VİCDANIMIZ DUYMAKTADIR..
Eklenme: 2/23/2008 12:00:00 AM

Ön yargılı olmak..

Ya da peşin hükümlü davranmak..

İki ucu keskin bıçak misali..

Derin bir ruh erozyonuna sahip..

İnsanın geninden mi, yoksa çevresel faktörden mi geliyor?

Bilinmez..

Bu konuda bilimsel bir veriye sahip değilim..

Ancak bilinen gerçek, ruh yapısının' erozyona uğramasının ana arızasıdır..

Ve bu durum, insanoğlunun yaşam' düşmanıdır.

Hele bir de, hastalık' halini alırsa..

Yani bağımlılık arz ederse..

Vay haline..

Zihnine sirayet ettiği andan itibaren, artık tehlike' kaçınılmazdır..

Hata yapma, kendisine ve çevresine derin' ve telafisi mümkün olmayan yanlışlar' yüksek bir performansla kendini göstermeye başlar..

***

Kuşkulu ruh hali..

Zihnine akan bilgiler öyle bir hipnozla hareket eder ki, en yakınındaki kişiden tutun da, hiç tanımadığı kişiye kadar, olup-bitenle alakalı ön yargıya' dayalı kararlar verir..

Bu performansında;

Onun için doğrular önemli değil..

Hatta yanlışlar bile önemli değil..

Tek ve düşünülen durum onun karar mekanizmasıdır..

Bu da onun için istenilen ve aranan zihnine sirayet eden ön yargısıdır'..

Sonuç onun için farklılık teşkil etmez..

Önem arz eden onun o anki kararıdır..

Durum böyle olunca da, her vaka çözümsüzlük ağında cebelleşiyor. ..

Zaten böylesi yaşam karakterine sahip olan kişi için de en kötü durum saplantıdır..

Bu saplantı, yaşanan ve karşılaşılan mevzu üzerine gelen bilgilerin teste' tabi tutulması imkânı varken, buna eğilim göstermez...

Hem doğrunun hem de atılan ve erozyonu oluşturan yanlışın sınama' imkânı varken. bunu paronayak düşünceye kurban ediyor olmasıdır onu ön yargılı kılan....

Dış görünüş veya bir anlık konuşma..

Anlamsız olmasına rağmen bu durum onun için bir veridir...

Ve ulaşabileceği kararın gerekçesidir.

Bu veri zihnindeki mekanizmada bir anda, ön yargı' karakteriyle, hüküm vermektedir.

Yüzeysel ve ezberden..

***

Bugün toplum olarak böylesi bir zihniyet' yıkımı içerisinde bulunmuyor değiliz.

Gerek günlük yaşanılan vakalar gerekse de yaşanabilecek mevzularla alakalı peşin hükümle' yargısız infazlar yapılmakta..

Sağduyudan uzak, mantıksız bir kurguyla..

Saplantılar kompleksiyle, yık yıkabilirsen..

İftira ve bühtan kaçınılmazdır..

***

Neden bu kadar ifadeler sıraladığımı merak etmişsinizdir?

Kim ve neye dayalı diye?

Haklısınız..

Buradaki ifadelerimin ana hedefi hem toplumsal, hem bireysel.. Hem de, bir süre önce de buradan zikrettiğim bir mevzuya dayalı..

Hani derler ya, her şerde bir hayır, her vakada bir ders-i ibret' vardır diye..

Üç gün önceki yazımda vurgu yapmıştım..

kişi karakteri' diye..

Yani yaramaz' adam diye, çıkıştığım kişiyle münhasır vaka..

Çünkü o gün ziyaretime gelen zat-ı bürokrat' hiç alakası olmayan bir kişi' hakkında ön yargılı' tavırla yargısız infazda bulunmuştu.

Ve kendisine şöyle sormuştum;

Bu kanıya nereden vardınız diye?

Hiç bir veri ortaya koymadan.. Delil sunumu yapmadan sadece zihnine akan kirli veriler' doğrultusunda, peşin hükümlü davranmıştı.

