Zehir Var, Zehirlenme Yok
Eklenme: 12/14/2012 12:00:00 AM

Yıllarca;

Özala suikastı konuştuk.

1998den, bugüne kadar.

Özala,

O gün tek kurşunla suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ idi.

Yakalandı.

Yargılanıp, tutuklandı.

Peki berisi.

Yok.

***

Kartal Demirağ neden suikast düzenlendi?

Bağlı bulunduğu örgüt?

Suikastın, arkasındaki güç?

Kim ve kimler?

O gün de,

Bugün de, aralanmış aydınlanmış değil.

Yani, meçhul ikmaliyle askıda.

***

Sonra.

Vefat etti, O günde denildi ölümü şüpheli.

Suikast, kurbanı oldu denildi?

Aile fertleri,

En yakın isimler,

Ve tabi ki, kamudaki intibaının sirkülasyonu bu minvaldeydi.

Özal eceliyle ölmedi.

Öldürüldü.

Ama ne hikmetse; O gün otopsi yapılmadı.

Allel, acele kabristana konuldu.

***

Şimdi;

Yıllar sonra işin peşine düşüldü.

Ölümüyle alakalı,

Özal zehirlenerek mi öldürüldü sorusuna cevap bulmak için?

Haydi; DNA testine.

Yapıldı,

Bir kaç gündür de, hayli mülahaza ediyoruz.

Adli Tıp.

Ve Ankara Savcılığının yaptığı açıklamalara ilişkin.

***

Net bilgi yok.

Adli Tıp diyor ki; ölümü zehirlenme değil.

Ancak, Özalda zehir bulguları var, ama zehirlenme yok.

Nasıl yanı?

Aynen de öyle; nasıl yani.

Özalda zehir var, ama zehirlenme yok.

Baksanıza, 4 zehir çeşidi var.

Ancak, bunlar onu zehirlememiş.

Ne hikmet?

Peki, bu hal-i raporla mevzuu kapandı mı?

***

Ya da diyebilir miyiz;

Mesut Yılmaz,

Süleyman Demirelin dediği gibi Özal eceliyle öldü diye.

Ne mümkün.

Şüpheli durum, aynen ve yeni kuşkular inşa ederek devam ediyor...

Sahi, kafa karışıklığı yenilenen bir modelle icra edilecektiyse.

O zaman; niye mezar açıldı.

***

Merhuma,

Kabrinde neden ikinci eziyet reva görüldü.

Malum,

Meseleye Devlet Denetleme Kurulu el atmıştı.

Hazırlanan rapor.

Ve Cumhurbaşkanı Gülün emriyle.

Savcılıkta harekete geçip, mezarı açtırmıştı.

***

Hatırlarsak;

Oğul Özal şöyle bir açıklama yapmıştı.

Babamın naaşından çıkan zehirlerin dozajını azaltacaklar.

Bu ifade, Adli Tıp raporu öncesi söylendi.

Bu da,

Devletin bünyesindeki Gladyo yapıya işaretti.

Şimdi o söze geldik.

Zaten,

Rapor üzerine genel kanı, bu işin üstü örtülüyor.

***

Galiba, düşündüğüm gibi bir durum hsıl olacak.

O da zaman aşımı.

Her büyük vaka da olduğu gibi.

Şöyle ki,

Özalın zehirlendiğine ilişkin yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilmezse, ölümünden 19 yıl sonra mezarı açılarak yapılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanacak.

Bu bir ihtimal.

***

Ve böylece;

Özal dosyası kapanmış olacak.

Tabi bir de ikinci ihtimal var.

O da; soruşturma Nisan 2013e kadar bitirilmediği takdirde kendiliğinden zamanaşımına uğrayacak.

Ve hal-i vaziyetle dosya tozlu raflardan, SEKAnın imha depolarına intikal edecek.

Ki dosya, yeni dosyalar için kağıt olarak dönüş yapsın.

Tıpkı Türkiyedeki bir çok, hakikatin hasır altı edildiği, tarihi davalar gibi.

***

Velhasıl,

Tonton amcanın vefatıyla alakalı niha-i bir sonuç, pek görünmüyor.

O nedenle de;

Bu eksendeki mülahazalar bitmeyecek.

Savcı ne karar verirse versin,

Zaman aşımı nasıl sonlanırsa sonlansın,

Özalın,

Kartal Demirağ suikastı gibi.

***

Zehirlen di, zehirlenmedi mi?

Zehirlenerek mi öldü, yoksa eceliyle vefak etmi etti..

Veyahut farklı bir araç kullanılarak, öldürüldü mü?

İşte bu ikilemler ve sorular;

Her daim tartışma mevzususu olacak.

çünkü Türkiye hakikat-i ikmale bir türlü yüzünü çevirmiyor.

Siyaset

Fosseptik çukuru gibi, hadiseleri hep içine çekiyor.

Kangren misali.

Hep; öteliyor.

Onun için de, güven ve samimiyet pek tesis edilmiyor.

Hayırlı Cumalar.