Vallahi ne diyeyim?.. Okur sorusuyla ikmale geldi; vekillerimiz nerde? diye!.. Eee, denir ya emir büyük yerden gelmiş!.. Bizim için de okurun her sözü, ifadesi ve sorusu buyruk ihtiva ettiği için; soruyorum!..
***
Yerel yönetimin tepe isimlerini.. Vali ve Belediye Başkanlarını.. Seçilmişi, atanmışı olan yöneticileri şu Kovid-19 evresinde sahada görüyoruz.. Ki kimi zaman da partilerin teşkilat mensuplarını!..
***
Gerek sorunların çözümü, gerekse moral ve motivasyon açısından; sahadalar..
***
Ama gel gelelim ki; bizim seçtiğimiz, meclise gönderdiklerimiz nerede?!.. Diyarbakırın 12 Milletvekili var.. 3 İktidar, 9 HDP.. Okur sorusu şu; vekillerimiz nerede, haber alamıyoruz?..
***
Yani sağlıkları ne alemde.. İyiler mi? Pozitif, negatif bir durumları var mı? Yüzlerine hasret kaldık.. Özledik, onları.. Bir yüzlerini görebilsek
***
Vallahi, bu hasret kokan sözcüklere vekillerden ne cevap gelir bilmem? Ama bendeki tahmin şu! Vekillerimiz seçmenlerini, seçim bölgelerini düşündükleri için; sevip saygı gösterdikleri için, onların nam-ı hesabına kendilerini karantinaya almışlar..
Yani virüse karşı siperdeler!...
***
Neyse, benden size kesin bir haber!.. Hal-i hazırdaki seçilmiş vekillerimizin maşallahı var, hepsi siyasi faaliyetlerindeki gibi negatifler?.. Yani pozitif değiller
***
DEMOKRASİNİN VAZGEçİLMEZİ!
Pardon!.. Neyin vazgeçilmezi imiş o! Açıklayayım! Deniliyor ya!
Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır diye!
***
Kim demiş? Vallahi kim demiş bilmem.. Ama bizim Tamer yine çakmış lafı
Bilakis, siyasi partiler demokrasinin artık en kolay vazgeçilebilir unsurları oldu?..
Eee, haksız mı yani!
***
İttifaklara? çatılara? Arka Bahçelere..
Ve tabi ki, vekil transferleri?
Vaziyet bu iken..
Partilerde; bir ilke, bir kaide, bir kural, bir mefkure bırakıldı mı, kaldı mı
***
Neyse! Zaten, demokrasi de kime göre, neye göre demokrasi koduna girdiği için!
Saldım çayıra diyelim!
***
ATATÜRKÜ Bİ RAHAT BIRAKIN YA!
Yetti ya yetti!.. Bi huzur verin, bi rahat bırakın, bi çekin gidin ya! Ne bu pişkinlik, iki yüzlülük, çirkinleşme haliniz?
***
Cemşit pilavı gibi her mevzuda, her olup-biten hadisede illa ki Atatürkü işin içine dahil ediyorsunuz.. İlla ki meramlarınıza kalkan yapıyorsunuz!
***
Olup-olmadık mevzuları akla ziyan bir şekilde en basit bir ifadeyi dahil, kerameti kendinden menkulcasına evirip-çevirip, Atatürke hasımlık diye, tartışma konusu ediyorsunuz
***
İşte, son tangonuz!.. Diyanet İşleri Başkanı Erbaşın Ayasofya camiindeki irad ettiği hutbedeki sözcüklerini, cımbızlayıp, şuursuzca, iğrenç bir ifadeyle Atatürke lanet gibi sunma rezilliği Ayıp, çok ayıp!
***
Bu anlayışınızla Atatürkü koruduğunuzu mu sanıyorsunuz? Ya da Atatürkü sevdiğinizi mi?.. Tam aksine.. Siz Atatürke saygı göstermiyorsunuz?.. Siz, Atatürkün ön görülerini gölgeliyorsunuz?
***
Siz, Atatürkün ismiyle mirasyediler gibi; onu kendinize ticari ve siyasi kazanç, rant basamağı yapıyorsunuz!.. Ve bunu yaparken, milletin Atatürke olan sevgisine, muhabbetine suikast yapıyorsunuz?.. Etki-tepki noktasında, kategorize ediyorsunuz!..
***
Öyle inanıyorum ki, Atatürk yattığı yerden başını kaldırdığında, ilk yüzüne tükürecek olanlar sizler olacaksınız! Ve şunu size söyleyecek, Ben sizin bildiğiniz Atatürk değilim..
***
Velhasıl.. Şunu iyi bilin ki.. Bu millet; Atatürkle uğraşılmasını, sürekli tartışma konusu edilmesini, dil uzatılmasını, siyasi mevzulara konu edilmesini, şu veya bu şekilde polemiklere alet edilmesini istemiyor, seviyor, karşı duruyor.. Yapana da, edene de; tepki koyuyor!
***
CHPDE BİR BAŞÖRTÜLÜ!
İlk duyduğum an, ağzımdan dökülen sözcük şu oldu? Hey gidi CHP hey! Nereden, nereye?..
***
Öyle ya bu CHP değil miydi ki en radikal şekilde Başörtüsüne karşı direnç gösteren!.. Yasağı savunandı..
***
Hele ki, Başörtüsüne Özgürlük sağlayan AK Partinin, düzenlemelerini Anayasa Mahkemesine götürüp, iptal ettirendi!
***
O hafızalarda silinmeyen.. Ki tarihe en antidemokratik tavır ve müdahale olarak geçen kara leke!.. Başörtülü Milletvekili Merve Kavakçının yaşadıkları
***
Toprağı bol olsun Bülent Ecevit!.. Meclis kürsüsünde ne diyordu, Kavakçının başörtüyle Meclise girdiği an.. Bu hanıma haddini bildirin diye meydan okuma hali!
***
Üniversite kapıları önünde oluşturulan ikna odalarının kurucusu CHP! İşte Ayasofya üzerinden, Hilafet, Halifelik gibi algı üretici siyaset icra ederken!
***
Sevgi Kılıç isimli genç başörtülü bir bayan, Parti yönetimine seçildi!! Hem de rakiplerine fark atarak
***
CHPnin dünüyle, bugününü kıyasladığınızda, vaziyet der demez, insanı derinden derine şaşırttığı gibi sorgulatıyor da! çünkü; bir ilk..
***
Tabi, bu ilk ve şaşırılan durum; Başörtülü bir yöneticinin CHPde olması değil.. Kafa yoran, CHPde ilk kez başörtülü bir yöneticisinin olması!..
***
Kılıçın CHPde bir ilk olarak yönetime gelmesi; parti içi iç barışı sağlamaya yönelik mi, yoksa, milletle barış yoluna girmeye dair mi?..
***
Galiba bu soru, Başörtülü Kılıçın, CHPnin tepe yönetiminde yer alıp, almamasıyla yanıt bulacak.. Genel Başkan Yardımcılığı, mesela!?.
***
GÜNÜN SÖZÜ
Ne melem bir şeymiş bu demokrasi, her vücuda oturur!..