Okurlar soruyor. Aslında, "sıkça" sorulmakta.
Pek tabi ki.
Bizde sorunun "ikmaline" karşı ve gördüklerimizin de, bilgi notuyla çok kez yazdık.
"Şu kaldırım işgallerini".
Bir daha biz soralım; Kaldırımlar kime ait?"
Yayalar için mi, araçlar için mi?
Yoksa dönerci, kebapçı, kahveci için mi?
Ya da işportacı, için mi kaldırımlar vaki olmuş.
Elbette ki, doğal ve hakikat noktasında "kaldırımlar yayalar" içindir.
***
Peki, Kadim şehir Diyarbakır'da durum böyle mi?
Hiçte. Binlerce kez hiçte!
Kaldırım işgalleri, Türkiye'nin her şehrinde, kanayan mevzuu!
Ama ne var ki, şehirimizde mesele; "kangren".
Sürekli kanıyor.
Buyrun, portreler diyebileceğimiz semtlerimiz.
Kayapınar'ın, kısm-i bölgelerinin dışında.
Ki bu bölgelerde de "işyerleri" açısından tezgh işgalleri var.
Ancak kaldırım genişliğinden pek sıkıntı yaşanmıyor.
***
Ama velkin!
Bağlar. Özellikle, eski semtler.
Her mahallesi, caddesi ve sokağı aynı.
Yenişehir. Hele ki, Suriçi.
Numune misali, kaldırım işgalleri.
"İşgal çeşitliliğiyle", dünyada eşi-benzeri yok.
Bırakın, esnafın işyerinin önüne attığı tezgahı, ya da işportacı.
Veyahut, ciğerci, kebapçı, dönerciyi, kaldırımlarda "otomobiller" cirit atıyor.
Polisin Toması.
Panzer'i. Akrebi de ayrı bir kaldırım işgali süsü.
***
Suriçinde!
Engelliler için.
Özellikle görme engelliler için; tuzak arenası!
Kaldırımlar "geçit" vermez okyanus gibi.
Sarı bant var da yok.
Kaldırım rampaları dersen, ne gezer!
Her yer işgal altında.
Elektrik direkleri. Trafolar.
Telekom'un panoları.
Tabiri caizse, "ne olmaması gereken varsa, var".
***
Malumunuz üzde; 5326 sayılı bir yasa.
Yani Kabahatler Kanunu.
38 maddesine göre.
Meydan. Cadde, sokak.
Kısacası; "yayaların" geçtiği alanların tümü için geçerli bu hüküm.
Kaldırım İhlali ve işgali var ise.
Parasal cezası; "50 TL".
Sahi, bu yasa Diyarbakır'da hiç ama hiç uygulandı mı?
Sanmıyorum, duymuşluğum da olmamıştır.
***
Şehir'de, "park" sorunu vahim!
Ki bahse konu, merkez ilçelerin tümünde, durum aynı.
Bir taraftan kaldırım işgali.
Diğer yandan, cadde ve sokaklarda, ikili üçlü gelişi güzel araç parkı.
Kaldırım işgal altında.
Cadde, geçit vermez durumda.
Bir de, temizlik konusundaki, "pes pahlık" hali.
Ses. Görüntü. Ve tabi ki, "çevresel" kirlilik.
Bir bütünlük içerisinde Şehr-i Diyarbakır'ı "yaşanılırdan" çıkarmıştır.
***
Aslında tüm bu "işkence-vari" mevzuular.
Yekn vaziyette; İnsan hak ve hürriyetlerine saygısızlıktır.
Suçtur. İnsan Haklarına da aykırıdır.
Diyeceğim odur ki.
Duyarlılık şart.
Demokrasi.
"Hakların verildiği değil, alındığı bir sistem".
Onun için biz haklarımıza sahip çıkarsak, hatta bu yöndeki "insan hakları ihlallerini" dava konusu etsek.
İnanıyorum ki yasaların ve uygulayıcılardan daha çok "caydırıcı" oluruz.
çünkü, Mmillet olarak "boşvermişliğe" alışık olmuşuz.
***
Bağlardan bir okurumun maili.
Bir kaç gün önce göndermişti.
Notlarına bakıyorum.
Diyor ki;
Sento caddesi üzerindeyiz.
Kahvehane.
Kaldırıma kürsü atmış, müşteri oturtuyor.
Yanında işyeri sahipleri de.
Onlarda, sandalye atmış "çay keyfi" yapıyorlar.
Ve biz; "ne evden çıkabiliyoruz, ne de kaldırımda" yürüyebiliyoruz.
Uyardığımızda da;
"Ma ne olmuş, caddede yürü."
***
Diyarbakır için, günlük hayat ortamı.
Tabiri caizse; "devenin yamuk hali"
Her tarafı; "dert" ihtiva ediyor.
***
Buarada, Büyükşehir ve Merkez ilçe Belediye Eş Başkanları "ortak" karar aldı.
100 günlük acil eylem planı adıyla.
Şehirde;
Kaldırım işgali,
Temizlik,
Ulaşım ve Kaçak yapılaşma karşı, "mücadeleye" girilecek.
Geç kalınsa bile.
Yeni seçilmişler olarak, tez elden hadise eğilmeleri önemli.
***
Dün Eş başkanlar sorunların en vahim yaşandığı ve icra edildiği Ofis semtinde broşür dağıttı.
"Duyarlılığa davet" anlamında!
Şu ifadem akla küpe olsa, yeter.
"çöpünü hiç düşünmeden sokağa atan.
Dükknını süpürüp tozlarını sokağa boşaltan bir Diyarbakırlı, bu kente ne yaptığının farkında mıdır acaba?"
Farkında mıyız, değil miyiz?
***
Sanırım olsaydık,
"Uzaylılar bu şehri kirletmiyor" diye slogan üretip, afişler astırmazdık.
O zaman haydi, hep birlikte, el ele, omuz omuza verelim.
Ki "duyarlılık ve sorumluluk" arz edebilelim.
İşgalciyi uyaralım, kirletene tepki koyalım ki, "vatandaş-lığı-mız" bilinçlensin.
Hayırlı cumalar.