İnsanlık suçu.
Savaş suçu.
Dikta, zulmü,
Esed vahşeti.
Suriye'de soykırım!
Şu ortaya çıkan "binlerce" fotoğrafla isimlendirilemez!
Önem arz edici de değil.
***
çünkü bir kere küresel dünya kör!
Vicdanlar!
Kalpler.
İnsanı "bakışta" körelmiş!
Dinler de,
Diller de,
Irklar da, "kapıları" kapatmış!
***
Suriye'de üç yıldır yaşanan ne?
Kimyasal katliam mı?
Toplu infazlar mı?
Varil bombalar mı?
Nişancı askerlerin "birebir" infazları mı?
Kaç bin kişi, öldürüldü?
Ya yerinden, yurdundan edilenler.
Komşu ülkelere sığınanlar.
***
Bunlar "ulu orta" yaşanmadı mı?
Görüntüler.
Resimler.
Yaşayanlar bire bir, gösterip anlatmadı mı?
Sanki dünya efkr-i umumiye bunları bilmiyor mu?
Görmedi mi?
İlk kez bu resimlerle, duruma vakıf olunuyor?
Yok ya!
***
Aslında;
Utanç verici!
İnsaniyet namına, "kahpece" alay etmektir.
"Yok ya bunlar mı, Suriye'de oluyor?
Esed.
Kendi halkına "üç yıldır" eziyet etmiyor.
Babasıyla birlikte; 40 yıldır "aynı vahşeti" dikta ve baasçı zihniyetiyle icra ediyor.
***
Kürtler!
Esed zulmünün "en dehşet" verici inkrını yaşadı.
çünkü "ne kimlik verdi, ne de var olduklarını kabul etti".
Onun için.
Ortaya çıkan fotoğraflar.
Ki 55 bin resimden söz ediliyor.
***
Cezaevindeki; "infazlar".
İnsanların aç bırakılarak,
İşkence edilerek,
Yakılarak,
Telle, kayışla boğularak öldürülmeleri.
çocuk, kadın, yaşlı, erkek demeden, katledilmeleri!
***
Bakın.
Nasıl bir kin, nefret ve göç demiyorum!
çünkü!
İslam ülkelerindeki, son 40 yıllık "iktidarlara" bakın!
Irak. Suriye Mısır. Tunus.
Libya ve Ürdün!
Afganistan ve Pakistan dhil olmak üzere!
Ki Türkiye'de kısm-i olarak, benzerlik içeriyor.
***
Hepsinde;
Yönetimsel olarak; "Baasçı" bir dikta anlayışı vardı.
Varlıkları.
İktidarları.
Vesayetçi, kimliklerinin tahakkümü!
Tek çeşmeden beslenirdi.
O da; "baskı, şiddet ve kan çeşmesi".
***
Dün Cenevre2 konferansı vardı!
Konu; "Suriye" idi.
Herkes konuştu, bir şeyler "meram" etti!
Ama kimse!
İnsanı ve vicdanı bir beyanla; "kan ve çatışma dursun" demedi!
Bilaistisna herkes şunu ifade etti.
"Esed gitsin mi, gitmesin mi, yeni iktidarda yer alsın mı, almasın mı?
Pişkin bir dünya!
***
Breee gafiller.
Suriye "kan" gölü!
İnsanlar açlık ve sefalet için, "birbirinin" etini yemeye başladı.
Yüzbinlerce ölü var.
Coğrafik "çetevari" bir iktidar "buldozer" gibi, insanları katlediyor.
Birleşmiş Milletler.
NATO.
Ve ABD hala da "pişkin" duruşlarıyla seyirci!
***
Diyeceğim!
İnsanlıkla alay ediliyorsa,
Vicdanlar,
Kalpler körelmişse,
çağdaş muasır medeniyet dünyası(!) "bukalemun" olmuşsa!
Ve yer küresinde; "İslamiyetin" dışında, dinlerin hükümranlığı organize ediliyorsa!
***
Siz.
Suriye'de 55 bin değil.
55 milyon "vahşeti" resimleyen fotoğraflar ortaya koyun!
Faydası olmaz!
çünkü bir kere; "o kanın" kurgusuyla birileri, palazlanıyor!
Bakın.
Bir kaç gün içerisinde, "bu resimlere" kulp bulacaklar.
***
Nitekim!
Vampir Esed'in Savunma Bakanı konuştu.
"Resimler" bize ait değil.
Yani kurguymuş!
Hatırlarsanız, "kimyasal silahla" 120 kişinin katledildiği olayla ilgili olarak ta, aynı beyan söz konusuydu.
Anlayacağız; insanlık arkadan hançerleniyor.
Yani, insanlık "kelimeden" öteye gitmediği müddetçe hal-i vaziyet hep böyle olur!
***
Yargı'daki deprem!
Öyle ya.
Diyarbakır'a da uzandı.
Sayın Başsavcı İlker çetin alındı.
Uşak'a Başsavcı Vekili olarak atandı.
17 Aralık "paralelliğinden mi".
Yoksa tasarruf kaynaklı mı bilemiyorum.
Ama!
Her ne kadar, çok fazla da tanışmışlığım yoksa da.
***
Özellikle!
Şu faili meçhul cinayetlerle ilgili "son dakika" davaları.
Lice Katliamı.
Kulp vahşeti.
Hele ki, "tozlu raflardaki" 10 bin dosyayı aşağı indirmesi.
Savcılara "bölüştürülüp" gereğinin yapılması için, gayret göstermesi
***
En önemlisi!
Öncekiler gibi "hakkında" şaibe üremedi.
Ne diyelim.
Elbette ki, "verdiği hizmet ve bıraktığı intiba" ile unutulmayacak.
***
Bu arada;
Yerine Ramazan Solmaz atandı.
Düzce Cumhuriyet Başsavcısı.
Aldığım istihbarata göre; "sosyal" bir şahıs.
Tabi ki, görev sorumluluğunda ise tavizsiz.
Velhasıl.
Hayırlı uğurlu olsun!
Sayın çetin'e güle gele diyelim.
Sayın Solmaza da, hoş geldiniz diyelim.