Vekillerimiz ne yapar?
Eklenme: 10/17/2014 12:00:00 AM

HDP'den, dört.

AK Parti'den de altı Milletvekilimiz var.

Yani toplamda 10 vekil.

Ki içlerinden biri de bakan!

Sayın Mehdi Eker.

Üç dönemdir Bakanlık görevini yürütüyor.

Bu haliyle baktığımızda; hiç kuşkusuz ki Diyarbakır siyasi temsilliyette Meclis'te ağırlıklı gözüküyor.

Pek tabi ki, kentin kendisine özgü "sosyo-politik" duruşu da malumunuzdur.

***

Özellikle, "dışarıya" yönelik verdiği görüntü!

Ve var olan algı çok büyük bir "söz sahibi ağırlığı" gözüküyor.

Şöyle ki;

Ülke sathında görünürdeki söz geçerliliği açısından; ilk beş kent arasında olduğu söylenir...

İstanbul. Ankara. İzmir'den sonra diyen de var.

Nitekim birçok siyasetçimiz zaman zaman ifade ederler; "Diyarbakır hapşırırsa Ankara zattüre olur" diye.

Ki siyasi olaylar bunu kanıtlamaktadır.

***

Bir de metropol bir kentiz.

Merkez ilçe dhil; 17 ilçemiz var.

Bismil. Ergani ve Silvan.

Öyle ki nüfus mevcudiyetiyle, birçok "ilden" daha kalabalık!

Velhasıl, "dış" görünüşümüz böyle "dev" bir görüntü içeriyor.

Ama gel gör ki; "kazın ayağı" hiçte öyle değil.

Tam aksine!

Kadim kent kendi içinde; "perüperişan" durumda.

Metropollüğüyle. İlçelerin, statüsüyle. Siyasi ağırlığıyla; "sahipsizlikler" içerisinde!

Kıvranıp duruyor.

***

Düşünüyorum!

Vekillerimiz müsebbiplikleri hangi noktada?

HDP'liler bilindiği gibi "icranın" başında değiller.

Yaptırım güçleri olsa da muhalifliklerinden gelir...

Ancak siyasetlerinde;

Özellikle Diyarbakır kent merkezi için "iktidar" doğru yapsa da alkış yok, yanlış yapsa da!

Pek alakadar değiller.

Şehre yapılması yönünde ürettikleri bir proje de yok, yerel derseniz, göründüğü gibi.

***

Ama AK Parti için, bunu diyemeyiz.

çünkü iktidardırlar.

çünkü 12 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyorlar.

Ve güçlüler.

İcranın başındadırlar, ortakları da yoktur.

Kamu kurum ve kuruluşları; "kendi emir komutalarındadır"?

Ne deseler o olur?

***

Tabi ki, bu görüntü merkezi hükümete ait.

Ancak, Diyarbakır için durum değişik.

Özellikle, hali hazırdaki vekillerin "varlık ve icra" mekanizmaları olmaları noktasında; safdışılar.

Nedeni de; "söz sahibi" değiller?

Yeterli bir "siyasi baskı" üretme potansiyelleri yoktur?

Yoksa!

Diyarbakır bu kadar hal-i perişanlık yaşar mıydı?

Kurumlar. Daire Müdürleri.

Gelen-giden idareciler büyük bir keyfiyet içerisinde; "har vurup harman savururlar mıydı?"

Sanmıyorum!

***

Şimdi sormak istiyorum!

Ey Vekiller.

Vekilliğiniz, sadece Mecliste parmak kaldırmak mı?

Olmaması gerekir.

Ama proje üretemiyorsunuz.

Bu kentte "katma" değer olma noktasında, hükümet programlarının dışında kendi üretiminiz olan bir projeniz de yok.

Bari "olup-biten" tahribata göz yummayın.

Asilin yetkisiyle; "vekillik" sorgulaması yapın.

Bunu da yapmıyorsunuz?

***

Buradan, birçok konuyu gündeme getirdim!

Yerel gazeteler de dhil.

Mesela bir iki önem arz edici konuyu aktarayım!

Vekiller haberdardır.

Ama bir kez daha haberdar edelim, demesinler bilgimiz yok diye?

Mazeret olmasın.

***

Şöyle ki;

Diyarbakır'ın tarihini "katleden" restorasyonlar?

Surlara. Burçlara. İçkaleye "milyonlarca" lira harcandı.

Bitti, bitecek deniliyor.

