YARGI EKSENİNDE; HAFTANIN BAŞLIKLARI?
Eklenme: 10/25/2010 12:00:00 AM

Haftanın sıcak başlıkları; Yine "baş döndürücü" bir trende sahip! Hadisenin "enva-i" türlüsü mevcut. Hani bir söz var; "hangisinden başlasak" diye! İnanın; Aynen de öyle bir hal var. 24 saatlik bir aradan sonra "vuku" bulan mevzuların hangisinden başlasak diye! Aslında; Hadiselerin "özü" aynı. Geçen hafta da, daha önceki haftalar da; "aynı" açmaz. Ama ne var ki; Bu açmaz ve aşılmaz olayların ne hazin ki "ürettiği" etkenlerin ağıyla boğuşuyoruz. Mesela; Yargı! İç dokusuyla; "yaşanan ve yaşatılan" bugüne özgü değil. Yıllardır "vuku" bulan manzumeleri ihtiva etmektedir. Lakin oluşan; Bu manzumenin "içtihadındaki" çürük yapının giderek dışa vurmasıdır.

* * *

ÇETELERİN İÇ YAPILARI? Deriz; "Adaletin kestiği parmak acımaz!" Ve bu sözü; "kutsal" sayarız. Ne var ki; "ulu orta" dökülen çürük doku artık çığlık çığlığa "acır" deniliyor. Çünkü Hakka, hukuka ve hakkaniyete "uygun" bir nizam icra etmiyor. İşte; İstanbul ve Ankara eksenli ortaya çıkan "Rüşvet" ve "kaçak karar" verme rezaleti. Kimler yok ki; gözaltına alınanlar arasında. Düşünün; Yıllarca "yargının" en tepesinde görev almış kişi ve kişiler. Kadın, para ve rant üçgeniyle; "adalet" sözde tecelli ediliyor. Güvenilir mi? Yine; İstanbul, Ankara ve Erzurum üçgenindeki "rüşvet, fuhuş, zorla senet imzalatma" çetesi. 82 kişi gözaltında. Kimler var; Emniyet Müdürü, Polis, Avukat! Diğer yanda; fuhuş kepazeliği.

* * *

HSYK'DA YENİ DÖNEM!

Velhasıl; Bilumum bir kokuşmuşluk hâkim. Gelelim; HSYKnın yapısı. Ve YARSAV'ın bu kulvardaki "gelenekçi" dayatması. Yeni üyeler dün mazbatalarını aldı. Bugün de, "yeni görevlerine" start verecekler. Ama yoğun bir çalışma temposu bekliyor; Özellikle Yargıdaki "idari kadroların" atamaları var. Ciddi bir sirkülasyona vesile; bakalım HSYKnın geçmişteki "keyfiyeti" tekrar zühul edecek mi? Ha! YARSAV'ın "demokrasinin" nimeti olan seçimi iptale ilişkin YSKya yaptığı başvuru. Neyse! YSK doğru kararı verdi; "iddialar" mesnetsiz ve geçersiz diye!

* * *

KCK'DA DURUŞMAYA DEVAM!

Ve bugün; KCK! Cuma gününden devam! İddianamenin özetinin özeti okunacak. Biter mi, bitmez mi belli değil. Lakin 4 günde; 900 sayfa okunmuşsa. Demek ki; 12 Kasım'a kadar ancak biter. Buarada, "tahliye" istemine ilişkin; Mahkemenin verdiği red kararına "kaçma ve delilleri karartma" gerekçesi sunması. Kaçma tamam. Ama delillerin karartılması biraz garip. Yani; mahkemenin henüz ulaşamadığı ve tespit edemediği "deliller" var? Muamma bir durum!

* * *

Önemli bir gelişme; Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk cephesinde var. Malum. Anayasa değişikliğiyle birlikte; Milletvekilliği düşen Türk ve Tuğluk için "milletvekilliklerinin" iadesi yönünde şans doğdu. Salı günü; Hasip Kaplan bu yönde Meclis Başkanına başvuracaklarını açıkladı. Yani; Yasama dönemi sürdüğü için Bağımsız olarak Meclis'te yer alabilirler. Tabi bu noktada Meclis'in siyasi tavrı. Ve Meclis Başkanı Şahin'in "görüş istemi".

* * *

ŞU ÜSKÜL İHRAÇ EDİLMELİ?

Bir ayrıntı da; Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Üskül'ün başörtüsüne yönelik "tehditvari" açıklaması. "Çocuğuna 'başörtü' baskısı yapan veliden çocuğunu devlet alabilir" diye! Sizce; "hangi akla ve düşünceye" hikmet bu tehdit! Düşünün; CHP gibi "katı kuralcı" statükonun baş kahramanı bile "Başörtüsüne" karşı uzlaşı ve esnek siyasete meyil verirken. Batman'da, Kadın Kolları Başkanı Asuman Çakmakçı Başörtülü bayanlarla poz verip "Kim nasıl giyinirse giyinsin" derken! AK Parti bu eksende "mücadele" sergilerken. İktidarın mensubu "Üskül" bu düşünceyi; ihtiva ediyor. Galiba; İnsan Hakları "felsefesi de" sarf ettiği söz kadar olsa gerek. Özgür-Der Diyarbakır Şubesi dün yazılı açıklamada bulundu; Üskül'ün tez elden AK Parti'den ihraç edilmesi gerektiğine ilişkin. Doğrusu, hak vermemek elde değil. İslami düşünce üzerinde "siyaset inşa" eden AK Parti'de; "statükocu" anlayış barınmaması gerekir.

* * *

SES BOMBALARI NEYE HİKMET?

Ülke ve bölge; Her zaman ifade ettiğim gibi "akla ziyan" hadiseleri üretmede yedi düvele "pabuç giydirir". AK Parti Bağlar ilçe teşkilatı. Ve dün gece de Polis lojmanları. Birer gün arayla ama aynı saatlerde; "ses bombası" atıldı. Ne hikmet; henüz belli değil. Ama insana şunu söyletmiyor değil; "birileri eski günlere dönmemizi istiyor". Allah korusun! Güzel bir hafta dileğiyle.