VATANDAŞIN "İDRAR TAHLİLİ?"
Eklenme: 9/19/2014 12:00:00 AM

Dün, öğlen saatleriydi.

Santralden, uyarıldım; "telefonunuz var?"

Kim dedim?

İsmini vermek istemiyor.

Okuyucunuz muş.

Ve ısrarla; "sizinle konuşmak" istiyor.

Peki, deyip bağladılar.

***

Daha alo demeden!

Tepki.

Ve ardından eleştiriyi alarak; telefondaki okuyucu konuşmaya başladı.

Dur dedim.

Bırak eleştiriyi.

Ne olmuş, "yaşadığın karşılaştığın" sıkıntı ne; "onu bir anlat".

İlk cümlesi; "Neden bu hastaneleri yazmıyorsunuz?" oldu.

***

Neyse!

Karşılıklı, "mülahaza" sonucunda, mevzuuya geldik.

İsmi bende saklı.

Hakikatten de, bizi yakından tanıyan bir zat.

Dün, Elazığ yolu üzerindeki "Eğitim Araştırma Hastanesine" gitmiş.

Gazi Yaşargil Hastanesi!

***

Böbrek, rahatsızlığı var?

Doktora muayene olmuş.

Bazı tetkik ve tahliller istenilmiş kendisinden.

Bir de, "röntgen" çek denilmiş...

İsterseniz, bundan sonrasını kendisinden dinleyelim.

***

Tabi sözü, okura vermeden önce!

Az sonra anlattıklarını, "teyit" noktasında, tahkikatım oldu.

Doğru mu, değil mi diye?

Baktım ki, "yaşananlar" yeni değil, bir haftadan buyana söz konusu.

Sadece, okuyucumuz mağduriyet yaşamamış.

Onun gibi niceleri var bu mağduriyeti yaşayan?

***

Dinleyeyim, "neler yaşamış", Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde.

Doğrusu, bu hastane bir türlü "hizmetleriyle" anılmaz oldu.

Sağlık bilgilendirilmesi.

Başarılı ameliyat. Veya, yeniliklerle ilgili.

Hep "sorun ve eleştirilerle" gündem oluyor.

***

Ya "sahte rapor".

Ya doktor-hasta kavgası.

Ya, ihale usulsüzlükleri.

Ya bıçaklama, kavga şiddet gibi hadiselerle, konuşuluyor.

Ciddi bir Politize olmuşluk var burda.

Neyse, söz okurun diyelim.

***

Ömer Bey!

Bir süredir "böbreklerimden" rahatsızım.

Birçok doktora gittim.

Dün sabah sancım olduğu için, yine hastaneye gittim.

Gazi Yaşargil hastanesine.

Sağolsun, doktor muayene etti.

***

Sonra, benden bazı tahliller istedi.

İdrar tahlili.

Ve bir de, böbrek "röntgeni" çek dedi.

Laboratuara gittim.

İdrar tahlili için bir plastik kap verdiler; "idrarını buna koy getir."

***

Tuvalete yöneldim.

O da ne; "iki tanesi" kapalı.

Diğer koridora.

Salona koşuşturdum; "onlarda tamiratta".

Kapalı alan yok.

Baktım ki, benim gibi bir kaç kişi daha "tuvalet" koşuşturmasında.

***

Neyse!

Bir görevlinin yol göstermesiyle; "üst" katlara çıktım.

Yataklı tedavi bölümüne.

Burada diğer arkadaşlarla birlikte; "işimizi" gördük!

İndim, Laboratuardaki görevliye, tepki gösterdim.

Tabi ki, doktoruma da sitem ettim.

***

İdrar tahlili istiyorsunuz.

Ama bir tek; "tuvaletiniz" faaliyette değil.

Hepsi tamirde.

Hastaneye gelen vatandaşlara bu işkence değil mi?

İdarecilerin haberi yok mu?

Aldığım cevap; "bir haftadır bu sıkıntı" yaşanıyor.

***

Bu kez röntgen çekmem lazım.

Gittim o da ne; "röntgen" cihazı bozuk.

Eee ne yapacağız dedim?

"Acile gidin" oradaki röntgen cihazı arızalı değil.

Sıra var.

çok sayıda kişi, "röntgen" için bekliyor.

***

Önce, tuvalet mağduriyeti.

Sonra, röntgen cihazı arızasıyla, saatlerce bekleyiş.

Ömer Bey.

Size soruyorum; "bu rezaletler" haber değeri yok mu?

Niye yazmıyorsunuz?

Bilginiz olsun.

İdareye de bu konular defalarca şikyet edilmiş "ama sorun aynen" devam ediyor.

***

Evet,

Sevgili okurumuzun, "yaşadıklarına" ilişkin özetle anlattıkları bunlar.

Bizde, görevimizi yerine getirerek, buraya aldık.

Koca bir hastane.

Güneydoğu'ya hitap eden bir hastane.

Her gün binlerce kişinin; "şifa" aramak için, umutla geldiği bir hastanenin hal-i pür melali bu mu olmalı?

Bilemiyorum.

***

Bakalım, ulaşamadığım hastane yönetimi ne diyecek?

Pek tabi ki, Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Sayın Dr. Murat Kargın.

Kendileri bize iletilen bu mevzuulara ilişkin, hastane yönetiminden nasıl bir cevap alacak?

Tavrı ne olacak?

Merak ettiğimiz gibi; "tuvalet ve röntgen" hadisesiyle ilgili muhakkak ki bir gerekçe söz konusu olacaktır.

Yoksa bu arıza-i duruma bu kadar acziyet gösterilmezdi?

Hayırlı cumalar.