Yılan hikyesi. Hala bitmiş değil, ne zaman bitecek meçhul?

Turizm Bakanlığı rapor hazırlamış.

Diyarbakır Surları; "Dünya Miras Listesine" alınacaktı ya?

İşte bunla ilgili hazırlanan bir inceleme raporu.

Vahim tespitler var.

Raporda ne diyor derseniz?

Özetle ve tek satırlık ifade edeyim.

Sur ve Burçların restorasyonunda;

"Yapıtın tarihi kimliği ve belge değeri yok edilmiştir?"

***

Sormak gerekmez mi?

Sizler bu kültür katliamına nasıl izin verdiniz?

Kim göz yumdu?

Neden ve neye karşılık olarak, sessizlik içerisindesiniz?

İnsanlık mirasına yapılan bu zulme kim cevaz verdi?

Sokaktaki vatandaşın dahi görebildiği uyumsuzluğu, neden kimse görmek istemiyor?

Söyleyin!

***

Ya, OSB'deki "Ali Cengiz oyunları".

İl Valiliği raporu ortada.

Ki yılbaşında hazırlanmış; siz vekillerin de durumdan haberdar olduğunu biliyorum.

Ekranlarda, yatırımcı sıra bekliyor diyen sizsiniz.

OSB'ye ek arsa temini için çalışan sizdiniz.

Peki, bu arsalar nasıl bu kadar "aleni bir peşkeşe" gider?

***

Adam sanayiciyim diyor.

Ürettiği tek bir şey yok.

Kapalı alanlarını; "kiraya" vermiş?

Diğeri, "ben yatırım yapacağım ama şimdi değil" deyip, çeyrek asırdır, arsa işgal ediyor.

Yılda üç ay çalışıp. 9 ay sırt üstü yatan yatırımlar?

İşgal edilen arsalar.

Nerde kaldı; Diyarbakır'ın "sanayisini geliştiren, istihdamına çözüm üreten" OSB'nin OSB'liği.

***

Bilmem, bu iki örnek yeter mi?

Yoksa saymaya devam edeyim.

Milli Eğitim'in hali.

Karayollarındaki keyfiyet arzı; ihaleler!

Tarım.

Hele ki, Tarımsal Araştırma.

Ya Kentsel dönüşümle nam yapan, çevre ve Şehircilik İl müdürlüğü.

Peki ya Sağlık!

Bütçesi, yüz milyonlara sahip, DSİ 10. Bölge Müdürlüğü.

Durdurulan projeler.

Daha sayayım mı sayın vekiller?

***

Al birini vur ötekine.

Dökülüyor.

Şaibeler almış başını gidiyor?

Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Peki, siz sayın vekillerimiz, siz ne yapıyorsunuz?

Asli göreviniz olan; "bu vahim" perişanlığı sorgulamanız gerekmez mi?

Dur demeniz lazım değil mi?

***

Diyemezsiniz!

çünkü o kudret yok.

çünkü Diyarbakır'a bir idarecinin "atamasında" bile söz sahibi değilsiniz?

Diyebilir misiniz ki;

"Biz bu idareciyi görevden aldık, onun yerine bunu atadık?"

Yok, diyemezsiniz?

Bir örnek dahi veremezsiniz?

***

Evet, AK Partili vekiller ne olur biraz "sirkelenin".

Bilin ki.

Bu saydığım olumsuzlukların.

Ve sizlerin de; "yetersiz" kalışınızın faturası; "size kesildiği" gibi vebal sahibisiniz de.

Onun için, biraz" duyarlılık, biraz "vekillilik" diyorum?

En önemlisi de biraz; "birlikteliğiniz" olsun.

***

Burada HDP'li Vekillerimize bir çift sözüm var.

Kürt Siyasal Hareketine "endeksli" politikanıza eyvallah.

Ama biraz da;

Diyarbakır'ın "günlük hayat" koşullarıylan da ilgilenin.

Demokrasi. İnsan Hakları. Özgürlük!

İyi de.

Bilinmelidir ki, hayat bulabilmesi için, yukarıda saydığım olumsuzlukların da "bertaraf" olması gerekir.

***

Velhasıl.

Vekillere eleştirimiz, sitemimiz bizden değil, kadim kentten gelmektedir.

Biz sadece aracıyız.

Onun için de vekillerimize diyoruz ki!

Asli görevleriniz için; ha gayret!

Cumanız mübarek olsun.