanması uygun değil.

İlla ki, Diyarbakır dışından yabancı biri olacak, Nüfusunda, Diyarbakırlı yazılmayacak?

Haliyle ayırımcılık daha baştan başlıyor.

***

Eee.

Gördük, yazılmayanları?

Neymiş, bütçesi büyük olduğu için "Kayırmaya, satmaya" gidermiş onun için, yabancı olsun.

İyi de şimdi de, satılmıyor mu?

Satılıyor.

Hem de firesiz bir şekilde ballı ballı şekilde.

İdareciler değişse de, "getirim" çarkı aynen işliyor.

***

Buyrun.

Tüm hastaneler dhil olmak üzere!

Eğitim ve Araştırma.

Kadın. çocuk. Diş. Bilaistisna hepsi.

Araştırın.

Hizmet alımlarının hepsi.

Tomografi mi? Emar mı?

Veya laboratuar ortamı mı?

Röntgen mi. Otomasyon mu, Temizlik mi. Yemek mi?

Her neyse.

Hep aynı "firmalar" yürütüyor, al gülüm-ver gülüm.

***

Onun için, "kirli çarkın" zihniyeti değişmiyor.

çünkü "sağlıklı" işlemiyor.

Yeni gelecek olan her kim olursa olsun önemli değil.

Ama şimdiden, uyarıyorum.

Eğer ki, O'da "ceket ilikleyen" ya da bir grubun "adamıysa".

Hele ki, yönetimsel işleyişte "herkesin gönlünü yapmaya" kalkarsa.

Tabiri caizse, "nabza göre" şerbet veren olursa.

***

Sağlıktan çok, Sağlıksız mevzuulara odaklanırsa.

En önemlisi; "İhale" düşkünlüğüne düşerse.

Şimdiden ifade edeyim; "alacağı" mesafe, "gideni" aratır olur.

Hal-i hazırda ki gibi; işler "hep sarpa sarar".

Sonuç itibariyle; temeli sağlıksız olan Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği "Uygunu" uygunsuzluğuyla, dışarı attı.

Tüm bu hakikatlerin ışığında, bakalım "uygun" birini atayabilecekler mi?

Bekleyip göreceğiz.

Hayırlı Cumalar.