Siyasi gündem, anlık değişim gösterse de, sokağın ve vatandaşın belalı gündemi değişmiyor!..
Ki, değişecek gibi de değil..
Ahalinin en büyük dert, çile ve sorunu hayat pahalılığı ve enflasyon denilen, canavarın illetliği!..
Ramazan-ı Şerifi de fırsat belleyen kimi azgınlar, büyük bir iştahla gizli, aleni allah ne verdiyse, fiyat artışıyla, saldırıyorlar!..
Emeklinin, asgari ücretlinin ağzından çile bülbülüm çile türküsü düşmüyor!..
TÜİK!..
Hiç güven tesis etmiyor..
Ne ortaya koyduğu veriler, sokakla bağdaşıyor, ne de devlet-i aliyeye sağlıklı bir yol haritası sunuyor..
İki gün önce, Şubat ayı enflasyon oranını açıkladı..
Veriler; evlere şenlik!..
Neymiş, yıllık bazda yüzde 3.7 gerilemeyle enflasyon yüzde 39.05 olmuş!..
Aylık yüzde 2.7..
Bu veri, son 20 ayın en düşüğünde imiş?!..
Vay da vay, be nezer?..
***
Ne var ki, Bağımsız Kuruluş ENAG öyle değil, afaki diyor!..
çarşının, pazarın, marketin, filenin, mutfaktaki tencerenin, enflasyon ve hayat pahalılığı, çok daha vahim oranda, diyor!!..
TÜİKin iki katı bir rakam var!..
Yüzde 79.51
Bu kadar açık ve bariz bir fark var iken, vatandaş pahalılığa karşı, imdat çığlığı atar iken TÜİKe denilmez mi, hiç mi el insafın yok?..
TÜİKi vazgeçtim!..
Bizim seçilmişlerimiz..
Yani Vekiller..
Emekliye, asgari ücretliye, aylık artış oranını, belirleyen, iktidara!..
Bari siz, bir zahmet edip, sokağa çıkın..
çarşıyı, pazarı, marketi, dolaşın, elinize file alıp, alışveriş yapın!..
Ekmeğin, bir kilo domatesin, peynir, zeytinin fiyatını bir öğrenin!..
Ona göre; el vicdan diyerek, sabit gelirliye hükmü ferman belleyin!..
Ama yok!..
***
Eee!..
Halk deyimidir, altta kalanın canı çıksın!..
Ki, ezilen vatandaş!..
çile çeken, emekli, dul, yetim, öksüz, yaşlı, asgari ücretli!..
Bu ne kadar devam eder bilmem, ama şunu net ifade edebilirim ki; günü geldiğinde bedeli ahali tarafından çok ama çok ağır bir şekilde, ödetilecektir!..
İşte o zaman da müsebbipler için, iş işten geçmiş olacak?!..
Ne diyor, Melikahmetteki İzzet usta!..
Hiç mi vicdan yok!..
Ömer bey, geçen emekli dostlarla hesap yaptık..
Eğer ki, 4 yıl içerisindeki emekliye yapılan zamlar, TÜİKe değil de, sokaktaki gerçek enflasyona, ENAGa göre, rakamlar belirlenseydi; bugün emeklinin maaşı, 40-50 binlerde olurdu..
Asgari ücretlinin de, 80 binlerde olurdu..
***
Bugün emekli ne alıyor. 14 bin 469..
Asgari ücretli, 22 bin 104 lira.. Aradaki uçuruma bak..
İşte gerçek hayat pahalılığı ve enflasyon canavarının sömürgeciliği!..
Yoksullaşıyoruz, fakirleşiyoruz, açlık ve sefaletin girdabında, debelenip, yok oluyoruz!..
Baksanıza, geçtiğimiz yıl 1 milyon 65 bin 27 haneye, devlet gıda yardımında bulunmuş..
Özeti, milyonlarca insanımız gıda yardımına muhtaç!
