Uyuşturucu batağındayız!
Eklenme: 3/16/2012 12:00:00 AM

Sohbete;

Halepçeyi anarak başlamak istiyorum!

Bugün;

Halepçe Katliamının 24'üncü yıllı.

Kürtlere;

Karşı işlenen "tarihin" en büyük "soykırımı".

Her ne kadar;

Saddam'ın "vahşeti" ise de, özü.

Kapitalist,

Sosyalist sistemlerin "ittifakıyla", komuta edilerek girişilen bir "insanlık suçudur".

Halepçe;

Dünya'ya şu gerçeği de "Ders-i ibret" olarak, tarihe not düşürmüştür.

Kimyasal,

Biyolojik ve tabi ki Nükleer

Silahların insan ırkının devamı önündeki en büyük engeldir.

Evet.

Bir kez daha "ölenleri" yd ederek; "Allah'tan Rahmet" diliyoruz.

Ve temenniyle diyoruz ki;

Dünyanın ve insanlığın "utanç" abidesi olan, "soykırımlar" bir daha yaşanmasın.

***

Sohbetimize dönersek.

ANF"den bir haber.

Diyarbakır'daki;

Uyuşturucu kullanımı'na ilişkin.

Özellikle;

Uyuşturucunun satışı.

Kullanılan meknlar ve "istatistiklerine" vurgu yapıyor.

Haber kapsamlı!

Zamanlama açısından da önem arz edici!

Özellikle dünkü yazım!

Ve Diyarbakır'da;

İcra edilen 'çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Eğitimleri Projesi"ne yönelik toplantı.

Bu toplantıda;

İl Valisi Mustafa Toprak'ın "hassasiyetle" sorumluluk istemesi.

Tablo;

Karşısında "içim yanıyor" diyen Baydemir'in.

çocukların "yeri okul, taş atma alanı, uyuşturucu içme meknı değil" beyanatı.

Velhasıl.

Tabiri caizse; kent gündemine vahim hadise "cuk" diye oturdu!

Kent.

Ahalisiyle birlikte "asıl tartışılması gereken sorunu" böylece, gördü!

***

Evet.

Haber. Muhteva itibariyle, "yoruma" dayalı.

Hani.

Her şeyi "alenice" ve çıplak gözle aktarmış.

O nedenle;

Bize de pek "söz" bırakan cinsten değil haber.

Ancak,

Sözü ve işin "sorumluluğu" noktasında; "çok kişiye" ithaf olunur mesajını "açıkça" ifade ediyor.

Dün;

Yazımın son cümlesine "sosyal sorumluluk hepimize düşüyor" demiştim.

O sözümü;

Yenilerken, sözü Diyarbakır'ın "uyuşturucu" gerçeğine bırakmak istiyorum.

Tabi;

Araya "düşüncelerimizi de" serpiştirerek.

***

Denildiği gibi;

Diyarbakır'da esrar satışı artık gizli meknlarda, izbe yerlerde değil.

Açık.

Ve aleni bir şekilde "gün ortası" yapılıyor.

Açık parklarda,

Kahvehanelerde,

Sokak aralarında,

Sokak başlarında.

En ürkütücü mekn olarak da;

Artık birçok lise hatta ilköğretim okulu önünde torbacılar kol geziyor.

Buyrun ağabeyler.

Bir "fişek" 5.10 lira diye!

Utanmazlarsa;

Pazarcı "tezghındaki" satıcı gibi çığırtkanlık yapacaklar.

Gel.

Malın iyisine gel diye.

***

İşte;

Size "uyuşturucunun" satış ve içimi yüksek olan alanlar.

İlçe ilçe gidelim.

Yenişehir ilçesi.

Gevran,

Ekinciler ve İstasyon caddelerine açılan birçok sokak.

Şehitlik ve Ben u Sen mahalleleri.

Sümer Parkı.

Büyükşehir Belediyesi Konukevi önü.

***

Sur ilçesinde;

Hasırlı,

İskenderpaşa,

Lalebey,

Hançepek, Dabanoğlu, Yenikapı.

Beri yanda;

Mardinkapı,

Balıkçılarbaşı,

Melikahmet, Saraykapı.

***

Bağlar ilçesi;

Nerdeyse "ilçenin" topyeknu!

Muradiye,

Kaynartepe,

Koşuyolu, Sento Caddesi, Mevlana Halit.

Ali Pınar,

Tren Garı bölgeleri.

Kayapınar ilçesinde ise belediyenin açtığı parkların çoğu.

Burda;

Esrar satışı yapılırken,

Yaşları küçük çocukların da esrar içtiklerine tanık olmamanız içten bile değil.

***

Resmi kayıtlara geçen "verilerde" neler var?

Ne yok ki?