Bu duruş ve karakter yapısı üzerine, Asıl yaramaz insan sensin' deyip, uğurlamıştım.

Önceki gün zat-ı bürokratın tu kaka' dediği şahısla tanışmaya nail oldum..

Sordum; Bu husumet nedir?' diye..

İki kelimelik bir cevap aldım..

Ama derin ve mana itibariyle büyük bir ifade;

Paranoyak bir insan'!..

***

Sonuç itibariyle, belki ilk karşılaşma ve ilk intiba kişi üzerinde ön yargı' oluşturabilir.. Bu gayet doğal ve normaldir..

Ancak normal olan bu ilk yargıyı çürüten ve bizi doğru tercihle buluşturan, gerçeği görmek ve kabul etme erdemliğinde bulunmaktır.

Ama her şeye rağmen, ön yargı' saplantısında ısrarcı olmak, onun ekseninde bulunmak, sağlıksız olduğu gibi, patolojik bir vaka oluşur..

Bu vakanın sahibi ne vicdani ne de insanidir..

Anlayan anlar.. Düşünen çakar, vicdan ve insan olma vasfının her şeye kadir olduğunu bilen, bilir..

Çünkü niyetimizin ne olduğunu dilimiz ikrar etmese de vicdanımız duymaktadır..

Güzel bir hafta sonu dileğiyle..

***

SERBEST KÜRSÜ'DE BULUŞALIM

Sevgili okurlar.

Sizlerden gelen fikir ve düşünceler doğrultusunda burada;

"Serbest Kürsü" oluşturmak istiyorum.

Belli zaman dilimi içerisinde; yerelde ve genelde, yaşadıklarınız, gördükleriniz, ya da görmek istemedikleriniz noktasında sizlerden gelen mevzulara "Serbest kürsü" adı altında yer vereceğiz.

Dileyen herkes buradan yerel yönetimlerin çalışmalarını, bu çalışmalara ilişkin eleştirilerini veya memnuniyetini, şehirde, mahallede tespit edilen sorunlarını ve elbette yapılan hizmetleri, kazanımları, seçim sürecine girilirken, iktidar, muhalefet bakışıyla değerlendirmelerini, iktidara ya da muhalefet etmeye yönelik eleştirileri kamu kurum ve kuruluşlarının işleyişlerine ilişkin görüş ve önerilerini bize ulaştırabilir.

Çoğu kez, okurlarım veya eş-dost, ahbap sohbetlerinde. Hatta alış-veriş esnasında, yolda bile yürürken birçok vatandaş söylenir "Bu konuyu bi yazsanız" diye.

İşte bu "eksikliği" giderme anlamında, buradan sizlere "Serbest kürsü" bölümünü açıyoruz.

Sizden gelecek mesajların yoğunluğu noktasında aktiflik görecek olan "Serbest Kürsü" bölümüne göndermek istediğiniz, "mevzu ne ise" lütfen, okunaklı, anlaşılır ve biraz da, edebi ifadelere yer verilmesi önemlidir.

Yer almasını istediğiniz yazılarınızı doğrudan ya da posta, mail veya faksla gönderebilirsiniz.

Gerek benim köşemdeki adres ve gerekse gazetenin künyesinde yer alan, "iletişim" ağlarıyla bizlere ulaşabilirsiniz.

Katkılarınız için şimdiden teşekkür ediyoruz.

Ulaşabileceğiniz adres ve telefonlar..

İstihbarat; 0-412-2281684

Santral; 0-412-2248700 (3 hat)

Faks; 0-412-2248777

Elektronik posta;

omerbuyuktimur@hotmail.com

omerbuyuktimur@diyarbakirsoz.com

buyuktimur@ttmail.com

Mektup Adresi;

Azizmahmutoğulları Cad. Altındağ Apt.

Kat; 1 No-5

Yenişehir/DİYARBAKIR