Yılanlar, kurtlar, böcekler!
Eklenme: 2/25/2014 12:00:00 AM

Bir yıl önceydi.

Demiştim!

Tabi ki şahsi bazda.

Pusudaki, Kurtlar ve çakallar "iş başında".

Pür dikkat kesik.

Beni de takip edip, dinliyorlar.

Kimseden ses çıkmamıştı.

Hatta ilgili-ilgisiz makamlar dahi kale almamıştı.

"Bu adam ne diyor" diye?

***

Ama biliyordum, dinleniyorum!

Hem cep telefonu.

Hem de normal hat.

Peki, ne oldu?

Dinlemeyi bıraktılar mı,

Devam mı ediyorlar, bilemiyorum.

Meçhulliyet var...

Bir ses yok!

Ya "suç isnat" edebilecek bir "kulp" bulamadılar.

Ya da, "pusuda" gün oğlu olma noktasında, bekliyorlar.

Beklesinler.

***

Neyse!

Dinlenen "sadece" ben değilimmiş.

Beni gibi, binlercesi dinlenmiş.

İşte, ortaya çıktı.

Meğer kimler dinlenmemiş ki?

Siyasetçi.

İş adamı.

Sanatçı.

STK temsilcisi.

Bürokratlar.

Yani ünlü-ünsüz "Allah ne verdiyse" dinlenmişler.

Kayıt altına alınmış.

***

Hal-i hazırda.

7 Bin civarında dinlenen "telefondan" söz ediliyor.

Ki gazete manşetlerine taşındı telaffuz edilen rakam.

Ama bu rakam artar diyen da var.

Kimine göre 20 binden fazla!

Yani anlayacağınız herkes "saldırı" alanı içerisinde.

Herkesin "özel hayatı" ifşa kodunda.

Ancak bir dosya için bu kadar "dinleme" olur mu?

***

Nitekim!

Dün Başbakan Yardımcısı Arınç açıkladı.

Sadece bir dosya.

2011/762 Esas numaralı soruşturma.

107 klasöre sahip.

2 bin 280 kişinin telefon numaraları var.

Soruşturmanın dayanağı da.

"Selam ve Tevhid Terör Örgütü".

4 sayfalık bir ihbar mektubu üzerine başlatılmış bu soruşturma.

***

Yani.

Hakikat şu oldu ki;

Yolsuzluk.

Rüşvet.

İhale.

Örgüt.

Kayırma "bahane".

Onlar için şahane olan; "kumpas" ve sonrasında "sindirme-şantaj".

Bir korku imparatorluğu!

Bir devlet çarkında; "paralel" devlet oluşturma.

Yoksa halis bir niyet yok "hırsızı-üçkğıtçıyı" suçüstü etmek!

***

Eee.

Hal-i hazırda paralel devlet ikmalde!

Her alanda.

Biliyorum diyeceksiniz ki burası Türkiye.

Kendine yakıştırdığı da; "hukuk devleti" olma vasfı!

O zaman bu kadar "güvenlik" zafiyeti nasıl olur.

Paralel yapı bu kadar nasıl güçlendi?

Denilen, "iktidarla" yol arkadaşı değil miydi?

Doğru, nasıl olur?

***

Demek ki.

Hükümetin de zafiyeti büyük.

Acaba.

"Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mı" dedi.

Ki öyle görünüyor.

KCK operasyonları dhil olmak üzere.

Birçok kesime ve oluşuma; "bu noktada" operasyon yapıldı.

Hükümet niye o gün "ses vermedi" diye bugün avazı çıktığı kadar bağırıyor.

Güneydoğu'da "dinlenmeyen" var mı?

"Yılan hesabı."

***

Yapı, güçlü, kudretli!

Bu yapı bir başka ülke de var mı?

Yok.

Ya da, demokrasilerde!

Sanmıyorum.

Onun için.

Ülkenin.

Hele ki sivil iradenin.

Ve Türkiye halkının.

Yani yekvücut vaziyette ülke olarak karşı karşıya olduğumuz "tehdit" çok büyük.

Sıradan değil.

***

çünkü.

Devletin,

Yasaların,

Kanunların,

Makam ve mevki yetkisiyle "hukuk adına" denilerek enva-i iş ve işlemde bulunuyorlar.

"Demoklesin kılıcı" gibi.

Nefes nefese ensede; "mahremiyet" kalmadı.

***

Garip bir durum var o da şudur.

Dinlemede.

Kayıt altına düşürmede.

Ortaya dökülen isimler.

Dinlenen kesim.

Bir birinden "kopuk ve farklı" cepheler.

Mantık arızası bir durum.

Her tarafa "telekulak".

Böcekler de ekstra!

***

Şimdi.

Hem Başbakanı dinleyeceksin.

Hem muhalefetin liderlerini dinleyeceksin.

Bakanı dinleyeceksin.

Yandaşı dinleyeceksin.

Karşı olanı da, "kapsama" alacaksın.

Ortak bir ülkü mü var?

Meçhul.

Ama bir "travma" söz konusu.

O da; "acaba ben dinleniyor muyum" kuşkusu ve kaygısı yaratmak mı?

***

Ha bir de.

Dinlenmeye alınmayanlar "hayıflanıyorlar".

Niye "adam değil miyiz diye?"

Dinlemeye alınanlar da böbürleniyor.

Bak bizi dinliyorlar.

Sanki "marifet miş?"

***

Velhasıl.

Bu kaotik süreç kime yarıyor?

Elbette ki.

"Paralel" yapının, İnsiyatif alanına.

Küresel "diş bileyici" çakallara.

Vesayetçi.

Ulusalcı "zihniyetin" savunucusu kurtlara yarıyor.

Erdoğan'ı "Köşke" çıkarmak istemeyen anlayışa.

Siyasetin kumpasçılarına.

Kürt sorunun çözümünü istemeyenlere.

Silahın.

çatışmanın.

Kan ve gözyaşından "nemalanan" yarasaların "ekmeğine" yağ-bal oluyor.

***

Onun için!

Yekvücut saldırıya karşı yekvücut karşı konulmalı.

İdeolojik.

Öfke.

Sempatizan.

Paralel dokunun "abileri-ablaları" arınmalı.

Arındırılmalı ki, "ülke salih-i selamete" kavuşsun.

Ha bir de; terk edilmeli "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" kültürün.

çünkü yılanlar büyüyor.

***

Yoksa!

Ne demokrasiden,

Ne hukuktan,

Ne insan haklarından,

Ne de sivil iradeden "söz edebiliriz".

Ne de, Türkiyenin bütünlüğünden.

çünkü "toplum" yılan, ciyan, kurtlar ve böceklerin tehdidi altında bulunuyor.

****

Not.

Bu akşam;

BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM programı var.

Uzay ve Söz TVnin ortak yayınında.

Saat 23.00'te ekran başında olun.

Telefon, SMS, E-mail ve Twitterden, ulaşabilirsiniz.

çok şey konuşacağız.