Yeni;
Eğitim sistemi, yani 4+4+4 yapılanması.
Sistem, içerik ve özü itibariyle birçok yenilik ve kazanım sağladı.
Buradan,
Bir kaz kez dile getirdim; tarihi bir reform niteliğinde, yeni sistem!
Şöyle ki; Din eğitiminin önü açıldı, Mesleki eğitim özendirildi, Bölümler arasındaki kat sayı ve benzer adaletsizlikleri ihtiva eden, bir çak tabu yıkıldı.
Tabi, eksik yönleri yok değil; var!
O da derler ya; hani bunun alt yapısı?
***
Aslında, bu soru bugüne özgü tabloya atıf değil.
MEBin, var olduğu tarih itibariyle, vaki ve cevapsız!
Hastalık; alt yapı ve sorunlara pratik çözüm getirecek idareci sorunu.
Hesap hatası.
Nasıl ki;
Yanlış hesap Bağdattan döner diyorsak.
Milat olarak, kabul ettiğimiz sistemin de altyapı ve insan figüründe, yanlış hesap var.
Özellikle, idareci konumundaki zevatın pratik çözümsüzlüğü, telafisi mümkün mevzulara yol açmaktadır.
***
Şöyle ki; 4 yıllık ilk kademe hariç.
Diğer; kademelerdeki tüm öğrencilerin geçen yıl okudukları okullar değişti.
Tabi, okullar da; kademeler açısından, değişti.
Böyle olunca da; okula devam eden veya yeni başlayan binlerce öğrenci, oturdukları semtlerin çok uzağındaki okullara verildi.
Ki bu değişiklik;
Özellikle yoksul insanların yaşadığı yerlerde bir misli daha fazla sıkıntı ve çileye dönüştü.
Öyle ya; Veliler uzak mesafeden dolayı servis tutmak zorunda.
çocuğunun; rahat ve güvenli okula gidip-gelmesi için.
Peki; servis ücreti verebilecek maddi gücü olmayan ne yapacak?
Okullar açılalı,
İki hafta olmadı gelen tepkiler doğrultusunda görüyorum ki.
Birçok anne ve baba çocuklarını okula götürüp-getirmek için ak ile karayı seçiyor.
Tabiri caizse; hırlısı var, hırsızı var, trafik canavarları var!
çocuklar eve gelene kadar anne ve baba perişan oluyor.
Acaba çocuğumun başına bir şey geldi mi diye.
***
Dedik ya;
Pratik çözüm getirecek müdürler çıkmazı var.
Bundaki kastımız elbette okul yöneticileri olmayıp il ve ilçe müdürlüklerindeki idarecilerdir.
İdarecinin görevi sadece kanunları uygulamak değil, günün ve bölgenin coğrafik koşullarına göre çare üretmektir.
Ne var ki; Diyarbakırda bu pek mümkün değil.
***
Bakınız;
Bana elektronik posta gönderen Öğrenci Velisi Engin Caynak?
Neler anlatmıyor ki?
Ki benzer aldığım bir hayli, telefon ve masaj da var.
Sizinle paylaşacağım bu mesaj sadece bir kişinin değil.
Binlerce kişinin bana göre ortak sorunu ve yakarışıdır.
Şöyle diyor Caynak.
***
BİR-BİNLERCE- VELİNİN TEPKİSİ?
Merhaba;
Ben, bu hafta İmam Hatip Ortaokuluna başlayan bir öğrenci velisiyim.
Diyarbakırda 6 İmam Hatip Ortaokulu açıldı.
Üçkuyular TOKİde oturuyorum ve bana en uygun okullar; Ş.Y. Bahtiyar Er ve Ş. A. Güner Ekici Ortaokulu.
Kendim kızımı, komşum da oğlunu; Ş.Y. Bahtiyar Er İmam Hatip Ortaokuluna belli nedenlerden ötürü tercih etmek suretiyle kayıt yaptırdık.
Eğitim saatleri nedeniyle servis bulamıyoruz.
Sabah, komşum kendi aracıyla çocukları okula götürüyor.
Öğleden sonra 14.10da çıkan çocukları da kendim, işyerinden izin alarak gidip almak suretiyle otobüs durağına götürüp evlerine gönderiyorum.
***
Tahmin edeceğiniz üzere bunun kışı, yazı vs. var.
Ve bu böyle sürecek olursa çok yıpranacağız.
Okul idaresi son derece anlayışlı ve ellerinden geleni esirgemedikleri halde; servisler çıkış saatinin hiçbir servis firmasına uymayacağını belirterek taşımayı kabul etmiyorlar.
