ZIMBIRTININ BİRİ!
Eklenme: 1/31/2011 12:00:00 AM

Candaş Tolga Işık! Nam-ı diğer, Posta Gazetesi yazarı. Size, "Güneydoğu'da çanak anten terörü" başlıkla yazınızdan dolayı... Yazımın başında, tepkimi ve öfkemi dillendireceğim. Ama, Hakaret etmeyeceğim. Seviyene düşme gafletinde de bulunmayacağım. Ancak; Size meslektaşım demeyeceğim ve diyemeyeceğim! Çünkü sizin icra ettiğiniz ve vücuda getirdiğiniz "mesleki değer" anlayışınız pek muteber bir yerde değil. Yerlerde... Bu durumunuz; Bende, inanılması güç derin "öfke" tahribatı yarattı. Camiamızın, Bir bütünlük içerisinde, teneffüs ettiği mesleğin kendisine özgü "kutsiyeti" arasında, sizinkiyle dehşetli bir uçurum var! Yani sizi bu mesleğin bir ferdi olarak görmek; Mesleğin Ahlaki değer ölçülerine "halel" getirmiş olacağım gibi; ihanetimde vaki olur.

***

O nedenle; Sizi ve tabi ki son zamanlarda sizin gibi düşünenlerin ortaya çıkması noktasında mevcut zihniyetinizi. Tekil, Noktada buluşturup "zımbırtının" biri diye, ifade edeceğim... Belki bu söylem ve çıkışım; 25 yılı aşan bu mesleğin profesyonel dişlisi olmam açısından, "ilkelerime" ters gelebilir. Belki, Seni tanıyanlar "bu zevat" böyle bir düşünceye sahip değil diyebilir. Ya da, "bu kadar tepkiyi" hak etmiyor diyen de olabilir. Ama, Sizin vücuda getirdiğiniz "tinetli" düşüncenize ve dillendirdiğiniz sözcüklerin, bende ve benim gibi düşünen milyonlarda yarattığı öfke... Tabiri caizse; İnsanı "zıvanadan" çıkaran bir hal-i ruhiyet içerisinde kabul edilemez. İşte bu kabul edilemez yansıma sonucunda, kelimelerim satırlara dökülüyor. Evet... Şu bay zımbırtının işlediği halta gelirsek. Sanırım bir kaç gün önceydi! Seks kokan; Bulvar gazeteciliğin baş aktörü Posta Gazetesi'nde işgal ettiği iki sütunluk köşesinde yazdığı bir yazı... "Güneydoğu'da çanak anten terörü"... Tabi bu "terör" ibaresi, öyle silahlı veya bombalı, kan döken, adam öldüren minvalde değil. Aşağılık karakteri ifade eden bir söz dizesi.

 

*** Aslında "enva-i alçalışın" ihtiva ettiği yazıdan, şahsen haberdar değildim. Zaten pek "bulvari" zihniyeti takip etmem ve okumam da... Ancak; Cuma günü akşam bir meslektaşımın "uyarısı" üzerine hadiseye vakıf oldum. "Abi Candaş Tolga Işık'ın yazısını okudun mu?" diye! Yok, cevabına Abi bi oku "Biz Kürtleri sapık ruhlu ilan etmiş!". Cin çarpılmışa döndüm. Nasıl olur dedim kendi kendime? Bölgenin; Yüzde 99'u "dini değerlere" bağlı iken, böyle bir "sapıklığın" bahsinden söz edilmesi kabul edilemez. Olsa olsa; bir gafletin ve delaletin hezeyanı olabilir dedim. Neyse! Gazetenin sitesine baktım yazı yok. Kaldırmışlar. Sadece; özür yazısı var. Eş, dost arkadaş meslektaş derken sonunda buldum, o malum gazetenin bahse konu sayısını. Yazıyı alıp okudum! İğrenç bir düşünceyle; "harmanlanmış" çukur vaziyetli bir yazı. Tüylerim diken diken olduğu gibi. İnanın tansiyonum öylesine bir yükseldi ki, gözüm kararmış bir vaziyette "lanet" getirdim. Yazıklar olsun.

 

***

Sinir katsayım ise tavan yapar halde kendi kendime söylenmeye başladım. Bu kadar mı; Kürtlere karşı, "hainane" bir nefret duygusu işlev görür. Bu kadar mı; Kürtlere "bel altı" saldırı yapılabilinir. Bu kadar mı; Mesleğin ahlaki yapısı, ayaklar altına alınarak, yozlaştırılır. Bu kadar mı; İğrenç üsluplu bir yazar toplumun genelini ahlak dışılıkla suçlayabilir. Daha doğrusu; Güneydoğu ahalisini bir bütünlük içerisinde; "sapık" gösterebilir. Anlayacağınız üzre. Bu Zımbırtı... Baştan aşağı; tahkir ve tezyif dolu bir yazı kaleme almış! Satırlarına; Önce eğitimsizlikten, ardından açlık, yoksulluk ve geri kalmışlıktan dem vurarak başlıyor. Sonra; Laf ebeliğini "Çanak antenlere" getirip. Çanak anten sayesinde; "Bölge ahalisi 24 saat kesintisiz porno kanalları izliyor" diyor. Bunun sonucunda da; "Sapık ruhluluğun" hâsıl olduğu iğrençliğini ifade edip 70 yaşındaki bilmem kaç dedeyi bilmem kaç yaşındaki kıza ve çocuğa taciz etmekle, anıyor.

