VAZİYET NEYE DELALET!…
Eklenme: 7/22/2016 12:00:00 AM

Hal-i vaziyet..

Vuku bulan, "hadiseler" zinciri..

Bilmem..

Nasıl anlatılabilinir ki…

İnsan, şuur kilitlenmesi yaşıyor…

Çünkü, durum..

Yaşanan, yaşatılanlar..

Enva-i hile ve desise ihtiva ettiği için; "kime ne diyesin?!"..

***

Alçaklık mı?… Bilimum..

Kalleşlik mi?… Enva-i…

Canilik mi?.. En canavarcası..

Gaflet mi, delalet mi?

Hıyanetle malul sömürgeci, zalimlik?.. En despotçası..

Hukuksuzluk mu?

Sinsi… Dessas.. Kancıklık mı?

En imansızı!..

***

İşte tüm bu "iğrenç" oluşum..

Ne yazık ki…

Ekmeğimizi yiyen..

Suyumuzu içen..

Vergimizle..

Alın terimizle..

Canımızla, malımızla "var" edebilmelerini sağladığımız; "hainler.."

***

Bunlar…

Cibiliyetlikleriyle..

"Kan" sevici, "insanlık" düşmanı yaratıklardır…

Öyle, Türk mü, Kürt mü?

Ya da, Sünni, Alevi mi diye değil…

Sınıfsal bir akıma hasımlıkları yok..

Varsa yoksa..

İnsanlık ve değerlere karşı; "ihanetlikleri" icra edip yok edebilmektir…

***

Çünkü, "damarlarında" asil bir kan yok!...

Damarlarında!..

Zihinlerinde..

Fikriyatlarında; "fitne ve hasanet kanı" vardır.

Kirli bir kan..

İrin dolu bir vücut..

Devşirme ve neciz bir ahlak sahibi, melhusturlar!..

Ajan..

Ve emperyal yapıların her daim; piyonlarıdır…

***

Salt bugün değil…

Asırlardır.. Bir değil, binlerce asır..

Hep var olabilmişlerdir..

Ve hepte..

Birilerinin nam-ı hesabına; "alçaklıklarını" ikmale getirmişlerdir.

Bukalemundurlar..

Her ortama, her renge, her düşünceye "adapte" olabiliyorlar..

Tıpkı; 15 Temmuz gecesinin "ihanet" aktörleri gibi..

***

Kim kimdir..

Kim beyindir..

Kim el, kim kafa, kol meçhul..

Her "aşağılık" karakter, mevcut.

Ama tek hedef ve gayeleri..

"İnsanlığı" birbirine düşürebilmek, "kan gölü" bir ülke yaratabilmek!..

Evet bunlar, imansız "kalleşler!

***

Dün, kitaplığı karıştırırken..

Elime, Mehmet Akif'in "Safahat" kitabı ilişti..

Karıştırdım..

"Tükürün" şiirine odaklandım..

Okudum..

Okudukça, hal-i vaziyetimizi "filmlendirdim"..

Asırlar gibi; "gözlerimin" önünde, akıp geçti..

Sanki "günümüzü" görmüş, yaşamış gibi kaleme almış..

***

Dinimize..

Milletimize…

Vatanımıza..

Yapılan "şeytan-i" muameleleri ve "planları" aktarıyor..

İçindeki öfkeyi…

Mısralara dökerek, haykırıyor "Tükürün bu hayasızların yüzüne" diye..

Pek tabi ki..

Planlara..

Şeytani, uygulamalara "sessiz" kalanlara da sesleniyor..

***

Şair ne güzel ifade eder..

Der ki..

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır..

Toprak..

Eğer ki uğrunda ölen varsa vatandır.?."

Evet..

Söz'ü Akif'in "Tükürün" şiirine verelim..

Bakalım; "öfkesinden" kim ve kimler nasıl nasip alıyor..

***

TÜKÜRÜN HAYASIZLARIN YÜZÜNE!

Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım:

Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım:

Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim bilmem ki?

Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki!

Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan

Yatıyor şimdi Nasıl yerlere geçmez insan?

***

Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu,

Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu!

Bu ne hicrân-ı müebbed, bu ne hüsrân-ı mübîn

Ezilir rûh-i semâ, parçalanır kalb-i zemin!

Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar:

Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar!

Bereden reng-i hüviyetleri uçmuş yüzler!

Kim bilir hangi şenaatle oyulmuş gözler!

***

«Medeniyet» denilen vahşete lânet eder,

Nice yekpâre kesilmiş de sırıtmış dişler!

Süngülenmiş, kanı donmuş nice binlerle beden!

Nice başlar, nice kollar ki, cüdâ cisminden!

Beşiğinden alınıp parçalanan mahlûkât;

Sonra nâmusuna kurban edilen bunca hayat!

Bembeyaz saçları katranlara batmış dedeler!

Göğsü baltayla kırılmış memesiz vâlideler!

***

Teki binlerce kesik gözdeye âid kümeler:

Saç, kulak, el, çene, parmak Bütün enkaz-ı beşer!

Bakalım, yavrusu uğrar mı, deyip, karnından,

Canavarlar gibi şişlerde kızarmış nice can!

İşte bunlar o felâket-zedelerdir ki, düşün,

Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün!

Müslümanlıkları bîçârelerin öyle büyük

Bir cinâyet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük!

***

Ey bu toprakta birer nâş-ı perişan bırakıp

Yükselen, mevkib-i ervâh! Sakın arza bakıp

Sanmayın: Şevk-ı şehâdetle coşan bir kan var

Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var!

Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza!

Tükürün: Belki biraz duygu gelir ârımıza!

Tükürün cebhe-i lâkaydına Şark'ın, tükürün!

Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün!

***

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!

Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!

Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne!

Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!

Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:

Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!

Hele İ'lanı zamanında şu mel'ul harbin,

"Bize Efkar-ı umumumiyesi lazım Garb'ın";

***

Oda ALLAHI bırakmakla olur herzesini,

Halka iman gibi telkin ile, dinin sesini

Susturan aptalın idrakine bol bol tükürün

Yine hicran ile çılgınlıgın üstünde bu gün,

Bana Vahdet gibi bir yar-ı musaid lazım

Artık ey yolcu bırak, ben yanlız ağlayayım