Aslında okul idaresinin bir çözümü var. Ancak yetkileri olmadığı için yardımcı olamıyorlar.
İmam Hatip hususunun bizim ve siz kıymetli gazeteniz için ne denli önemli olduğunu bildiğimiz için sizlere yazıyorum.
***
İşittiğim kadarıyla birçok veli, servis sorunu nedeniyle kaydını silmek zorunda kalmış.
Ben TOKİde de otursam çocuğumun İmam Hatip Okuma hakkı olduğuna inanıyorum ve davamdan inşallah vazgeçmeyeceğim.
Milli Eğitim Müdürlüğünün okul idareleriyle istişare yapmadan yaptıkları bu ders saatleri uygulamasının derhal düzeltilerek; veli ve öğretmenlerin razı oldukları ve öğrenci servislerine denk gelecek bir sistem oluşturmalarını istiyoruz.
Kğıt üzerinde ailelerin ve çocukların geleceklerini etkileyecek bu tür kolaycı işlemlerden vazgeçmeleri gerektiğini bilmelerini ve mağduriyetimizin hemen giderilmesini talep ediyoruz.
***
Evet, velilerin bu mayandaki ortak sıkıntısı bu.
Bizden de, buradan mevzuuyu dillendirmek.
Pek tabi ki; muhatapları sorumlu olmaya ve sorunu da çözmeye davet ediyoruz.
Haydi; çözün bu işi.
Veliler, okula giden çocukları için, korku-endişe içerisinde eli yüreğinde olmasın.
Oh diyebilsin.
Bilsin ki; Oğlu-kızı okuluna güven ve huzurlu bir şekilde gidip-geliyor.
***
ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER!
Bir de yeni sistemin getirdiği öğretmen açığına rağmen atanamayan öğretmen adaylarının isyanı var.
Bununla ilgili de Sercan Eke kardeşimizden, kendisiyle aynı kaderi paylaşan bir elektronik posta aldım.
Bir yandan ilk ve orta dereceli eğitimi 3 kademeli yapıp ders sayısını artıracaksınız ancak öğretmen açığı devam edecek.
Ve binlerce öğretmen adayı bir umutla beklemesine rağmen atanacak öğretmen sayısını artırmayacaksınız?
Tabiri caizse;
Bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz diyerek sözü Sercan Ekeye bırakıyorum.
***
Atanamayan Öğretmenler 2012 KPSS puanıyla yapılan öğretmen atamalarının yıl içerisinde yalnızca tek sefer yapılması biz öğretmen adaylarını ve velileri oldukça üzmektedir.
Geçen yıllarda yapılan atamalarda KPSS puanları, bir sene içerisinde en az 2 defa kullanılmıştır lakin Sayın Milli Eğitim bakanımızın beyanatları bu sene bu puanın sadece bir kez kullanılacağı yönünde olmaktadır.
Yani bu beyanatlara göre, bu sene tek atama olacaktır.
Bu durum, yeni yürürlüğe giren 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte oluşacak yüksek öğretmen açığıyla beraber, eğitimin mevcut kalitesini oldukça düşürmesi kuvvetle muhtemeldir.
***
Bu durum göz önüne alındığında Kasım yda Şubat ayında öğretmen adayları için ek atama yapılması oldukça isabetli bir karar olacaktır.
Bu sayede küsuratlarla atanamayan ve dolayısıyla yetersiz puan aldığı için açıkta kalan öğretmen adaylarının mağduriyeti giderilecek.
Benim gibi ekonomik özgürlüğü elinde olmadığı için evlenip aile kuramayan yüzlerce hatta binlerce öğretmen adayının hayatı olumlu yönünde değişecektir.
Medyada kendisine zamlanmış yumurta kadar bile değer verilmeyen öğretmen adaylarının bu durumunun sizin tarafınızdan gazetecilik etiği açısından dikkate alınıp değerlendirilmesini bekliyoruz.
Umarım bu sesimizi sizlere duyurabiliriz.
***
Ne diyelim;
Eke gibi,
Binlerce üniversite mezunu, öğretmenlik hayaliyle işsizler ordusuna dahil.
Yaş gelmiş;
30a hala, anne-babanın kazancıyla geçiniyor.
Ki ülkemizde,
Öğretmen acığı mevcut işsiz öğretmen sayısıyla eş değer noktada.
Köklü bir çözüm şart.
Buradan Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçere.
Siyasileri,
Hükümet kurmaylarına, muhalefete duyurulur.