Geçtiğimiz yıla ait sosyal yardım verilerine bakıyorum!..
2024te 4 milyon 574 bin 684 hane yani 18 milyon 298 bin 736 kişi, sosyal yardımlardan yararlanmış
4 milyon 87 bin 785 eve elektrik desteği sağlanmış!
Geçen yılın Aralık ayında sona eren Aile Destek Programından 3.6 milyon hane faydalanmış!.
***
702 bin 253 haneye doğalgaz, 1 milyon 587 bin 728 haneye kömür yardımı yapıldı
9 milyon 444 bin 458 kişinin GSS primi devletçe ödenmiş.
Bu arada, toplam 252 bin 348 çocuğa ailesinin yanında bakımı sağlanamadığı için yardımda bulunulmuş!..
Tabloya karşı söylenecek sözüm; Allah yar ve yardımcımız olsun..
Başka ne yapılabilir ki, hali hazırda!
***
İMAMOĞLU DİSKALİFİYE OLURSA..
Sahi ya, Ekrem İmamoğlu hileli ve şaibeli yaşam serüveni siyasi koşuda diskalifiye, edicilikle noktalanırsa!..
Şu Cumhurbaşkanı adaylık maratonunda vaziyet neye kamil eder!..
Öyle görünüyor ki; çok ama çok curcunalı bir hal alır!..
Zaten, Mansur Yavaş da böyle bir beklenti, pususunda!..
O düşerse; alternatifsiz kalır..
Tabi, görünen hal-i!
Ekrem yoksa, Yavaş vardır!!..
Ama CHP bu anlık çarkın mimarı olması münasebetiyle, hesaplar değişir!..
Özgür Özel de sahne alabilir!..
Ben varım diyebilir..
Bay Kemali nasıl saf dışı bıraktıkları herkesin malumu!..
Lakin, Ekremin ihtirası var..
Ben değil, O zaman Dilek olsun der mi
Cumhuriyet tarihinde bir ilk kabilinde, Dilek İmamoğlu aday olsun.?!
Ki dün Selvi de, satır arası dikkat çekmişti; işler değişirse, başı çeken olabilir! diye...
Dün İmamoğluna soruldu; bu iddia..
Verdiği cevap; inan ki okuma!..
Bu üslup elbette hoş değil..
Neyse!..
Ah şu diploma mevzusu ah; ne kafalar karıştırırsın böyle...
***
KADINLAR GÜNÜ?.
Kimi haberdar, kimi sıradan bir gün görür..
Kimi de iki yüzlülük, diye tanımlar!.
Kimi de aslı vasfında, yorumlar!
Ama, kimse Kadınlar gününde hakikate odaklanmaz!..
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü..
Kutlu olsun..
Emekçi kadın..
İlk anda, çalışan, mesai tüketen, kapital kazanıma sahip kadınlar akla geliyor..
Ki güne özgü bu minvalde, hareket edilir..
Konuşmalar buna göre yapılır.
Diyeceğim şu ki!..
İlk hatırlanması, konuşulması gereken, ev hanımlarıdır..
En büyük emekçi kadın onlar..
Hayatını ailesine vakıf etmiş emekçilerdir..
Eşine,
Evlatlarına,
Aile müessesesine emeği geçen en büyük bireydir!..
Toplumun, karakterini gösterir..
Kaldı ki; kadınlar annedir, bacıdır, eştir!..
Anne vasfına sahip kadın, inancımıza göre cennet ayakları altındadır..
Velhasıl!..
Kadını ne zaman cinsel objeden çıkarırsak..
Ne zaman, meta olarak kullanma gafletinden kendimizi kurtarırsak!
İşte o zaman; büyük vasfı ikmale getirmiş oluruz..
Öldürülen değil, sevilen çiçek olur, kadınlar!!!..
Öyle değil mi?..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Vebal er ya da geç olsa bile, cehennemin ateşiyle yüzleşecektir!..