 

***

Ki yazısında bir paragraf var ki akla ziyan iğrençlik içeriyor. Eğer; Hadiseyi bir bütünlük içerisinde "anlamanız" gerektiği düşüncesi hâsıl olmasa idi. Durumun vahameti, Ve bende yarattığı sarsıntının tozunun bilinmesi için. İnanın bu cümleleri; "Aynı" diye buraya almazdım. Ama duruma siz okurlarımın vakıf olması gerekir diye aldım. Bakın zımbırtı şöyle diyor: "70 yaşındaki adam torununa, gelinine, 14 yaşındaki çocuk minicik bebeğe, öz abisi kız kardeşine, komşunun karısına-kızına tecavüze yelteniyor..." Üstüne üstlük bir de; Sanki görmüş. Tek tek köyleri dolaşmış. Bire bir şahit olmuş bir düşünceyle, satırları kaleme dökmüş. Nerdeyse; Şu 70 yaşındaki Ahmet usta "bana da cinsel tacizde" bulundu diyecek, çirkinliğe gelecek vaziyette. Satır arasına; Bir de bölgenin kendisine has genel itibariyle feodalitenin getirisi olan "Töre"yi de, bu tür "çirkin" ensest ilişki ve tecavüzleri "örten" bir etken olarak; görme düşüklüğünde bulunuyor. Velhasıl; Densizliğin, yüzsüzlüğün, iğrençliğin ve çukur düşüncenin enva-i yapısını vücuda getiren bir anlayışla, kaleme alınmış ibret bir yazı. Zımbırtının; Kürtleri küçük düşürme gayreti.

 

***

Aslında; Rojin için "Dağa kaldırıp, onu haremime alırım" diyen Serdar Turgut gibi zihniyetlerin ne kadar vaki olduğunu gösteriyor bu dökülen salya. Tabi; Bizler, sessiz ve ketum bir düşünce sergilediğimiz içindir ki "bu tür" düşünceler cesaret alıp, üzerimize salya akıtıyorlar. Zımbırtı, Bir de çıkmış köşesinden gelen tepkiler üzerine iki satırlık bir de "özür" dilediğini söylüyor. Hani; Özrü kabahatinden büyük olur ya. Aynen de öyle... Özründe; "yanlış anlaşıldığından" dem vuruyor. Yani "sapık ruhluluk var" ama bölge ahalisinin hepsinde değil. Rezaletin dik alası. Tabi; Bir gerçek durum vardır ki her toplumda "kötü ve sapık" ruhlu insanlar olabilir. Ama bu; Olabilir hal, toplumun geneline, bölgenin bütününe mal edilemez. Böyle bir düşüncenin ihtivası İşlenen kabahat kadar; "Rezilce" bir düşünce olarak kabul görür. Nasıl bir zihniyet bu bilemiyorum!

 

*** Bu arada; Yazıyı kaleme alırken dün akşam saatlerinde İstanbul'da kalabalık bir Kürt kökenli vatandaşlarımızın "demokratik" tepkilerini ortaya koyduğunu haber aldım. Güneydoğu Dernekler Federasyonunun organizasyonu. Haklı bir tepki. Ve demokratik bir hak böylesi düşüncelere karşı, tepki koymak. Ama; Grup içerisindeki bazı kişilerin "işi şiddete" ve taşkınlığa götürmesi yanlış. Malum; Bu kadar "sinir bozucu" duruma elbette ki tepki konulur. Ancak; Bilinmesi gereken pusudaki kurtların "yaratabileceği" siyasi kutuplaşmaya bu durum bahane olmasın. Olgunluk içerisinde. Daha sağduyulu, hassas ve titizlik icrasıyla tepkiler ortaya konulmalı! Bence; Bölge halkı bir bütünlük içerisinde "zihniyeti" okumama boykotuna girmelidirler. Ve pek tabi ki de; Zımbırtıyı yazdığı yazıdan dolayı "hakaret ve tazminata" yönelik suç duyurularına boğmalıdırlar. Her siyasi; Meselede hareket etme ustalığına sahip Barolar bu işi üstlenmeli. Hangi güneler. Dava üstüne dava açmalılar!

***

Üstadın ifadesiyle; "İbret-i âlem" olsunlar ki, bir daha böylesi "hainane ve aşağılayıcı" düşünceye yeltenilmesin. Böyle, haltlar işlenilmesin. Hatırlarsanız, Serdar Turgut Rojin'e dil uzattı. Kız tazminat davası açtı kazandı. Ve Turgut'u da binlerce kez özür dilemeye mahkûm etti. Yani; sesiz kalınmamalı. Bir de beklentimiz var; Postadan Ve bağlı bulunduğu gruptan. Rezaleti, Ve işlenilen büyük kabahati az da olsa, tansiyonu düşürme noktasında telafi edici "kapsamlı" bir özür yayınlanmalı. Öyle; İki satırlı ya da yanlış anlaşıldı babında değil. "Biz; Kürtlerden özür diliyoruz..." diye bağırmalı ve demeliler. Yoksa; Zımbırtının hamuru daha çok su alır?

 

 

***

 

BAŞSAĞLIĞI!

Bu arada; Sevgili hemşerimiz. Eski Parlamenter Sebgetullah Seydaoğlu'nun annesi, Değerli büyük Hacı Hatice Seydaoğlu dün hakkın rahmetine kavuştu. Acılarını paylaşır. Ve buradan; Merhumeye Allah'tan rahmet, Seydaoğlu ailesine de başsağlığı diliyorum. Aldığım bilgiye göre; Taziye Derikliler Yas evinde kabul ediliyor.