Diyarbakır Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü raporları.

Denildiğine göre.

Son üç yılda;

Yaşları 11 ile 17 arasında değişen 342 çocuk.

Bunların tamamı;

Uyuşturucu madde kullandıkları gerekçesiyle hakim karşısına çıkarılmış.

Sorgu ve yargılamanın ilk adımından sonra;

Denetimli Serbestlik hükümleri uyarınca kontrol altına alınarak, bırakılmış!

Aynı şekilde;

2 bin 170 yetişkin de madde bağımlılığı nedeniyle denetimli Serbestliğe tabi tutulmuş.

Bu rakamlar, uyuşturucu kullanırken sadece yakalanan kişileri kapsıyor.

Yani resmi kayıtlara geçen; "içi-çiler".

***

Peki;

Kullanım ve satımıyla alakalı veriler neye hikmet?

O da;

Son iki yılda uyuşturucu madde kullanım ve satımı konusunda 3 bin 154 kişi hakkında yasal işlem yapılmış.

17 ton 'kubar' denilen toz esrar...

Ve bir de yaklaşık 6 milyon kök hint keneviri "piyasaya ve satışa sunulmadan" ele geçirilmiş.

Bilahare;

Yakılarak "imha" edilmiştir.

Velhasıl;

Sur ve Bağlar ilçelerinin belli semtleri "ürkütüyor-korkutuyor".

Artık esrar satışı ve içimi'nde;

İstanbul'un meşhur Tarlabaşı, Hacı Hüsref semtlerini geride bırakmış.

Uyuşturucu;

Tabiri caizse "ekmek-peynir" gibi bol ve aleni satılmakta.

***

Uyuşturucunun.

Kentte sokuşu ve işlenişine de; "açıklık" getiriyor haber.

Muhteva geniş.

Boşaltılan köylerin arazilerinde ekilen esrar henüz tarlada iken hasadı yapılmadan satılıyor bazen.

Batıdan gelen tüccarlar, esrarın ham maddesi olan hint kenevirlerinin başakları 8090 cm'ye ulaştıktan sonra kendileri gelip tarladan topluyor.

Gelen kişiler, başakları uç kısmından 2025 santim kadar olan bölümü keserek stoka alıyor.

Naylon poşetlere ve ardından da mukavva kutulara koyarak "sevkıyat" yapıyor.

İstanbul başta olmak üzere batı illerine.

Onu da belli bir ücret karşılığında "taşıyıcılar aracılığıyla" gönderiyorlar.

Ürün, ya batı illerinde "ot" denilen ve hint kenevirinin yaprakları ile birlikte satışa sunuluyor.

Yda bunları birkaç işlemden geçirerek "Kubar" denilen toz halinde satışa sunuyor.

Bölgede tüketilen esrara gelince.

Daha çok hasadı yapıldıktan sonra kışın ilk aylarına kadar arazide çuvallara doldurularak bidonlar içinde yeraltında saklanan üründür.

Kış aylarının başlaması ile birlikte yeraltından çıkarılan esrar iç ve dış piyasaya dağıtılıyor.

***

Sonuç itibariyle;

Diyarbakır'ı ve ahalisini her geçen gün batağına çeken!

Yarının;

"Neslini" beyni, uyuşuk hale getiren.

Nedenleri,

Niçinleri ve sebebiyetleri birçok ayrıntıya sahip olan "uyuşturucuyla" mücadele için birinci koşuk.

Sosyal sorumluluk.

çözümü.

Ve yeni "hayatların" kararmamasına yönelik yapılması için; "bu sorumluluğun" vücut alması gerekir.

Yoksa salt güvenlik" tedbiri yeterli değil.

Polis, asker ve Yargı.

Bunlar mücadelenin bir yüzü.

En önemli yüz topyekn millet olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmemizdir.

***

Dünkü yazıma binaen;

AK Parti Milletvekili Oya Eronat telefonla aradı.

"Tebriklerini",

Aktarırken, "ana yüreğiyle", ailelere ve kent yaşayanına seslendi.

"Evlatlarımıza.

Yarınlarımıza.

Neslimize sahip çıkalım, sosyal sorumluluğumuzu yerine getirelim.

Yoksa;

Siyasi "zehirlenme" kadar, "beyin uyuşukluğuyla" çok acılar çeker ve yaşarız."

Evet.

İnsanı insan yapan en mühim vasıflardan olan akıl ve fikri işlemez hle getiren.

İnsanın akli dengesini bozan.

Beden ve ruh sağlığıyla beraber insanın kendisinde doğuştan var olan tabi hasletleri ve güzellikleri "yok" eden, "uyuşturucuya karşı" hadi, bölgesel ve ülkesel noktada; "Milli Sosyal Sorumluluğu" yerine getirmeye.