Ursula K. Le Guinin Kaliforniyalı yazarın başyapıtı Mülksüzler analizi:
Ursula K. Le Guin, 20. yüzyılın en etkili bilim kurgu ve fantezi yazarlarından biri olarak kabul edilir. 1974 yılında yayımlanan Mülksüzler (The Dispossessed) adlı eseri, yazarın ustalığını gözler önüne seren ve türünün sınırlarını zorlayan bir başyapıttır.
Kitabın Özeti
Mülksüzler, iki farklı gezegen arasında geçen bir hikyeyi anlatır: Anarres ve Urras.
Anarres, mülkiyet kavramının olmadığı, eşitlikçi bir toplum düzenine sahip bir gezegendir. Urras ise kapitalist ve ataerkil bir sisteme sahip, zenginlik ve yoksulluk arasındaki uçurumun belirgin olduğu bir dünyayı temsil eder.
Hikyenin merkezinde Shevek adlı bir fizikçi bulunur. Shevek, Anarreste doğup büyümüş, ancak çalışmalarını ilerletmek için Urrasa gitmeye karar vermiştir.
Bu yolculuk, iki farklı toplum düzeni arasındaki çatışmaları ve benzerlikleri gözler önüne serer.
Edebi Yönler
Anlatım Tekniği ve Dil Kullanımı
Le Guin, Mülksüzler de ustaca bir anlatım tekniği kullanır. Hikye, Shevekin Urrastaki deneyimleri ile Anarresteki geçmişi arasında gidip gelen bölümlerle ilerler.
Bu teknik, okuyucuya iki farklı toplum düzenini karşılaştırma fırsatı sunarken, karakterin iç dünyasındaki gelişimi de yansıtır.
Yazarın dil kullanımı, her iki gezegenin kültürel farklılıklarını vurgulamak için özenle seçilmiştir.
Ursula K. Le Guinin başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Mülksüzler, okuyucuları derinden etkileyen ve düşündüren bir eser niteliğindedir.
Okuyucusu olarak, Anarres ve Urras gezegenlerinin detaylı tasvirlerinden büyülendiğimi söyleyebilirim.
Başka bir okuyucu şöyle diyor: Le Guinin dünya kurgusu o kadar gerçekçi ki, sanki bu gezegenlere ayak basmış gibi hissettim. Bu iki zıt dünya arasındaki gerilim, pek çok okuyucunun kitabı elinden bırakamama nedenlerinden biri.
Shevek karakteri, okuyucuların en çok bağ kurduğu figür olarak öne çıkıyor. Shevekin iç çatışmaları ve idealleri için verdiği mücadele derinden etkiliyor. Kendimi onun yerine koyduğumda, seçimlerinin ne kadar zor olduğunu hissettim.
Mülksüzlerin en çok takdir edilen yönlerinden biri, içerdiği felsefi derinlik ve politik mesajlar. Kitap anarşizm, kapitalizm ve sosyalizm gibi kavramları sorgulatıyor.
Kitaptan bir alıntı ile makaleyi toparlıyorum okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
çünkü her birimiz her şeyi, Ölü Kralların mezarlarında yığılmış her türlü zenginliği hak ediyoruz, aynı zamanda hiçbirimiz hiçbir şeyi hak etmiyoruz, açken bir dilim ekmeği bile hak etmiyoruz.
Başkası açken biz yemedik mi? Bizi bunun için cezalandıracak mısınız? Diğerleri yerken aç kalma erdemini gösterdik diye bizi ödüllendirecek misiniz? Hiç kimse cezayı kazanmaz, ödülü de. Aklınızı hak etmek, kazanmak gibi fikirlerden arındırın, ancak o zaman düşünebileceksiniz.