Bilgileri, olayları, anıları, sözcükleri zihnimizde tutan hafıza dediğimiz beyin kısmımız neden unutuyor.
Ufak çaplı unutkanlıklar normal sayılsa da, son yıllarda insan hafızasının bellek ömrünün geriye gittiği kaydedilmiş.
Unutkanlığın beslenme şeklinizden tutun, ruh ve sinir sağlığına hatta ebeveynlerden gelen kalıtımsal özelliklere kadar birçok sebebi var.
Dijital çağ da tuzu biberi oldu hafızamızın zayıflamasına. Şöyle bir düşünün kaç tane yakınınızın telefon numarasını ezbere biliyorsunuz?
Ülkemizde Alzheimer hastalığı son 10 yılda normalin üstünde artış gösterdi.
Neden unutuyoruz? Dağınık ve yorgun beyin unutur.
Beynin dağınıklığı da ne! sürekli bir şeyleri erteliyorsan, masanda ya da evinde yığınla iş birikmişken sen yatıp uzanmayı tercih ediyorsan bu dağınık beyine işarettir.
Zihni yormaz ve çalıştırmazsan unutur. Malum her şeyi otomatiğe aldık.
Her işimizi bilgisayar, telefon ve teknolojiye devrettik beynin hatırlamamıza yarayan loblarını askıya aldık zamana uydurduk doğal olarak ama yan etkisi olarak unutmaları hediye etti bizlere.
Tabi ki uyku belli bir düzen dahilinde esasen 4 saatlik uyku da yeter ama bunu vücut sistemine alıştırmışsan.
İnternetin telefonlara yayılıp başucumuza kadar gelmesi de hafızamızı köreltiyor. Sürekli bildirimler, şok haberler, zihnimizi aşırı meşgul ediyor 10
dakikada bir gelen bildirimlere bakmaktan gerçek yaşantımızda bizleri bekleyen işlere sorunlara, gerçek hayatımıza odaklanamıyoruz.
Ve yapılması gerekenleri unutuyoruz.
Günümüzde birçok siyasetçi ya da alanında uzman kişiler konuşma yaparken prompter kullanıyor. Aslında buna hiç gerek yok beynimiz prompter dan daha akıllı.
Retorikin (söz söyleme sanatı) üstesinden gelecek kodlara sahip ama
Ya unutursam kaygısı yine teknolojik bir alete bağımlı kılıyor.
Alarm kuruyoruz sabahları uyanmak için buna da gerek yok beynimiz var; gece yatmadan sabah 7.30 da uyanacağım diye yüksek sesle tekrarlarsanız
sabah beyin saatiniz sizi uyandıracaktır. Hatta bu gece deneyin!
Zihnimize kodlama yöntemi anlama odaklanma olmalıdır, ezber değil.
Ezberlerde hatırlanır lakin tekrar edildikleri sürece. Odaklanarak anlayarak dinlediğinizi kolay kolay unutmazsınız.
Eşinizin marketten istediği sebzeyi unutuyorsanız o listeyi sayarken odaklanmamışsınız demektir.
Yalnız olmak da hafızayı zayıflatırken çok sosyal olmak da hafızaya düşmandır. Gün içinde yedi sekiz kişi ile çeşitli muhabbetlere girilince de kafa bir dağılıyor. Kendi ile baş başa kalma süreci de ihmal edilmemeli.
Tiroid ve hormonal düzensizliklerin de hafızayı körelttiği biliniyor.
Hem fiziki egzersiz hem beyin egzersizi unutkanlık probleminizi azaltabilir-çözebilir.
sağlam kafa sağlam vücutta
an da kalmak o anki uğraştığımız ise gerçek anlamda odaklanmak en kuvvetli beyin egzersizidir. Örneğin diş fırçalarken sadece fırçaya odaklanmak fırçanın nerede gezindiğine odaklanmak.
Araç kullanırken debriyaja frene giden ayağı düşünmek, arabanın direksiyon hareketlerini takip etmek çünkü bu eylemler düşünmeden otomatik yaptığımız eylemler.
Beyin de hafıza da düzen sevmiyor aslında tıpkı kadınlar gibi :)) şaşırtılmak, heyecanlanmak, icraat görmek istiyor.
Rutinlerini değiştirirseniz hafızaya idman yaptırmış olursunuz.
Her gün araçla eve dönüyorsanız arada otobüs kullanın.
Bir iki günlüğüne de olsa Sağ elini kullananlar sol eli, solu kullananlar sağ eli çalıştırmayı deneseler bu müthiş bir beyin egzersizi olur.
Pasif uğraşlardan aktif uğraşlara geçin. Yeni bir müzik aleti çalmayı öğrenirseniz hafızanızın gücünü yeniden kazanırsınız. Oysa TV izlemek pasif uğraştır.